Ara
Gümüşhane
Kapalı
3°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7027 %0.01
50,2384 %0.14
5.958,89 % 0,96

DİLİMİZE ŞEY OLDU

YAYINLAMA:
—slm nbr
—ii sndn nbr
—ii

Tanıdık geliyor olmalı bir yerlerden. Öyle ötelerden değil, bizzat kendimizden. Uydurduğumuz kendi ‘yoz’ Türkçemizden. Sesli harfler fazla gelir oldu bize. Öyle noktalama işaretleri filan da kullanılmıyor artık. 10 harfle derdimizi anlatır olduk. Yılmaz Erdoğan’ın da dediği gibi ‘Bir merhabayı bıçaklar gibi artık selamlaşmalar.’ ‘Merhaba’ yok artık, ‘slm’ var. ‘Nasılsın’ yok, ‘Nbr’ var. Zaten bunun ötesine de geçmiyor muhabbetler. Byby deyip ayrılıveriyoruz. İnsanlar birbirini merak etmiyor, hatta korkar olduk aman biri görür de selam verir, lafa tutar diye. Çevrimdışı takılıyoruz hayata. Öylesi daha kolay.
Neleri kaybediyoru farkında mıyız? Eksilen yalnızca sesli harflerden, noktalama işaretlerinden mi ibaret? Biz bir dili, kendimizi kaybediyoruz. ‘Bir ülkeyi yok etmek, dilini yok etmekten geçer.’ demişti birileri. Unuttuk. Bizse neredeyse kendi elimizle teslim ediyoruz.

Bu kadarıylada kalsak keşke. Copy Center, Cafe Box, Cafe De Liva, Palandöken Su Center, İxtanbul Cafe, Mado, Pado ve daha birçok tanıdık isim. Ülkemizden seçme mekânlar! Türkçe kıt gelir oldu, diğer dillere sardık.

Evet, hayır, tamam da aldı yerini unutulan sözcüklerin arasında. Yes, no, okey… Kestirmeden derdini anlatmak için ideal. Bir başka millet daha var mı bilmiyorum diline bizim kadar yabancı, özüne bizim kadar uzak. ..

Türkçe’de en fazla kullanılan ve de en çok anlamı olan sözcük ‘şey’ imiş.

—Raftaki şeyi versene,
—Şey dedi,
—Ne oldu?
—Şey oldu.

Bulamadığımız, hatırlayamadığımız her sözcük için ya da dilimize biraz daha ‘renk’ katmak için ‘şey’ diyoruz.

Şarkılara da bir haller oldu. İsmail YK’ nın ‘Basgaza’ şarkısını bilmeyenimiz var mı? Ya da İsmail Topaloğlu’nun ‘Gerizekalı Sevgilim’ şarkısını?

‘Sevilecek adam bendim neden sevmedin
Gerizekalı sevgilim benim.’

Dinlerken gülüyorum. Ama hani ‘Acı acı gülmek’ deyimi vardır ya, işte öyle bende dinlerken acı acı gülüyorum.

Karamanoğlu Mehmet Bey. Duyan, bilen, hatırlayanınız var mı? Bir ferman yayınlamıştı hani; ‘Bundan böyle divanda, dergâhta, sokakta Türkçe’den başka dil konuşulmaya.’ diye. Hatırlayıp da uyanınız var mı? Süper, hiper, gross marketler miydi onun Türkçe’si? Ya da centerlar, plazalar? Ondan bize kalan Türkçe’yi özene bezene çevirdik MSN Türkçesine. Zorlandık mı? Sanmıyorum.

Hepi topu diliize ‘şey’ yaptık…
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *