Gümüşhane’de yapımı tamamlanan 200 yataklı yeni devlet hastanesi yolunda İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen rehabilitasyon çalışmaları devam ediyor.
Kaya düşmesi vakalarının önüne geçebilmek için yapılan yaklaşık 4 milyon TL bedelli geniş kapsamlı çalışmanın yıl sonuna kadar sürmesi planlanırken, yapılan çalışmaları yerinde denetleyen Vali Okay Memiş, afete maruz bölge ilan edilen alanın yanısıra yolla ilgili çalışmalar hakkında gazetecilere bilgi verdi.
“Yıl sonuna burada kaya düşme riski sıfırlanmış olacak”
Beraberinde İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ekrem Akdoğan, İl Afet ve Acil Durum Müdürü Mesut Bayrak’la yüklenici firma tarafından yapılan ıslah, palya ve rehabilitasyon çalışmalarını denetleyen Vali Memiş, “Bu bölgede üniversiteli bir kardeşimizi kaybettik maalesef. Bunun derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Ondan sonra afete maruz bölge ilan ettik burayı ve artık risk alamıyoruz. Dolayısıyla burada önce kaya düşme riskini ortadan kaldırma çalışmasını başlattık. Yıl sonuna kadar inşallah burada kaya düşme riski sıfırlanmış olacak” dedi.
“Fore kazıkla bu işi çözeceğiz”
Hastaneye ulaşım için yapılan yolla ilgili üniversitenin yaptığı çalışmanın tamamlandığını, şimdi de Türkiye’nin en büyük proje firmalarından birisinin alanda çalışmalarını tamamlamak üzere olduklarını dile getiren Vali Memiş, “Bu ölçümler isteyen bir iş. Türkiye’nin en büyük firmalarından birisi Yüksel Proje diye bir firma. Sahibi Torul Gülaçar köyünden. Onlar da çalışmaları bitirmek üzereler. Bir dosya hazırlanacak ve tekrar Bakanımızla görüşeceğim. Vakit kaybetmeden iş yapmamız gerekiyor. Bu işin projesi yapımından daha da önemli. Ancak buraya gelen teknik elemanların bize verdiği ifade şu: ‘Biz burayı fore kazıklarla çözeceğiz’ Çözülemeyecek bir sorunumuz yok. İşin biraz maliyeti olacak. 5-10 milyon lira civarında olacak. Hem hastaneyi hem de yolu projesini ve uygulamasını yaparak hizmete sunacağız. Çünkü projesi ve uygulaması süreç alan bir iş. Dinlenmiyoruz, çaba sarf ediyoruz. Yoldan daha ziyade hastane önceleniyor. Şuanda yapılsa bu hastane 150 milyon TL. Büyük bir yatırım. Bu yapılan yatırımın biran evvel vatandaşımıza sunmak için çaba sarf ediyoruz. Bu konuyu Cumhurbaşkanımıza da arz ettik” diye konuştu.
“Biraz daha sabredeceğiz”
Uzmanların yapılan ölçümlerde zeminin hareketlenme riskini sıfırlamak istediklerini ifade eden Vali Memiş, şöyle konuştu: “Bu bir ihtimal. Zeminde şuan bir kayma yok. Ancak bu ihtimali mühendisler tamamen sıfırlamak istiyorlar. Bunu da fore kazıklarla hem de güçlendirmelerle sağlayacaklar. Sağlık Bakanlığı ve TOKİ’den heyetler gelecek. Burada toplantı yapacağız. Şuanda hastanemizde hizmete alınmayla herhangi bir risk yok. Bazı mühendisler şuanda açılmasında bir mahsur görmüyorlar. Ama biz burada vefat hadisesi olduğu için bunu riske edemeyiz. O riski göze alamam. Biraz daha sabredeceğiz.”
“Bütün tedbirleri alarak devam etmek durumundayız”
Burada yapılan büyük bir kamu yatırımı olduğunu, bundan sonrası için devlet olarak buraya yol yapma durumunda olduklarını belirten Vali Memiş, “Burası Özel İdaresi’nde olan bir yer değil, Belediye sınırlarında. Ama Belediye’nin imkanları yetmediği için Bakanlarımızı ikna ettik ve yola başladık. Fakat bu ölüm hadisesi sonrasında iş biraz değişti. Zemin iyileştirmesi, hastaneyle ilgili kaygılar, buranın komple röntgeninin çekilmesi durumunda kaldı. Bu tedbirler biraz zamanımızı uzatıyor ama artık onu da göze alıp bütün tedbirleri alarak devam etmek durumundayız” ifadelerini kullandı.
“Herkes hesabını vermek durumunda”
Hastanenin zemini açılırken hafriyat toprağı döküldüğüne dair kesin bilgiler olduğunu, bunlar netleştiğinde, projesi de yapıldığında hem Sağlık Bakanlığı’na hem TOKİ’ye hem de Cumhuriyet Savcılığına bu dosyaları ileteceğini kaydeden Vali Memiş sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bunun sorumluları müteahhit firma olabilir, kamu kurumları olabilir bunun mutlaka herkes bir şekilde hesabını vermek durumunda. Kimse bu sözümden alınmasın. Biz bu kamu binalarının yerini tespit ederken istişare etmek durumundayız. Şuana kadar bizim bütün paydaşlarımızla istişare etmediğimiz bir konu yok. İstişare bir kültür. Çünkü kamu kaynağı kullanıyoruz. Yanlış anlaşılmasın. Şuraya yapılan yurdun dolmuşçulardan başka şehrin ekonomisine hangi faydası var? Hani esnafımızı, tüccarımızı koruyacaktık. Burada çocukların gidebileceği bir yer var mı? Şehri sanki 500 bin nüfuslu büyük bir şehirmişiz gibi yaymaktansa minyatür, turistik bir şehir yapmak derdindeyiz.”
