NEREDEN SALDIRACAKLARINI ŞAŞIRDILAR

Küresel baronlar kendi istekleri doğrultusunda hareket etmeyen, kendi çıkarlarına ters düşecek kararlar alan ülkeleri hizaya getirmek için akla ziyan oyunlara başvuruyorlar. Arap baharı diyerek demokrasi getirecekleri ülkelere baktığımızda, demokratik yollarla seçilen cumhurbaşkanlarını hapse attırıp kendi piyonlarını işbaşına getirene kadar seçim yaptırırlar. Kendi piyonlarını işbaşına getirince o ülkelerde demokrasinin hâkim olduğunu iddia ederler. Kendi piyonları aracılığı ile istedikleri her türlü oyunu oynama fırsatı bulurlar. Yapacakları her türlü hamlede karşılarında onlara itiraz edecek merciler yoktur artık. Belli ki yıllar önce bize de aynı şeyleri yapıyorlardı. İstediklerini istediği şekilde elde edebiliyorlardı. Durum böyle olunca da Türkiye onlar için riskli bölge değildi. 


Türkiye eski Türkiye değil. Her dediklerine eyvallah demeyen yöneticileri karşılarında bulunca bu küresel baronlar şaşkına döndüler. Kendilerince a,b,c, diye hain planlarını birer birer sahaya sürmeye başladılar. Ülkemizde Türk-Kürt, Alevi-Sünni vs gibi suni gerilimler oluşturarak toplumu germeye çalıştılar yıllarca. Milletimizin sağduyusu sayesinde bu gibi ayak oyunları tam amacına ulaşamadı. Ama toplum içinde ayrışmalara sebep oldu. Bu durum toplumun kimyasını bozdu. Gerilimler arttı birbirimize tahammülümüz azaldı. 


Yakın zamanda birkaç ağacın kesilmesini bahane ederek Taksim meydanını savaş alanına çevirdiler. Bu oyunlar tutmayınca 15 Temmuz darbesini hain işbirlikçileri aracılığı ile yapmaya kalkıştılar. Bu hain girişim millet tarafından püskürtülünce köşelerine çekilip oturmadılar. Her türlü ayak oyunları ile argümanlarını devreye sokmaya devam ettiler. Utanmadan sıkılmadan darbenin kontrollü bir şekilde yapıldığını dile getirdiler. Bu şekilde darbenin ülke üzerindeki olumsuz izini hafifletmeye çalıştılar. Bu asil millet onların bu oyununu tarihin kirli sayfalarında anılmak üzere çöplüğe gömdü. Milletin meclisini, camilerini hatta ve hatta milletin kendisine kurşun sıkan bu hainleri millet ebet müddet unutmayacak ve unutturmayacaktır. Tarihin hiçbir safhasında görülmeyen bu hainlikleri 15 Temmuz gecesi bu aziz millete reva görenler, hem millet hem Allah katında rezil rüsva oldular. Dünyadaki cezaları belki birkaç yıl olabilir ama Allah katında ebedi bir cezaya çarptırılacaklar inşallah.
Hain 15 Temmuz girişimi ile başarılı olamadıklarını kabullendikten sonra bu millete diz çöktürmek için ekonomik saldırılarla bize ayar vermeye çalışıyorlar. Dolar üzerinden oynanan oyunlar, Halkbank ve Vakıf katılım Bankalarına yapılan siber saldırılar vs. Nereden saldırırsa saldırsınlar Milletimizin bu saldırıların üstesinden gelebilecek güçte ve kabiliyette olduğunu zamanı gelince görecekler. Bu zamanlarda milletin fertleri olarak bizler, bu gidişe dur diyebilmek için ne yapmalıyım sorusunu kendine sorduktan sonra aldığımız cevapla hemen harekete geçmeliyiz. Bireysel olarak her fert kendi üzerine düşeni fazlası ile yapmalı.  Üretim kesinlikle durmamalı. Üreticilere sesleniyorum. Karınız  sınırlı da ola hiç kar etmeseniz dahi üretimden vazgeçmemelisiniz. Böyle havanın bulanık olduğu zamanlarda herkes taşın altına elini koymalı. Büyük Türkiye hedefliyorsak yolumuzda birçok zorlu engeller olacaktır elbette. Bu her zaman böyle olmuştur. Belli zorluklar insana daha üretken olmayı birbirine kenetlenmeyi öğretir. Biz de bu zorlu dönemi bu şekilde değerlendirerek atlatacağız inşallah. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz başka çaresi yok. Bunu hep beraber gördük. Onun için milli ve yerli üretime tam anlamı ile geçmeliyiz. Her şeyde yerli olanı yapmalıyız ve yerli olanı tüketmeliyiz. Tarımda kendi kendine yeten ülkelerden biriyiz. Amenna. Diğer her şeyde dışa bağımlıyız. Dışa bağımlılığımızı azaltacak şekilde orta ve uzun vadeli planlar yapmalıyız. En kısa zamanda bu planları uygulamaya koyarak yeni bir kalkınma hamlesi başlatmalıyız.

YORUM EKLE