ZOR DA KOR DA İNSANIN İÇİNDE

Gönlümüzün heba edildiğini görmek yıkımında bir deprem yaşıyoruz. Şiddeti benliği çökerten, artçıları hayatı yöneten bir sarsıntıda ayakta kalma mücadelesindeyiz. Tedbir takdire yetmiyor. Önceden de şu fay hattında bir deprem olacak diye uyarsalar yine bir hafızasızlık aklıyla yaşıyoruz. Bile bile bilmemek dedikleri türden bir bilinmezlikte bir bilmeze sürükleniyoruz. Ancak gecenin gündüze kavuşması kadar gerçek bir hayatta gözümüzün ışığa, dilimizin tatlanmaya ihtiyacı var. 

Bayatlamayan bir ekmek, ekşimeyen bir yemek, solmayan bir çiçek, ölmeyen bir insan mı var? Halbuki kalp hassas nasıl kaldırır bunca yükü diyoruz. Hayatımız asla kaldıramayız dediğimiz yükleri taşımak ile geçiyor. Hazan ile geçen bir ömürde içerisinde bahar yağmurları ile ıslandığımız günlerin bereketi ile tohum olan yüreğimizi besliyoruz. En çok gülmek yakışıyor yüzümüze. Yeni gelinlikli bir kız misali güzelleşiyor yüreğimiz. Hepimiz birimiz ya da birkaçımız için önemliyiz. Birimiz annemize meftun, birimiz çocuğumuza, birimiz eşimize. Bir şeye bağlı olmadan yaşayamayan insanoğlu aslında ekmekten sudan daha hayati bir açlık ile kıvranmakta. Umuda ve sevgiye açlık gözden ışığı alan bir karanlığa sürüklüyor bizleri. 

Öyle zor değil ki sevmek dedikleri.

Kaybetmek kolay ama kazanmanın kalesi de öyle kolay fethedilmiyor. Yenilen yemeğin "eline sağlık" kelamı , gidilen yolun "yolun açık olsun duası" yapılan işin "kolay gelsin"temennisi zor olmaz ya. Az şöyle dilini kalbine katabilse insan öyle lezzetli bir şölen hazırlayacak ki farkında değil. Neyi zor ayakların takıldığı yerde el vermek, elin uzanamadığı yere set vermek, midenin doyamadığı bu dünyaya ekmek vermenin neresi zor? Zor da kor da insanın içinde. Kendindeki sancıları bir dost selamı ve huzur kelamı ile dindirmek de insanın elinde. Elimizin, dilimizin, gönlümüzün yettiği kadar sevmek yeter bize. Sırtımızı duvar yerine birine dayarsak ne üşür ne de düşeriz. İçimizin ve dışımızın yaralarına iyi gelecek bir melhem istiyoruz. Şimdi bu hayatı mutlu yaşanabilir kılmanın yolunu bulalım. Zor bir matematik problemi değil. İnsanın kalbinin denklemini çözsek yeter bize. Yola bir revan olalım da yolda nasibimize ne düşerse ağır aksak yol alırız.Ruhumuzun sevilmek, değer görmek, önemsenmek açlığında doymaya niyet ettiği güzel günlerin hayali ile ...

Hayallerimiz ve hayatlarımız ile yola revan olacağımız günlere...

YORUM EKLE
YORUMLAR
B.G.
B.G. - 2 yıl Önce

Söyleyecek bişey bulamadım kardeşim. Yüreğinin güzelliği kalemina vurmuş.

M. Doğan
M. Doğan - 1 yıl Önce

Güzel yazılmış, nasihat ve eleştiri iç içe.
Her bir cümle derin anlamlar içetiyor.

Esasen biraz daha parağraflara ayrılsaydı, şiir tadında olurdu. Kaleminize, yüreğinize sağlık.