SEVDAMIZ GÜMÜŞHANE

“Gümüşhane sınırları içinde artık sırtım yere gelmez”
Mahmut Oltan SUNGURLU

“Hemşerisi olmakla onur ve gurur duyduğumuz Gümüşhane için gerçekten bir şeyler yapabiliyor muyuz?”

Yukarıdaki bu soruyu inanın her biten günün sonunda başımı yastığa koyduğumda sormadan uyuyamıyorum. Bu mahrum şehir bağrında birçok değerli evladını yetiştirmiş, dünyanın ve ülkemizin dört bir yanına göndermiştir. Kimi hemşerimiz dünya devi olurken, kimileri kendi alanında en zirvelerde yer almıştır. Ve her biri inanın Gümüşhane gibi bir markanın eseridir. Onları besleyen bu topraklar ne kadar mühimse onları yetiştiren öğretmenleri, ailesi, çevresi, arkadaşları da o kadar önem arz etmektedir.

Peki, gelelim bu yazıyı kaleme almamıza vesile olan asıl sebebe. Bu şehir bizleri büyüttü, okuttu, iş ve aş sahibi yaptı. Buna karşılık biz hemşerisi olduğumuz bu şehir adına neler yaptık?

Sevgili Recep Ergin kardeşimin web sitesi tüm Gümüşhanelilerin günde birkaç kere uğradığı bir mekan. Bilhassa dışarıda olan hemşerilerimizin okuduğu bir mektup, aradığı bir teselli, duymak istediği bir haber, nefes aldığı bir yaşam vesilesi adeta. Bizlerin yazılarını dünyanın dört bir yanına ulaştıran bir gönül köprüsü.

Malumunuz Gümüşhane; bu şehrin en büyük şansı olduğuna inandığım Sayın Valimiz Okay Memiş ile Belediye Başkanımız Ercan Çimen’in üstün gayret ve hizmetleriyle kabuğunu kırarak farklı ve başarılı bir ivme kazanmıştır. Yarım kalan, hiç yapıl(a)mayan ve pansuman tedbirlerle sürekli ertelenen projeler önümüzdeki süreçte alacağı ivme ile şehrin ufuklarını açacak ve aşacaktır.

Evet, bu şehir adına neler yapılabilir? Bu şehrin bir deli sevdalısı olarak 3 T 1 S formülünden hareketle ilk önce bu şehrin Tarım, Turizm, Ticaret ve Spor ile hayat bulacağına inananlardanım. Ve en önemlisi EĞİTİM bu şehrin kurtuluş reçetesidir.

Birinci T yani TARIM. Kelkit, Şiran ve Köse gibi organik tarım, hayvancılık ve diğer alanlarda son derece geniş ve bereketli topraklarımızla ülkemizin en verimli, en rantabl ve en aranan bir pazarı olmamız hayal değildir. Kürtün’de balıkçılık ve fındık yeni iş ve aş imkânlarımızdır. Bu alanda ülkemizin teşvikleriyle bu bölgelerde tarıma dayalı istihdamı sağlayabilir, yeni ekmek alanları kazanabiliriz. Bilhassa elma, armut, ceviz, dut, fındık başta olmak üzere şehrimizin simgesi olan meyveciliği geliştirebiliriz.  

İkinci T yani TURİZM. Karaca Mağarası, Süleymaniye, Kayak Merkezi, Zigana, Krom Vadisi, Santa, Satala, Tomara Şelalesi, Sarıçiçek Köy Evleri, Canca, Keçi Kale, Kov Kalesi, Limni, Çakırgöl, Örümcek Ormanları, Güvende, Kadırga Yaylaları gibi turizm zenginlikleri ile Gümüşhane’miz iç ve dış turist çekerek bölgeyi adeta uçurabilir.

Üçüncü T yani TİCARET ile bölgede taş, altın, gümüş, gıda (pestil, köme, Gümüşhane Ekmeği, bitkisel çay ve kuşburnu) alanında markalaşarak yurt dışı ve yurt içinden aranan bir pazar olabiliriz.

Ve S yani SPOR. Başta Gümüşhanespor olmak üzere Torul Gençlik Voleybol, Gümüşhane Belediyesi Voleybol ve Hentbol Takımları ile bireysel atletizm ve atıcılık alanlarında Gümüşhane son yıllarda ivme kazanmış ve şehrimizin adeta sosyal ve kültürel ilacı, şehrimizin adeta reklam vesilesi olmuştur.  

Bunun dışında dünyanın ve ülkemizin önemli isimleri (herkes biliyor) bir Zekai Araz misali bu şehre el verebilirler. Ramada Oteli’ni bu şehre kazandıran Araz gibi bir başka tesis, bir fabrika, bir destek sağlayabilirler. Bu Gümüşhaneli olmanın verdiği bir erdemli hareket, doğduğu topraklara bir vefa borcu, bu şehrin gençlerine bir ekmek kapısı, yarın arkanızdan okunacak bir hayır dua vesilesi olacaktır.

Gümüşhane siz değerli hemşerilerinin bu katkılarına muhtaçtır. Küslükleri bir tarafa bırakarak ben bu şehre acaba ne katkı verebilirimin muhasebesinde olmalıyız. Dernek ve vakıflarımız tabela hüviyetinden çıkarak gerçekten bu şehre ne verebilirimin derdinde olmalıdırlar.

Herkesin gücü, fikri, projesi ve inancı kararınca tek derdi GÜMÜŞHANE olmalıdır.

YORUM EKLE