SULU ŞEHRİN SUSUZ İNSANLARI (2)

EY VAH MI?

Her insanın yaşam biçimi vardır ama her insanın yaşam biçimini değiştiren toplumda var olmaya başlaması toplum değerlerimizin  yok olmasına sebep veren siyasi iradenin de  ve buna benzer etkenlerinde olduğu gözler önünde oluşunun suskunluğunu yaşayan toplumunun köleleşmesi  toplumsal etken mi? yoksa toplumun sorumluluğunun bilmemesi mi?

Hayat insanları bazen öğle bir zamana sürükler ki  aslında içindeki gerçekleri toplumun tanımasına sebep olduğunu anlayamaz .Toplumum bazı kesimleri gününü kurtarmak adına ekonomik kazanımları kar olduğunu zannederken geleceğinin ne olacağını zamanın vermiş olduğu köleleştirme olduğunu anladığında onun için zamanın çok geç olduğunu anlasa da yaşam kalitesinin düştüğünü öğrenmekte geç kalmıştır. Ey vahh demenin  zamanı geçmiştir artık  kişisel kaygıların olduğu toplumda yaşana bilir bir düzenin olmağı bir toplumda bir yerden tutunabiliyorsan ayakta kalma mücadelesinde ne kadar kalabilirsin? Düzene uymak için yapılan hamlelerin veya mücadelelerin sonuçsuz kaldığı bir yerde suçlamaların baş kaldırdığı yalanların doğru doğruların yalan olduğu düzene ayak uydurmak geleceğin  değil de gününün kurtarmak olduğu aşikardır. Toplum içersindeki liderleri değilde  kendi dünyalarında yaşattıkları temsilcileriyle beraber olması toplumsal acıyı görmezden gelmeleri kişiselleştirmekten başka ne olabilir ki.

Sizlere 4 muratla dericinin arasında geçen bir diyalogu paylaşmak istiyorum.  Toplum kim sadrazam kim  padişah kim derici kim olmuş değerlendirme sizlerin.
Birgün 4. Murat Sadrazamıyla birlikte tebdil-i kıyafet gezerken bir deri dükkanın önünde dururlar. Dükkan son derece kötü bir durumdaydı ve dericinin hali ise içler acısıydı.

İhtiyar derici sandalyesini çekmiş dükkanın önünde oturmaktadır.

Padişah: Selamın Aleyküm derici der. Derici şöyle gelenlere göz atar ve hemen toparlanarak:
-Aleyküm Selam Ya Cihan-ı Serdar der
-Padişah: Yazı Kışa hiç katmadın mı?
-Derici : Kattım ama hiç bir şey tutturamadım
-Padişah: Peki geceleri hiç çalışmadın mı?
-Derici: Çalıştım ama el aldı
-Peki der Padişah sana bir kaz göndersem yolar mısın?
-Derici yolarım der hem de hiç bağırtmadan..
-Padişah dericinin yanından ayrılarak saraya döner. Sadrazam dayanamaz..
-Haşmetlim der derici ile yaptığınız konuşmadan hiçbir şey anlamadım.
-Padişah kızar Sadrazama dönerek.- Sen nasıl sadrazamsın der ne demek bir şey anlamadım. Derhal o dericinin yanına gideceksin ve ne konuştuğumuzu anlayacaksın. Eğer anlamazsan tez zamanda kelleni vurdururum der.
Korkuya kapılan sadrazam soluğu dericinin yanında alır.
Derici sadrazamın koşarak geldiğini görünce doğrularak.
—Hoş geldin der.
-Sadrazam – Çabuk bana Padişahla ne konuştuğunuzu anlat
-Derici- Anlatırım ama bir kese altın vereceksin
Sadrazam kelle korkusuyla kabul eder ve sorar
—Söyle bakalım gelenin padişah olduğunu nasıl anladın?
-Derici- Padişah kılık değiştirmişti ama yeleğini değiştirmeyi herhalde unuttu üzerinde öyle kıymetli
deriden yapılmış bir yelek vardı ki o yeleği ancak padişahlar giyebilirdi
Peki der sadrazam Yazı kış katmadın mı ne demek?
-Derici- Anlatırım ama bir kese altın daha vereceksin
Sadrazam mecburen kabul eder.
-Derici- Padişah yazı kışa katmadın diye sordu yani yaz kış çalışıp kazanmadın mı ki sen ve dükkânın bu haldesiniz dedi bende çalıştım ama hiçbir şey tutturamadım dedim
Peki der Sadrazam. Geceleri hiç çalışmadın mı? Diye sordu
-Derici -Anlatırım ama bir kese altın daha vereceksin
Sadrazam biraz da kızarak kabul etmek zorunda kalır.
-Derici -Yani padişah geceleri çalışıp çocuk filan yapmadın mı özellikle oğlun yok muydu sana yardım edecek demek istedi. Bende yaptım ama oğlum olmadı kızlarım oldu onları da elin oğlu aldı dedim…
Peki der sadrazam Padişah sana bir kaz yollasam yolar mısın dedi o ne demek?..
İhtiyar derici elindeki altın keselerini şöyle hafifçe havaya atıp tuttuktan sonra…

Eeeee.. Onu da artık sen anla sadrazamım demiş…

Kemal  EMİROĞLU
mail: kemalemiroglu29@gmail.com
YORUM EKLE