Suvak kuyuları

Yıllar boyu köy evlerinin boya badana işleminde kullanılan Suvağı bu yazımda sizlere anlatmak istedim.

Birçoğumuz bilir ve mutlaka kullanmıştır. Evlerinin güzel kokusunu, beyazlığını yaşamıştır. Ne var ki hiç adını duymayan, nasıl nerde kullanılır nerden alınır bilmeyenlere ve öğrenme arzusu olanlara da bir fırsat diye düşündüm. Tabi suvak ilkbahar mevsiminde kuyudan çıkarılıyordu.

Kısaca ilkbahardan bahsedecek olur isek ilkbahar aylarında;  doğa kış uykusundan uyanır. Dağlar, bayırlar, bağ ve bahçeler yeşil renklerin güzelliğine bürünür. Adeta cennet misali gibi olurdu Gümüşhane’mizin köyleri.

Orhan Veli Kanık,  ‘Baharın İlk Sabahları’ adlı şiirinde “Karşı damda bir güneş parçası/ İçimde kuş cıvıltıları şarkılar;/ Bağıra çağıra düşerim yollara;/ Döner döner durur başım havalarda./ diye akıp giden şiiri gibi bahar.

Bahar her şeyden önce bir mutluluk, bir canlılık halidir. 

Şuan kış mevsiminde ve ocak ayındayız ancak önümüz bahar.

Baharın gelmesiyle birlikte tarım ile geçimini sağlayan köylülerimiz deyim yerindeyse vakit kaybetmeden işlere koyulurdu. 

Hani baharda ne ekerseniz yazın onu biçersiniz. 

Tabi bizim köyde de bahar kendini göstermeye başlamıştı. Bahçeler çapalanır, fidanlar dikilir, kuru verimsiz ağaçlara aşı yapılır, kazma, kürek keser gibi el aletleri onarılır kırılan sapları yenilenirdi.

Bu arada Dörtkonak da bahar temizliği öncelikle evlerde başlardı. Ancak evler kış mevsiminden çıkmıştı. Sobalar tüttü. Duvarlar karardı. Lambalar is verdi. Evin önce boyanması beyazlanması gerekiyordu.

Köyümüzün Çakırlı Mahallesinin arkasından akan derenin yamacında suvak kuyumuz vardı. Her yıl bu mevsimde köyümüzün bayanları ve biz çocukları sabahın erken saatlerinde suvak kuyusuna doğru yol alırdık. İlk giden kuyuya ilk girerdi. 

Annem kuyuya girdiğinde kuyunun ağzında bekler onun zagel(Kazma küçüğü) ile çıkardığı mis kokulu yumuşak beyaz suvağı yuvarlak yapar kenara dizerdim.

Bu işlem yaklaşık 2 saat sürerdi. 3-4 saat güneşte bekletilen suvak biraz hafifler çuvallara girer yük hayvanlarına yüklenir ve evlere taşınırdı. 

Fazla çıkan suvaklar gelecek yıl kullanılmak üzere kiler kapısının arkasında bulunan sepete dizilirdi.

Evi badana işlemine geçmeden önce suvak güneşte bekletilir, tokmak ile ezilir, su ilave edilerek boya aşamasına gelirdi.

Küçük çalı süpürgesi fırça olarak kullanılarak evler boydan boya suvak ile boyanırdı.. 

İşte beklenen an; suvaklanan evden gelen koku inanılmaz güzel ve sağlıklı idi. İçerisinde katkı maddesi ve herhangi kimyasal madde bulunmuyordu. 

Yine sıfır maliyet ile bir bahar temizliği yapılmıştı. Birkaç gün evin suvak kokusu etkisini sürdürürdü. Beyazlığı adeta göz kamaştırırdı.

Bu yıl suvak vurmam diyen komşular bu kokuya dayanamaz evlerini boyardı.

O dönem insanlar daha çalışkan daha üretkendi. Topraktan tabağa organik besinleri sunan o neslin son torunları gibiyiz. 

Ümit ediyorum ki onların azmini çalışkanlığını üretkenliğini bir miras olarak bundan sonraki kuşakların da  sahip çıkmasıdır.

Sağlıcakla kalın…

YORUM EKLE
YORUMLAR
SALİH CAN
SALİH CAN - 3 yıl Önce

Yazmış olduğun bu güzel hatıranla bizleri o eski günlere götürdüğün için sana şükranlarımı sunarım.Yazmış olduğun makalende çok samimi ve başarılı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.