Ara
Gümüşhane
Kapalı
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8125 %0.19
50,2105 %0.03
5.979,91 % 0,41

OKUYAN TARİHİMİZ

YAYINLAMA:
Milletleri millet yapan onun inanç ve idealleridir. Bu bizim için, iki bin yıllık Türk Tarihi ve Türk kültürü anlamına gelir. Türk kültürü; milli birlik ve beraberliğimizin, yücelişimizin maddi ve manevi simgesidir. Bu anlamda kültürümüze tarih boyu hizmette bulunmuş, dünya çapında birçok bilgin, düşünür, sanatkâr komutan ve devlet adamımız vardır.

Selçuklular döneminde özellikle Sultan Alparslan, Melikşah, Sencer, Baybars ve Vezir Nizam-ül, Mülk’ün okumaya, ilim ve tahsile çok önem verdiğini, tahsilin, eğitim ve öğretimin ilim ocağı olan medreselerde ücretsiz yapılması için vakıflar kurdurduğunu biliyoruz.

Dünyanın en büyük âlimlerini yetiştirmiş ve en büyük kütüphane arşivine sahip Osmanlının, önemli işler başarmasının ve toplumlara yön vermiş olmasının temelinde de bilgi paylaşımının ve okumanın geldiği bilinir. Bu bağlamda Osmanlının büyümesinde Osman Bey ve Şeyh Edibali, Selçuklu’nun kurulmasında da Alparslan ve Nizamül mülk eş değerdedir.

Yavuz Sultan Selim’i Yavuz yapan özelliği sadece cesareti olmayıp, kitaplarla olan diyaloguna bakılmalıdır. Fatih sultan Mehmed’ in İstanbul ‘u fethetmesi de genç bir komutanın macerası olmayıp, onun sabahlara kadar okuduğu kitaplardan aldığı bilgi ve tecrübeden kaynaklanmıştır.

Hakikaten Fatih Sultan Mehmed’in okumaya, kitaba karşı çok fazla merakının olduğunu, İstanbul’un fethinden sonra kurdurduğu zengin kütüphanesinden de anlayabilirsiniz. Kendi tarihimize ait bilgileri araştırdığı gibi, Fransa, Yunanistan ve Roma tarihçilerinin eserlerini de okumuştur.

Yine Yavuz Sultan Selim, savaşa gidiş dönüşlerinde seyyar kütüphanesini yanında bulundurur, seçtiği kitaplardan bazısını kendisi okur, bazen de nedimelerine okutur ve dinlerdi.

Kanuni Sultan Süleyman da okumaya, ilim ve alimlere çok değer verir, alimlere danışmadan bir iş yapmazdı. Muhibbi mahlasıyla yazdığı üç bin civarında gazeli bulunmaktadır.

Sultan II. Mahmut’unda en fazla önem verdiği alan eğitimdi. Mekteplerde zorunlu ilköğretimin başlatılması için ferman bile yayınlamıştır.

Atatürk’ün okuduğu kitap sayısının 3997 olduğu tespit edilmiştir. Bu okumada öyle sıradan bir okuma olmamıştır. Her bir kitap satır satır okunmuş ve önemli görülen yerlerine notlar düşülmüştür. O, siyasi ve askeri yeteneğini kitap sevgisine borçlu olduğunu her fırsatta dile getirmiştir.

Tarihte, okumaktan, kitaptan ve ilimden bahsedip de Türk İslam dünyasının en büyük alimlerinden biri olan Hz. Mevlana’dan bahsetmemek tabiki olmaz. Hz Mevlana Allah dostu, gönül insanı… Ölümünün 737. Yıldönümündeyiz. Bu günlerde Şeb-i Aruz törenleri düzenlenmekte, hayatı, eserleri, ulusal ve uluslararası boyutlarda birkez daha anlatılmaktadır. Hz Mevlana'yı ölüm yıldönümünde bir kez daha dualarla anarken yazımızı O’nun şu güzel sözüyle bitirelim. "Üzülme der Mevlana ve devam eder; Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun..., Tek kanatla uçulmaz zaten. Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, Kilimin tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin? Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır!"

Selam ve Sevgiler.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *