Ne garip geliyor kulağa değimli. Noel, yılbaşı, 31 Aralık. İnsanlar hep bir şeylerinden peşinden koşuyorlar anlamsızca. Bazılarımız aylar önceden rezervasyon yaptırıyor, kıyafetler alıyor. Bazıları tatil planları yaparken, en güzel ve anlamlısını Gümüşhaneli hemşerilerimiz yapıyor.

Saat 10 olunca nasılsa her gün Allah’ın günü diyerekten yatıyor. Ya da ailesiyle birlikte tombala oynuyor, pestil- köme yiyor, güzelim kuşburnu çayımızdan yudumlayarak Yaradan’a şükrediyor.

-Allah’ım bir yıl daha yaşlandık varlığına sonsuz şükürler olsun. Sen bizi inançsızların şerrinden koru.

Peki, Türkiye’nin diğer illerinde yaşayanlar neden böyle düşünmüyor. İnsanlar batılılaştıkça kültürü de mi değişiyor? Cevap çok basit aslında insanımız ne hikmetse geçmişini, atasını unutup Çanakkale’de ecdadına kurşun sıkan Fransız’a, İngiliz’e, Yunan’a özeniyor. Bu anlamsız Avrupalılaşma terimlerini kendilerine benimsetmeye çalışıyor. Siz Avrupa’da ki insanlar gibi niye davranıyorsunuz?

Onlar inançları gereği yılbaşını kutluyorlar. Siz nasıl şeker bayramını, kurban bayramını kutluyorsanız onlarda yılbaşını kutluyor. Biz Allah rızası için kurban keserken onlar keyfi hindi kesiyor. Onlar bizim bayramlarımızı kutluyorlar mı? Tabi ki;

-Hayır.

Bakın Kur-an’ı Kerimde yer alan güzel bir ayette nasıl buyruluyor;

Şimdi onları bırak, yesinler, eğlensinler,

Boş ümitleri onları oyalayadursun.

Akıbetlerinin ne olacağını yakında öğrenecekler.

Ne kadar güzel bir ayet değil mi? İnsan aradığı tüm soruların cevabını Kur-an’ı Kerim’de bulabilir. O bizde olmayan, Noel’i kutlayan Hıristiyan bilim adamlarının bile geleceği görebilmek için bizim kitabımızı incelediğini kaçınız biliyorsunuz.

Siz, siz olun asla Allah’ın yolundan şaşmayın, farklı inanışlar altında bulunmayın. Unutmayın bu dünya bir sınav.

“Ne ekersen onu biçer, onu yersin.”