Ara
Gümüşhane
Kapalı
-1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8221 %0.19
50,2327 %0.02
5.954,18 % -0,02

TOPRAĞINI KALBİMİZLE SULADIKLARIMIZ

YAYINLAMA:

Herkesi sevebilir mi bir insan?Birinin sevincini kucaklarken  diğerinin kederini yudum yudum içebilir mi? Kalbi pamuk şeker gibi her daim tatlı tatlı erir mi?Sahi yüreği taşıyan vücut mu?Yoksa vücudu var eden yürek midir?Toprak ve su ile yoğrulan hamura var olmak bilincini aşılayan ruh onda adeta bir elmas gibi işlenmişti.Mücevher zaten ismi ile değerli idi. Herkesin onu görünce kan bağı ile bağlanmak isteği kabarırdı. İnsanları asıl bağlayan düğüm ona göre can bağı idi. Canını canana vereli çok olmuştu. Hâlbuki bazı yüreklerde yıldızlar taşımak için gökyüzü olmak lazımdı. 

Beklemek güzeldir beklediğin geri döneceksin. Özlemek güzeldir özlediğin geri dönecekse. Bilinir ki toprak altında ama yüreklerin üstünde yaşayanlar vardır. Yaşarken başkalarını da kendiyle yaşatanlar vardır. Kendi ile dedim ya kalbi ile bütün varlığıyla, rızkıyla ve duasıyla yaşatanlar vardır. 

İsim alarak yaşar insanoğlu. Ad almak yetmez tabiki insan olmak için, sevilmek için, sayılmak için, özlenmek için adının üstünde yaşayanlar vardır. Adı baba, adı dede, adı kardeş, adı dayı, adı amca, adı eş ve en önemlisi adının önüne geçmiş birisine bu ömürde edilecek dualar biriktirirsin. Avucunun içine alırsın önce teşekkürünü, anılarını, acılarını, gülüşünü, üzülüşünü, sevişini, ekmek getirişini ve senden gidişini... Sen dünyadan gitmiş bilirsin, o halbuki ruhunu dinlendirene varmıştır. Düşünürsün hastadır ,yaraları dinmiş midir diye düşünür durursun. Her yaranın merhemi vardır derler ya bazı merhemler topraktadır. Yaşarken şifa diye arşa gönderdiğin ahlar ölünce vahlara dönüşür. 

Zaman ilaçtır derler geçen günler özlemini artırır ,acını artırır ve insan olarak yaratılmandan ötürü bununla yaşamayı öğrenirsin. Ölünce ölür mü insan? Ölüm ölmeye yeter mi? Ölüm herkesin başında. Ölüm adı aynı ama hikayesi farklı bir sınavdır.

Yediden yetmişe değişmeyecek bir imtihanın hem oyuncuları hem de  seyircileriyiz. Sevdiklerimiz ölünce değil yaşayınca sevilsinler, özlensinler, görülsünler, isimleri yaşarken sonsuz olsun. 

Adları ölmeyen güzel adamları güzel sevin. Yetim yüreğimin babası seni her daim çok seveceğim. 

Bu dünyadan kalbinin ışığı sevdiklerine dağılmış koca bir Süleyman Özer geçti(mi?)

Sonsuz rahmetle ve özlemlerin en özlemiyle....

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *