Daha önce Ankara’da antrenörlük yapan ve memleketi Gümüşhane’ye dönerek çay ocağı işletmeciliğine başlayan Taş, titizliği ve erkeklere has olarak kabul edilen çaycılık mesleğini layıkıyla yaparak müşterilerden ve esnaflardan takdir topluyor.
Çay ocağını sıradanlıktan kurtarmak için yenilikler de getiren Ergün, geleneksel tatlarla müşterilerine farklı bir deneyim sunuyor. “Patates haşlamasıyla başladık, kendi turşularımızı, çökeleğimizi ve kalburabastımızı ikram ediyoruz. Çok beğenildi, devamını getireceğim” diyen Ergün, işine hem kadın eli hem de yöresel bir ruh katıyor.
Erkeklerin işletmesine girerken kendisini gördüklerinde tereddüt ettiklerini fakat daha sonra alıştıklarını söyleyen Gül Asiye Taş Ergün, erkek müşterilerin hesabı öderken ve çay isterken nazik davranmaya başladıklarını söyleyerek bu durumdan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Kadınların istedikleri takdirde her şeyi başarabileceğinin altını çizen kadın çaycı, işletmesine getirdiği yeniliklerle de dikkat çekiyor.
“Çay isteme şekilleri değişti artık rica ediyorlar”
Çaycılık mesleğini bir kadının da yapabiliyor oluşunu herkese göstermenin mutluluğunu yaşadığını aktaran Gül Asiye Taş Ergün (40), “Aslında aklımda olmayan bir meslekti ama memlekete geri dönmek sevdası uğruna bu işletmeyi devraldım. Başta tepkiler aldım, ben de korkmadım değil ama sonrasında işin içerisine girince biraz daha rahatladım. İlk başladığımda gelen müşterilerimizin de tepkileri çok garipti, yanlış yere geldiğini düşünenler oluyordu, beni de müşteri zannedip geri çıkıyorlardı ama şimdi onlar da ben de alıştım. Evlenip Ankara’ya yerleşince buradaki aktif hayatı bırakınca orada biraz bocaladım. İnsanlarla bir arada olmayı seven bir insanım o yüzden korkmama rağmen aslında bana göre bir iş. Bir kadın için zor bir meslek çünkü müşterilerimizin tamamı erkek ama şimdi ben onlara alıştım onlar bana alıştı. Çay isteme şekilleri bile değişti rica ediyorlar, hesap öderken teşekkür ederim diyerek çıkıyorlar dışarıya bu da beni mutlu ediyor. Bu mesleği bir kadının yapabiliyor oluşunu göstermekten de mutlu oldum açıkçası. Kadın isterse yapar, kadın isterse başarır. Kültürüne bağlı bir insanım, köydeki örf ve adetleri sürdüren bir insanım bunu da neden bir çay ocağında yapmayalım diye düşündüm ve patates haşlamayla başladık, kendi turşumuz, çökeleğimiz, kalburabastımızı misafirlerimize ikram ediyorum açıkçası çok beğenildi, devamını getireceğim” dedi.
“Kapıdan içeri girerken desturla giriyoruz”
İçeride bir kadının olmasından dolayı davranışlarının da doğal olarak değiştiğinin altını çizen Menderes Aşkın, “Biz burada gelip devamlı oturup çayımızı içerdik bayan arkadaşımızdan önce de o geldiğinde şaşırdık. Çünkü bir bayan kardeşimizin böyle bir işe girmesi bizim için güzel bir şey. Gümüşhane’de ilk böyle bir durum. Gerçekten tebrik etmek lazım. Artık kapıdan içeri girerken, çıkarken herkes desturla giriyor, bayan olduğu için ona da hürmet etmemiz lazım. Parayı alışı verişi bile çok güzel bir görüntü dileriz ki bu tür girişimciler artsın” diye konuştu.
“Erkeklerden daha iyi yapıyor”
Kızının ilk başta çay ocağı işletmesine karşı çıktığını aktaran baba Kurban Taş, “İlk olarak istememiştim, karşı çıkmıştım. Sonunda ilerledikçe baktım ki başarıyor. Karşı çıktıktan sonra artık dedim ki ne yapıyorsan yap. Yapabiliyor şimdi, erkeklerden daha iyi hürmetli, saygılı. Çevredekiler ilk başta garipsedi ama sonradan alıştı” ifadelerini kullandı.
Esnaf Serdal Yıldız da “Kadınlar her dalda her işte baş tacımız. Onların el uzattıkları yer gül bahçesine dönüyor. Erkeklere nazaran daha temiz, daha titiz daha kontrollü olmaları çok güzel. Burayı ilk devraldığı zaman şaşırmadık değil ama bir o kadar da memnun olduk. Yaptığı işlerle, demlediği çaylarla kısa sürede gönlümüzü fethetti. Kadınlarımızın böyle girişimlerde bulunması çok memnuniyet verici” dedi.
