YİNE BEKLERİZ

Allah-u teala buyuruyor: "insanoğlunun oruç hariç bütün iyi amelleri kendisi içindir; ama oruç benim içindir ve ben mükâfatını vereceğim. Hz.Muhammed (S.A.V) 

Bir kitapta okumuştum. Zamanın birinde bir Bektaşi, Ramazan'dan bir gün önce Hoca'ya gider. Sorar Hoca'ya "Hocam Ramazan ne zaman?" diye?

O da, Bektaşi'ye derki "Ramazan yarın. "Cevaba karşılık Bektaşi der ki;

"Hocam. Ben çok unutkan biriyim. Siz şu kâğıda "Yarın Ramazan" diye bir yazıverin...Hoca olur der. Kâğıda yazar "Yarın Ramazan." diye.

Bektaşi de her gün kâğıda bakar. "Yarın Ramazan. yarın Ramazan.., yarın Ramazan.. "Derken; Bi bakar ki "Ramazan"ın sonuna geldi.

Ve der kendine; "Vay canına, Ramazan geldi-geçti, bayram çattı da farkına varamadık." Aynen de öyle! Bir solukta  "geldi, geçti" ve bugün "hatır isteyip" gidiyor. Kısmetse, deyip bir daha ki "seneye" buluşmak, dileğiyle yolculuyoruz. 

Ramazanın o mübarek atmosferine tekrar kavuşmak için tam on bir ay bekleyeceğiz. Boşuna dememişler ona 'on bir ayın sultanı' diye. Onu çok ama çok özleyeceğiz. Akşama doğru iftar var zannedip belki hazırlıklara girişeceğiz yine. Fırınların önünden geçerken gözümüz raflara takılıp kalacak. O güzelim ramazan pidelerini raflarda arayacağız. Gecenin bir vaktinde sahur diye yatağımızdan fırlayıp doğrulacağız. Sabahleyin ekmeğe el uzattığımızda kendimizi oruçlu zannedip irkileceğiz. Akşam namazından sonra ceketimizi giyip camiye yollanacağız. Fakat camilerde o eski heyecandan, kalabalıktan eser kalmayacak. Hayatımız yine durağanlaşacak. Alışkanlıklarımız bizi yine peşinden sürükleyecek.

Ne mutlu bu bir aylık zaman dilimi içerisinde Allah'a yakın olabilenlere! Ne mutlu ramazanın içini hakkıyla ve layıkıyla doldurabilenlere! Ne mutlu bu Kur'an ayı içerisinde hatimler indirerek bu ayın anlamını yaşayanlara ve de yaşatanlara! Ramazanın ruhunu hücrelerine sindirebilenlere ne mutlu! Biz ramazandan razıydık, acaba o da bizden razı kalarak mı gidiyor? Namazlarımız, teravihlerimiz, hatimlerimiz, zekâtlarımız, fitrelerimiz, sadakalarımız, mevlitlerimiz  Allah katında kabul gördüyse ramazan ömrümüzden kopan bir yaprak değil, aksine büyük bir kazanç olmuştur.

Evet, bugün Arife günü yarın da Bayram! Hiç kuşkusuz, Ramazan ayı gibi, Bayramı da "sünnet" ölçüsünde geçirmek hem sevap hem de ibadettir. Güzel koku sürünmek, güzel giyinmek, hediyeleşmek. Hal, hatır sormak, eş-dost, akraba yaşlı, genç, kadın "ziyaret" edip onların gönlünü almak. Büyüklerin ellerinden öpmek. Küçüklerin de gözlerinden. Bir de, Çocuklara "bayram harçlığı" verebilmek, onları sevindirmek. Hele, Vefat edenlerin "kabristanını" ziyaret edip, bir "fatiha" okuyup, o hatırlama duygusunun sevabını kazanabilmek. 

Başta kendi evlatlarım ve akrabalarım olmak üzere tüm dostlarımın, arkadaşlarımın, sevgili öğrencilerimin, Aziz Milletimin ve bütün İslam Aleminin Mübarek Ramazan Bayramını can-ı gönülden kutluyorum. Bizleri Ramazan Bayramına ulaştıran Yüce Mevla’ma(C.C) sonsuz şükürler, Peygamberim Muhammed Mustafa’ya ( S.A.S ) Salat-ı selamlar olsun.

YORUM EKLE