Gümüşhane’nin sanayi ve ticaret yükünü sırtlayan Bağlarbaşı Sanayi Sitesi’nde, geçtiğimiz günlerde gündeme gelen istinat duvarlarındaki görüntüler üzerine yüklenici firmadan beklenen açıklama geldi.
Vatandaşların "duvarlar çatladı, kabus geri mi dönüyor" endişesine neden olan görüntülerin, aslında mühendislik biliminin bir gereği olduğu ve heyelan riskine karşı alınan en önemli önlemlerden biri olduğu ortaya çıktı.
‘Çatlak Değil, Mühendislik Zorunluluğu: Dilatasyon’
Bölgedeki zemin hareketliliğini durdurmak amacıyla inşa edilen devasa istinat duvarlarını yapan firma yetkilileri, kamuoyunda oluşan yanlış algıyı düzeltmek için teknik detayları paylaştı.
Vatandaşların "çatlak" veya "yarılma" olarak nitelendirdiği kısımların, inşaat literatüründe "Dilatasyon Derzi" olarak adlandırıldığı belirtildi.
Betonarme yapıların, özellikle de uzun metrajlı istinat duvarlarının, zemin oturmalarına ve sıcaklık değişimlerine karşı esneklik kazanması, kendi içinde kontrollü hareket edebilmesi ve kırılmaması için her 10 metrede bir bilinçli olarak bırakılan bu boşlukların, yapının sağlamlığı için hayati bir önem taşıdığı vurgulandı.
Üniversite Projesi ve İhale Şartnamesine Tam Uyum
Yapılan imalatın, rastgele bir inşaat süreci değil, Üniversite tarafından hazırlanan bilimsel raporlar ve Gümüşhane Belediyesi’nin ihale şartnamesi doğrultusunda, santim santim hesaplanarak gerçekleştirildiği ifade edildi.
Firma yetkilileri inşaat sürecinde bölgede aktif bir heyelan riski bulunmasına rağmen, iş güvenliği ve teknik şartlardan taviz vermeden çalışmaların tamamlandığını belirtti.
Denetim mekanizmalarının gözetiminde yapılan bu uygulamada, dilatasyon derzlerinin bırakılmasının bir tercih değil, teknik bir zorunluluk olduğu hatırlatıldı.
‘Heyelan Durdu, Duvarlar Görevini Yapıyor’
İmalat sürecindeki zorluklara ve risklere rağmen projenin başarıyla tamamlandığına dikkat çekilen açıklamada, "Neticede iş amacına ulaşmış, alt taraftaki duvar da hızla tamamlanarak bölgedeki heyelan durdurulmuştur" denildi.
Kamuoyunda oluşan "hatalı imalat" algısının gerçeği yansıtmadığı, aksine duvarların üzerindeki yükü başarıyla taşıdığı ve beklenen oturma hareketlerini dilatasyonlar sayesinde hasarsız atlattığı kaydedildi.
Vatandaşların endişelerinin yersiz olduğu, görünen boşlukların duvarın yıkılacağı anlamına gelmediği, tam tersine duvarın yıkılmaması için bırakılan "nefes alma payları" olduğu net bir dille ifade edildi.