ÖNCE HAYALLER ÖLÜR

“Önce hayaller ölür, sonra insanlar.”
Shakespeare

Bundan tam on beş yıl önce bir genç hayallerini anlatıyor kendisine uzatılan mikrofona. Özetle diyor ki bu genç;

“İnsansız hava araçları noktasında ülkem bizi desteklerse çok değil beş yıl içinde bu alanda biz dünyada bir numara oluruz. Bize fırsat verilirse bizler bunu ve bunlardan daha öte projelerle dünyanın gıpta ettiği hale geliriz. Ben kendimi bu işe adadım.”

Kimdi bu tüm yüreği ve samimiyetiyle kendinden son derece emin olan genç. Evet, yanılmadınız. Bu değerimiz Selçuk Bayraktar. Bugün tüm terör unsurlarının korktuğu bu genç o yıllarda kurduğu hayallerine destek olunduğunda neleri başarabileceğinin somut kanıtı aslında. Ve o hayallerine inanan bu değerimiz bugün destanlar yazmaya devam ediyor.  

Bizlerde şimdi ona ve diğer genç beyinlerimize diyoruz ki;

‘İyi ki kurdunuz o hayalleri ve bizler de iyi ki inandık sizlere.’

Bu ülkede geçmişte neleri hayal eden ve neleri gerçekleştirmeye niyetli genç bilim adamlarını ve mühendisleri nasıl yok ettiğimizi veya ellere kaptırdığımızı anlatmaya gerek yok sanırım.

Tarihe baktığımızda her dönemde yıkılsa dahi yepyeni hayaller ile yepyeni devletleri inşa eden atalarımızı görürüz. Oğuz’u, Alparslan’ı, Ertuğrul Gazi’yi, Osman’ı ve dahi yirmi bir yaşında karadan yürüterek gemileri Bizans’ı yerle yeksan eden, yepyeni çağları açan atamız Fatih’i, Yavuz’u ve cennetmekân Sultan Abdulhamid’i görürüz.

Hepsi hayal ederek ve bismillah diyerek attılar ilk adımlarını. Bugün uzun bir vadide kafasını kaldırdığında Kuşakkaya ile Canca’yı gören Gümüşhaneli öğrencilerimizin en büyük desteği onlara hayal etmeyi öğretmek olacaktır şüphesiz.

Her şey hayalle başlar. Hayal edeceksin ama gerçekleşebilecek olanı. Boşa hayal etmek değil bizimkisi. Hayal ettiğin şey için ikinci adım inanç, bir sonraki adım gayret, sabır ve nihayet başarı mutlaka gelecektir.

O yüzden olsa gerek ki yıllardır yazdığım köşemin adı Hayal Ötesi, beş yüz sayı yaptığım sayfam Hayal Dükkânı ve sanal âlemde grubumun adı Hayal Atölyesi’dir.

Hayal ile ilgili şu muhteşem öyküyü okumanızı tavsiye ediyorum;

Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi. Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi..

İki gün sonra ödevi geri aldı. Kâğıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir "0" ve "Dersten sonra beni gör" uyarısı vardı. "Neden sıfır aldım" diye merakla sordu hocasına.

"Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal. Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkânsız" dedi ve ekledi:

"Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm."

Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı. "Oğlum" dedi babası "Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim."

Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına ve kâğıdın altına kocaman bir not düştü;

“Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin ben de hayallerimi…”  

Evet, bir zamanlar ayağında cızlavut lastiği, sırtında yamalı bir önlük ve okul dışı zamanlarda ayakkabı boyatan bir çocuğun kurduğu hayalleri sonunda bugün yirmi kitap, bin üzerinde köşe yazısı, yüzlerce öğrencinin hayallerine dokunan bu satırları yazan bir büyüğünüz olarak;

“Aman hayallerinizi ertelemeyin ve gerçekleşmesi için son derece inatçı olun” diyorum.  

YORUM EKLE
YORUMLAR
Eyyüp Demirel
Eyyüp Demirel - 2 yıl Önce

Teşekkür ediyorum güzel bir köşe yazısı olmuş yeni başlıyoruz