DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 20 Kasım tarihi Dünya Çocuk Günü olarak kabul edilmiştir. BM, 20 Kasım 1959 tarihinde Çocuk Hakları Bildirgesini ve yine 20 Kasım 1989 tarihinde ise Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeyi kabul etti. Böylece ortaya “Dünya Çocuk Günü” çıktı.
Bugünün anlamı şudur: her çocuk doğuştan eğitim, sağlık, yaşama, barınma, beslenme, cinsel ve psikolojik sömürüye karşı korunma gibi temel haklara sahiptir. Bunlar her çocuğun temel hakkıdır.
Çocuklar için bir gün yetmez her gün çocuklarındır. Çünkü bizler ebeveynleri, öğretmenleri olarak çocuklarla her gün beraberiz. Öyleyse her gün çocukların günüdür.
Çocukların barış içinde daha güzel bir dünyada sağlıklı ve mutlu yaşamaları gerekmektedir.
Türkiye açısından konuya baktığımızda ise durum gurur vericidir. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 23 Nisan 1920 günü açıldı. Atatürk, bugünü “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak bütün çocuklara hediye etti.
Bu bayram her yıl 23 Nisan’da gerek Türkiye’de gerekse de dünya çapında “Uluslararası Çocuk Bayramı” olarak kutlanır.
ÇOCUKLARIN EĞİTİM VE ÖĞRETİMİ
Çocuklar, bütün dünyanın geleceğidir, göz bebeğidir. Onun için çocukların çok iyi yetiştirilip topluma hazırlanması gerekiyor. Bunun içinde çocukların eğitimi ve öğretim çok önemlidir.
Eğitim, ailede başlar. Hollanda’nın ünlü filozofu Erasmus şöyle diyor: “Kişi insan olarak doğmaz ona verilen şekille yani eğitimle insan olur.”
Bunun anlamı eğitim özellikle terbiye eğitimi ailede başlar ve hayat boyu devam eder. Bunun için de aileler bu konuda çok iyi bilgilendirilmelidirler.
Çocuk yetiştirmede çok dikkatli ve bilgili olmak durumundayız. Her çocuğun beş temel ihtiyacı vardır. Bunlar: sevgi, ilgi, yemek, uyumak ve arkadaştır. Bunları da bir veli olarak yerine getirmeliyiz.
Ayrıca kötü çocuk yoktur. Ancak kötü söz ve eylem vardır.
Onun için çocuğu dışlamadan, kötü çocuk demeden onun yanlış olan söz ve davranışlarını düzeltmeliyiz. Çocukları yetiştirirken öncelik aile terbiyesindedir. Sonra okul öğretimi gelir. Ve her çocuğun çalışkan olmak fikri ile eğitilip özerk yani bağımsız bir kişiliğe, kimliğe sahip olması sağlanmalıdır. Özerk kimlikli bir çocuk kendi ayakları üstüne durur. Özerk bir çocuk ne anneye, babaya, ne topluma ve ne de devlete yük olmaz. Toplumun bizden istediği insan budur.
Bu görüş ve fikirlerimden hareketle yıllar önce Türkçe ve Hollandaca iki dilli TERBİYE VE TAHSİL kitabını yazdım.
ABD’nin unutulmaz Başkanı Roosvelt: “Bir insanı ahlaken yetiştirmeden sadece zihnen eğitmek, topluma bir bela kazandırmaktır,” diyor.
Öyleyse yeni yetişecek çocuk ve gençlerimizin güzel ahlaklı, terbiyeli, çalışkan, doğru ve dürüst, kendi ayakları üstüne duran özerk nesiller olarak yetiştirmek çok önemlidir.
Geleceğimiz göz bebeğimiz çocuklarımıza karşı herkes başta aileler olmak üzere görevlerimizi yerine getirmeliyiz. O zaman daha güzel bir dünya olur.
Bekir Cebeci
(Eğitimci Araştırmacı ve Yazar)
Rotterdam, 23 Kasım 2025
e-mail: [email protected]