Severek zarar vermek

Bir taraftarın kulübünü sevmesi, takımını sevmesi tamam ama bu sevgi, fanatiklik boyutuna geldiğinde zararlı olmaya başlıyor. Sevgi daha da bütünleşip birleşmesi gerektiği zamanda tersine ayrışmaya başlarsa zarar vermeye başlar.

Temsilcimiz Gümüşhanespor’un evinde oynadığı son karşılaşmalarda, üzülerek fanatizmin kıpırdamaya başladığını görüyoruz. Düşünün top toplayıcı çocuk, hocamızı çizgi ihlali gerekçesiyle uyarmaya gelen hakemin önünde set oluyor. Hatta hakemi hocaya yaklaşmasın diye iteliyor. Sanırım bunun başka bir örneğini görmek zor. Elbette o çocukta fanatizm aramak yanlış olur. Çünkü o yaşlarda yaptığı hareketin sonunu hesap edemez. Önemli olan bu çocuğun, bu hareketi yapmasına sebep olan nedenlerdir.

Son olarak evimizde oynadığımız Kahraman Maraş Belediyespor karşılaşmasında ise çocuklarımızın bile yapmayacağını büyükler yaptı. Tamamen rakibimizin mağlup olmasından sonra kurguladığı tuzağa düştük. Zorlu bir karşılaşmadan galip ayrılan bir takımın taraftarının maçtan sonra sahaya inerek rakip futbolcuların üzerine yürümesini de ender görebiliriz.

Mağlup olsak ve rakip bizi tahrik etse, tasvip etmesek de belki makul görülebilir ama galip gelmişken ve artık zor bir viraja girmişken saha kapamaya varabilecek bir eylemde bulunmak, kimse kusura bakmasın ama deliliktir.

Bu taraftarlarımızın asla Gümüşhane ve Gümüşhanespor sevgisinden şüphemiz yok. Bu sevgiye birde İdris Çimen sevgisi eklendi. Gümüşhanespor’a hizmet eden çok değerli başkanlarımız oldu. Gümüşhane halkı hepsine gereken sevgi ve saygıyı hep gösterdi. Hatta biraz daha iddialı olursak, belki de Türkiye’de başkanı taraftarından tepki almayan tek kulübüz. Geçmişteki değerli başkanlarımıza gösterilen sevginin çok daha fazlası şimdiki başkanımız İdris Çimen’e gösteriliyor.

İdris Çimen’i hepimiz çok seviyoruz. Saygılı, mütevazı, halkla hep iç içe, doğal ve samimi olması sebebiyle başkan olmadan önce de çok sevilen bir kişilikti. Ancak bizde sevgimizi gösterme çeşitliliği nedense hep uç sınırlarda oluyor.

İdris Çimen’i seviyorsak, her maça gelen yanına 3-5 arkadaşını alsın. Tutsun kolundan hatır koyarak getirsin. Tribünden sahaya atlama enerjisini tezahürat yaparak harcasın. Maçlarda İdris Çimen ismini bağırmak İdris Çimen’i sevmek değildir. İdris Çimen’i sevmek; onun yükünü azaltmak için çaba sarf etmek, stresini paylaşmaktır. Diğer türlüsü sadece gösteriştir ve asla samimi bir sevgi değildir.

Bu sevgiye sadece İdris Çimen sevgisi dersek, yazımın başında bahsettiğim ayrışmaya gideriz. Bu sevgi İdris Çimen sevgisiyle paralel olarak Gümüşhane ve Gümüşhanespor sevgisi olarak büyüyüp çoğalırsa anlam kazanır. Başkanımızı, hocamızı, futbolcumuzu ve en önemlisi ilimizi sevelim ama lütfen abartılı sevmeyelim ki, o sevgi bize zarar vermesin.

Temsilcimiz ilk haftalarda yaşadığı takım olma sıkıntısını aştı ve hızla yukarılara tırmandı. Bu haftadan başlayarak birbirinden zorlu karşılaşmalar oynayacak. İlk yarının sonuna kadar bu zorlu karşılaşmalardan çıkaracağımız puanlar lig için hiç kuşkusuz çok belirleyici olacak. Şimdi Gümüşhanespor’un her zamankinden daha fazla desteğe ihtiyacı var. Pazar günü sadece 2 saatini bu takıma ayırmak kimseyi mağdur etmez.

Bu takıma kâğıt üzerinde destek veren çok ama inanın bu sayı 3-5 kişiyi geçmiyor. Kurusıkı destek söylemleri hep havada kaldı. İdris Çimen’e başkan olması için baskı yapanlar, gönül koyanlar, destek naraları atanların %90’ı ortada yok. Gümüşhanespor, Gümüşhane’nin ortak bir değeridir. Bu değere hep birlikte sahip çıkmamız lazım.

Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Beylerbeyispor karşılaşmasında alınan beraberlik kimseyi karamsarlığa düşürmesin. Futbolda her türlü sonuç var. Kaldı ki, bu hafta alacağımız bir galibiyet Beylerbeyispor beraberliğini fazlasıyla telafi edecektir. Yeter ki, sağlıklı desteğe devam edelim.
YORUM EKLE