Ara
Gümüşhane
Kapalı
3°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8135 %0.19
50,1856 %-0.02
5.959,90 % 0,07
Siyasi Görüş Dostluğu Etkiler mi?

Siyasi Görüş Dostluğu Etkiler mi?

YAYINLAMA:

“Siyasi görüş hayatımızı etkiliyor, dostluğu nasıl etkilemesin” dediğinizi duyar gibiyim.

Geçtiğimiz gün yakın bir arkadaşımla sohbet ederken laf döndü dolaştı siyasete geldi ve bu konu açıldı.

Konuşurken televizyon ekranlarındaki siyasi tartışmalar, liderlerinin birbirlerine karşı takındıkları olumsuz tutum ve davranışlar ister istemez tabana da ilişkilere de yansıyor dedim.

Siyasi görüş, kişinin tüm yaşam tarzını, ilişkilerini etkileyen bir hale gelmiş ki 
arkadaşınız/dostunuzla iki laf ederken konu öyle ya da böyle ekonomik gidişata, kutuplaşmaya gelip dayanıyor.

Asıl konuşulması gereken toplumsal sorunlardan uzaklaşıp içi boş anlamsız tartışmalarla ömür geçiyor.

Bakınız bu yazıyı kaleme alırken bir günde dört vatandaşın intihar ettiği haberi düştü ekranıma.

İçlerinde bir tanesi var ki okuduğumda yüreğim sızladı.

Mersin’in Mut ilçesinde yaklaşık 10 yıldır kiraladığı küçük bir dükkanında 48 yaşındaki, 1 çocuk babası Murat Gümüş, “günlerdir siftah yapamadan dükkân kapatıyorum” deyip evinin önünde kendisini iple asarak yaşamına son verdi.

Hayat şartlarının zorluğu insanları intihara sürüklüyor. Acilen çözüm bulunmalı!

Ekonomiye bağlı toplumsal sarsıntı geçiriyoruz.

Vaziyetimiz bu iken hiçbir şey üretmeyip, dırdırı bitmeyen kaynanalar gibi

meclis sıralarında oturan vekiller ve dahi birbirlerine laf yetiştirme yarışına giren liderler ne yapıyor Allah aşkına!

Bu insanlar neden intihar edip yaşamlarına son veriyorlar? Buna biraz kafa yorsunlar. Çare ve çözüm bulsunlar!

Yeri geldiğinde “Fırat'ın kenarında bir kuzuyu bir kurt kapsa kuzunun hesabını Allah, Ömer'den sorar.” Diyoruz ya!

Neyse…

Hiç unutmam yıllar önce bir arkadaşımdan dinlemiştim.”Sen onların Televizyon ekranında birbirleriyle kavga edip milleti birbirine düşürdüklerine bakma, içerde kulislerde kol kola girip çay sigara muhabbeti yapıyorlar”

Gelin görün ki bir yetkili muhalif gazeteciye, siyasetçiye ve seçmene terörist diyebiliyor bu ülkede! İnanılır gibi değil.

Bu siyasi dilin kullanıldığı yerde dostluk olabilir mi?

Siyasi kutuplaşma arkadaş ilişkilerinde de kendini gösteriyor.

Sadece ikili ilişkilerde değil, arkadaş ortamlarında, whatsapp gruplarında bile ayrışmaların olduğu insanların birbirlerine mesafe koyduklarını çevremizde görüyoruz.

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki iktidar muhalefeti, muhalefet iktidarı sev(e)mez oldu.

Yolda yürürken karşıdan gelen kendi partisinden olmayan birisine selam dahi vermeyenler var.

Özellikle küçük kentlerde sadece siyasi görüş yüzünden birbiriyle konuşmayan komşular var.

Hadi komşuları geçtik birbiriyle konuşmayan akrabalar dahi var.

Birinin ak dediğine diğeri kara diyor.

Durum böyle olunca siyasi görüşünüzü hayatınızın merkezine koymuyorsanız, birbirinize saygı göstererek konuşmayı biliyorsanız, birbirinizin daha değerli özelliklerine odaklanıyorsanız neden dost olmayasınız. Değil mi!

Tüm bunlara rağmen nezaket kuralı içerisinde siyasi ayrışmalar, tartışmalar dostluğu etkiler ancak arkadaşlığı etkilememeli.

Bu noktada ünlü filozof Aristo’nun çok beğendim konumuzla alakalı şu sözü geldi aklıma:”Sevdiklerinizle siyaset yapmayınız. Zira; siyaset dostlukları zedeler. Siyasetçiler yollarına devam ederken, siz dostlarınızı yitirdiğinizle kalırsınız.”

Kimilerine göre hayat siyasettir. Günümüz Türkiye’sinde yaşayıp da bunu algılayamayan ya da algılamak işine gelmeyen, gelse de savunacak bir argümanı olmayan biri, dost olmayı versin.

Karşınızda her yaptığı eyleme saygı isteyen fakat sizin eylemlerinize, düşüncelerinize bırak saygıyı düşman olan sizi sürekli aşağılayan, maalesef bir kesim var.

Dolayısıyla medeni ve saygılı bir ilişki çerçevesindeki bir dostluktan bahsediliyorsa, siyasi görüş değil, dünya görüşü ya da yaşam biçimi dahi etkilememelidir.

Netice olarak…

Şartlar ve yaşam kalitesi aynı seviyede olan insanlar ortak şeyleri paylaştıkları sürece dostluklar devam eder.

İşte o dostlukları ne siyaset ne de başka bir şey etkilemez.

Her şeyin politik olduğu bir dünyada ve özellikle Türkiye gibi bir ülkede iliklerine kadar siyaset işlemiş fanatik kimselerden -bize sorarsanız- uzak durun…

Demem o ki, bir kere karşı karşıya oturup çay bile içemediğiniz o siyasilerin konuşmalarından sonra gaza gelip kimseyi kırmayın. Hayat inanın çok kısa…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *