Ara
Gümüşhane
Kapalı
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5354 %0.07
49,5729 %-0.06
5.746,23 % -0,12

Halep te Çocuklar Ölüyor!!!

YAYINLAMA:

Müslüman bir annenin ölmek üzere olan çocuğuna artık yapabileceği son şey kelime-i şehadet getirsin diye çaba göstermek olduğunun ne anlama geldiğini bir düşünün?

Veyahut ölen iki yavrusunun cansız bedenlerini kucaklayan baba ile empati kurabilir misiniz?

Ya da 7 yaşındaki çocuğun günlüğünde savaşı ve o gün kaç kişinin öldüğünü yazmasının nasıl bir acı olduğunu düşünün?

Pekâlâ, neden ölüyor çocuklar?

Bu günlerde gündemde Halep var. Halep de ölen çocuklar var. Tıpkı yıllardır diğer Müslüman ülkelerinde ve Müslüman şehirlerinde katledilen çocuklar ve yetişkin siviller gibi.

20 ve 21. Yüzyılda siz hiçbir Hristiyan şehrinin bombalandığını, Hristiyan çocuklarının öldüğünü, Hristiyan kadınlara tecavüz edildiğini duydunuz mu?

Duyamazsınız çünkü onlar medeniyetin beşiği olan Avrupa da, gelişen ve dünya devi olan Amerika da ve diğer Hristiyan ülkelerde demokrasi, özgürlük ve insan hakları zırvaları ile yaşantılarına devam ederken liderleri ve dünyayı yöneten aileler Müslümanları öldürmekten başka bir şey yapmazlar.

Sanayisi gelişmiş olan ve silah üreten ülkelerin vatandaşlarına baktığımızda refah seviyelerinin en üst düzeyde olduğunu görüyoruz. Bu ülkelerin sokaklarında demokrasinin hakim olduğunu, özgürlüğün ve insan haklarının herkesin dilinde şarkı gibi söylendiğini görüyoruz.

Gelişmiş ülkelerin tamamına yakını bu gün refah düzeylerini Müslüman kanı ile artırmakta, fakat bu ülkelerin vatandaşları bu değirmenin suyunun nereden geldiğini bilmemektedir.

Onların ülkeleri silah üretiyor, siyasileri ve ajanları devreye girerek Müslüman ülkelerde kargaşa çıkarıyor ve sonrasında Müslümanlara ürettikleri silahlar satılıyor.

Olay bir cümleden ibaret fakat Hristiyan toplumları bunu fark etmek istemiyor. Çünkü bunu fark ettiklerinde artık bu kadar huzurlu yaşayamayacaklardır.

Çünkü bunu fark ettiklerinde artık çaldıkları Müslüman toplumların ekmeğini geri vermeleri gerekecektir. Lakin bu durum asla işlerine gelmeyecek, vahşetin farkında olanlar ses çıkardıklarında ise ülkeleri tarafından sesleri kesilecektir.

Biz Türkiye Cumhuriyeti Olarak bu vahşetin neresindeyiz diye soracak olursanız engellenmesi için en fazla mücadele eden ülke olduğumuz aşikârdır.

Yönetimsel anlamda Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın gösterdiği mücadele katledilen Müslüman çocukların ve yetişkinlerin umudu olsa da yetersiz kalmaktadır.

Halkımıza baktığımızda ise hakim olan Avrupa özentisinin her geçen gün arttığını açıkça görüyoruz.

Biz ramazanda Cocacola yı lanetleyip diğer 11 ayda kanarak tüketen bir milletiz, tıpkı diğer İsrail ve Avrupa ürünlerini tükettiğimiz gibi.

Bizler çoğunlukla vahşete sadece sosyal medyadan yapılan katliam paylaşımlarını like yaparak destek olduğumuzu sanan bir millet olmaya devam etmekteyiz.  

Hristiyanlar huzurlu yaşayacak diye Müslümanların ölmesine dur denilmesinin yolu asla bir veya iki liderin istemesi ya da bu krizi uzaktan uzağa yönetmesi ile olabilecek bir şey değildir.

Bu durum ancak mezhepleri ve cemaatleri rafa kaldırıp kuranı kerimi tek rehber kabul edip oluşturulacak bir İslam birliği ile sağlanabilecektir.  Mevcuttaki İslam birliklerinin içine silah tüccarları ve kan ile beslenenlerin sızdığı aşikâr olduğundan yapılacak tek şey yeni bir birlik ve yeni bir akım oluşturulmasıdır.

Bunun yolu kesinlikle bir liderden geçer. Ama bu liderin özel bir yapıya sahip olması, dünya malından ziyade insanlığı düşünen ve kendini insanlığa adayan birisi olması gerekmektedir. Okuyanların aklına ilk gelen isim kuşkusuz Cumhurbaşkanı’mız olacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanımız bu liderlikte yeterli olabilecek mi bilemiyorum lakin bir an önce somut adımların atılması gerekmektedir.

Çocukların ölmediği, anne ve babaların ağlamadığı bir dünya temennisi ile,

Sağlıcakla kalın.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *