Ara
Gümüşhane
Parçalı az bulutlu
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,3674 %0.38
45,7692 %1.08
4.299,17 % -0,67
Gümüşhane Haberleri Gümüşhane Gümüşhane’de eller Doğu Türkistan için kalktı

Gümüşhane’de eller Doğu Türkistan için kalktı

Anadolu Gençlik Derneği (AGD) ve Genç İHH Gümüşhane "Doğu Türkistan'a Ses Ver!" sloganıyla dua ve basın açıklaması düzenledi.

632
Gösterim
4 Dakika
Okunma Süresi

Kemaliye Camii önünde Cuma namazı çıkışında gerçekleştirilen etkinlikte AGD Gümüşhane Şube Başkanı Naci Şenel tarafından basın açıklaması yapıldı.

Açıklamasında Çin hükümetinin özellikle 2017 yılından beri sayılarının bin 200’ü geçtiği belirtilen toplama kamplarında 1 ila 3 milyon kişiyi zorla alıkoyduğunu kaydeden Şenel, “Çin zulmünün açıkça diğer adı: Adım adım soykırımdır! Doğu Türkistanlılar, inanmadıkları Çin Komünist Partisi (ÇKP) ideolojisinin söylevlerini, marş ve şiirlerini ezberlemek zorunda bırakılıyor! Sanki bir dinmiş gibi, Çin komünist partisinin liderine tazime zorlanıyor! Biz burada Uygur’u, Kazak’ı, Kırgız’ı ve Hui’siyle… İslam inancına mensup insanları, ırkçı bir yaklaşımla topyekûn ortadan kaldırmayı hedefleyen Çin’in soykırım içeren uygulamalarından vazgeçmesi adına bir kanaat oluşturmayı hedefliyoruz! Ülkesi Bosna’da nice soykırımlara şahitlik eden rahmetli Aliya İzzetbegoviç “Unutulan soykırım tekrarlanır.” diyor. Hiçbir soykırım elbette unutulmasın ve insanlık ailesi bir daha asla soykırımlarla yüz yüze kalmasın duasıyla Çin’in bu zulmüne karşı; ulusal ve uluslararası kamuoyunu farkındalığa çağrıyoruz” dedi.

Doğu Türkistan’ın bir etnik gruba karşı girişilmiş en yaygın ve sistematik baskı rejimlerinden birine sahne olduğunu ifade eden Şenel, “2016 yılından bu yana 1 ila 3 milyon Uygur, toplama kamplarıyla hürriyetlerinden yoksun bırakıldı, işçi kölelere dönüştürüldü ve kısırlaştırma programlarının hedefi oldu. Uygurlar bugün en temel insani hakları ellerinden alınmış bir halk olarak kitlesel bir cezalandırma ile karşı karşıya bulunmaktadır. Çin’in Uygur bölgesinde uyguladığı terörle savaş ve güvenlik merkezli politikaları Uygur toplumunu kültürel kimliklerinden, dini inançlarından sıyrılmış ve “terbiye edilmiş” makul vatandaşlar haline getirecek kitlesel bir sosyal mühendislik projesi olarak görülmelidir. Bugün geldiğimiz noktada, Uygur bölgesinde, Uygurca tüm eğitim kurumlarından kaldırılmış, din eğitimi ve öğretimi yasaklanmış, Kur’an-ı Kerim dahil dini kitapları bulundurmak ve okumak, ibadet etmek, sakal bırakmak, başörtü, uzun etek gibi dini kisveler kullanmak yasaklanmıştır. Şimdi bir de bu zulümlere Çin hükümetinin irrasyonel “Sıfır Kovid” nedeniyle eve kapatılma zorunluluğu eklendi! Evlerin kapıları kaynak makineleriyle kapatılmakta, insanların en temel ihtiyaçlarını gidermek için dahi dışarı çıkmalarına müsaade edilmemektedir” diye konuştu.

En son yaşanan elim yangın faciası ve Çinli görevlilerin bu faciaya seyirci kalmalarının bir kez daha Çin Komünist Partisi ve yönetiminin zalim ve katil olduğunu göstergesi olduğunu kaydeden Şenel, “Çin, Doğu Türkistan’daki uygulamalarından açıkça anlaşıldığı üzere, Han milletinin üstünlüğüne dayanan ırkçı bir devlettir! Doğu Türkistan’da Uygur, Kazak, Kırgız olmak bugün âdeta “suç telakki edilmekte” ve insanlar peşinen “düşman ve terörist” olarak yaftalanmaktadır! Öncelikle Çin’in bu tutumdan derhal vazgeçmesi gerektiğini ilkesel olarak hem uluslararası toplumun hem de kamuoyunun kabul etmesi gerekmektedir! Doğu Türkistan’da kurulan ve Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer azınlık gruplarının evlerinin içine kadar takip edilmesini sağlayan yüksek teknoloji ürünü takip ve gözetleme sistemleri derhâl kaldırılmalı; sokak sokak, cadde cadde, ev ev bu uygulamaları yapan 1.400’ü aşkın güvenlik şirketi bölgeden çekilmelidir. Çin, Dünya Sağlık Örgütü’nü ve bağımsız sağlık kurumlarını derhâl kamplara davet etmelidir. Birleşmiş Milletler, Çin’in insan haklarını ayaklar altına alan toplama kampları vahşetini derhâl durduracak sahici adımlar atmalıdır! Çin’in veto engelini aşabilecek önlemler getirilmelidir! Toplama kampları utancından kurtuluncaya kadar tüm ülkeler Çin ile siyasi, ticari ve askerî bağlarını koparmalıdır. Çin’in en büyük ticari ortağı İslam dünyasıdır! Bu çerçevede, ekonomik yaptırım mekanizmalarının etkinliği göz ardı edilmemelidir! Bu bir öz eleştiri: İslam dünyası ve medya kuruluşları Doğu Türkistan’daki hak ihlallerini yok görmekten vazgeçmeli ve bu konuya daha çok ilgili göstermelidir! Doğu Türkistan konusunda İslam dünyasının çatı kuruluşu olan İslam İşbirliği Teşkilatı âdeta yok hükmündedir! İslam İşbirliği Teşkilatı kuruluş misyonunu deruhte etmelidir. Zira Teşkilat’ın mevcut tutumu Çin’i daha da cesaretlendirmektedir. Dün olduğu gibi, bugün ve yarın da her türlü hak ihlaline karşı mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz ve mazlumların yanında kalmaya devam edeceğiz! Çünkü, bizler inanıyoruz ki; Martin Luther King’in ifade ettiği gibi; ‘‘Herhangi bir yerdeki adaletsizlik, her yerdeki adalete yönelik bir tehdittir.’ Allah, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin yardımcısı olsun!”

Açıklamanın ardından yapılan dua için el açan vatandaşlar hep birlikte amin dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *