ONURLU MESLEĞİN AĞIR İŞÇİLERİ “ÖĞRETMENLER”

Her 24 Kasım günü geldiğinde ilk okul öğretmenim olan Kemal Turhan aklıma gelir. Dile kolay tam beş yıl bizlere emek verdi.

Sonraki tahsil hayatıma bir çok öğretmenim girdi ancak Kemal öğretmenin bizdeki yeri ayrıdır.

Halen Gümüşhane’de ikamet eden ilkokul öğretmenimi her Gümüşhane’ye gittiğimde ziyaret eder ellerinden öperim.

1970’li yılların sonunda tam beş yıl Dörtkonak köyü ilkokulunda bizlere okumayı yazmayı öğreten ilkokul öğretmenimin şahsında bütün öğretmenlerimizin bu anlamlı günlerini kutluyorum.

Köy ilk okulunda öğrenci ve öğretmen olmanın zorluğunu yaşayanlar bilir. Okulda elektik yok. “Akıllı tahta tablet bilgisayardan (!)” vazgeçtik kara tahtanın karşısında aydınlık gelecek için gecesini gündüzüne katan öğretmenlerimizdir.

Öğretmenler günlük planlarını biz öğrenciler ise v ödevlerimizi  gaz lambası ışığında yapar bitirirdik.

Hiç unutmam ısınma ihtiyacını her öğrenci velisi payına düşen miktarda odunu, okula kar yağmadan teslim etmek zorundaydı.

Kışın soğuğunda paçalarımızda oluşan buz kütlelerinin ağır yükü altında sabah okula ulaştığımızda sınıf öğretmenimiz sobayı yakar bizlerin gelmesini beklerdi…

Hülasa şehirde görev yapan öğretmenlerden yurdumuzun köylerinde görev yapan öğretmenlere kadar hepsi de öğrencilerini eğitip onlara bilgi öğretirken hiçbir çıkar peşinde değillerdir.

Öğrencilerinin sıcak bir gülüşü, içten söyledikleri bir “canım öğretmenim” sözü, onlar için ödüllerin en yücesidir, Bütün öğretmenlerimiz, böyle içten sevilmeyi ve saygı görmeyi hak etmektedirler.

Çünkü öğretmen, görevini yerine getirirken her türlü fedakârlığı yapar. Severek görevini yaparken fedakârlıklarının farkına bile varmaz. Her öğrencisinin kendi evladı gibi sever, korur ve gözetir.

Çocuklarımızı anne babaları olarak bizler dünyaya getiriyoruz ancak onları yarınlara öğretmenleri hazırlıyor. Zamanlarının çoğu okullarında öğretmenlerinin yanında geçiyor. Her bir evladımız öğretmeninin titizlikle çalıştığı “eğitim öğretim tezgâhında” işlenerek geleceğe hazırlanıyor.

Kısa bir sürede olsa öğretmenlik geçmişime paralel olarak Okul Aile Birliğinde görev yaptığım yıllarda çok yakından tanıma fırsatı bulduğum, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “çağdaş ve muasır medeniyet seviyesi” üzerine ülkemizi ulaştıracak onurlu mesleğin “ağır işçileri” elbette ki öğretmenlerimizdir.

Ülkemizin dört bir yanında "Atatürkçü düşüncenin" ışığı ve meşalesi ile bizlere bir ışık, bir yön oldular ve olmaya devam ediyorlar.

Bütün olumsuzluklara rağmen kuş uçmaz Kervan geçmez Anadolu’muzun en ücra köşesinde, meslek onuru ve bilinci ile hizmet yapan öğretmenlerin bugün hak ettiği itibarı ve saygıyı gördüğünü maalesef söyleyemeyiz.

En mutlu günlerinde belki bir hak arama mücadelesi olarak bir araya gelip sesini duyurmaya çalışan, Kızılay meydanında üzerlerine araçlardan su sıkılan, dağıtılmaya çalışılan bir günde öğretenlerimize karşı yapılan bu eylemleri onaylamadığımızı belirterek,

Bu duygu ve düşüncelerle; bu kutsal görevi yerine getirirken hayatını kaybetmiş olan onurlu mesleğin ağır işçilerini saygı, minnet ve rahmetle anarken; sevgi, emek ve özveri ile yeni nesillere rehberlik eden tüm öğretmenlerimizin de 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.
YORUM EKLE