Ara
Gümüşhane
Kapalı
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8148 %0.19
50,2749 %0.16
5.965,81 % 0,17
Gümüşhane Haberleri Siyaset Özgün: İsrail ile yakınlaşma Müslümanlar için normal olan değil anormal olandır

Özgün: İsrail ile yakınlaşma Müslümanlar için normal olan değil anormal olandır

Yeniden Refah Partisi Gümüşhane Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Özgün, İsrail’in her yönüyle bir terör devleti olduğunu hatırlatarak, son günlerde Türkiye-İsrail yakınlaşmasının olması gereken bir durum gibi servis edilmesini sert bir dille eleştirdi.

781
Gösterim
3 Dakika
Okunma Süresi

Ortadoğu'yu kan ve gözyaşına mahkûm edenler ile yakınlaşmanın gaflet ve delaletten öteye geçemeyeceğini kaydeden Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Özgün, “İsrail Cumhurbaşkanı'nın Mart ayında Türkiye'ye gelecek olmasını “normalleşme” olarak haberleştirenler, bu gaflet ve delaletin bizatihi ortağı haline gelmiştir. Müslüman Türk halkı için normal olan, başta İslam ülkeleri olmak üzere zulme maruz kalan tüm ülkelerle olan ilişkilerin geliştirilmesidir. Firavunlarla iş tutmak, zalimlere şirin gözükmek, “normalleşme” adı altında onlara ram olmak, değildir. Bu durum NORMALLEŞME değil ancak ve ancak ANORMALLEŞME’dir” dedi.

Konuya hassasiyet gösterip, yaşanan gelişmelere tepki gösteren başta Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan ve Anadolu Gençlik Derneği olmak üzere tüm Sivil Toplum Kuruluşlarına teşekkür eden Hüseyin Özgün, “Siyasi kimliğimden öte, bir gazeteci olarak ulusal medya olarak adlandırılan sahipli güruhun bu hassas konu özelinde ki tutumlarını da üzüntü ile izlemekteyim. Doğrularıyla, yanlışlarıyla iktidarı olumlamaktan öteye gidemeyen, kalemlerini olduğu gibi beyinlerini de kiralamış olan iktidar yanlısı medya mensupları maalesef geçmişlerini unutmuş vaziyettedir. Kendisini “özgür basın, tarafsız medya” gibi süslü cümlelerle tanımlayan muhalefet yanlısı medyanın da farklı olduğunu söylemek mümkün değildir” diye konuştu.

İsrail zulmüne karşı 12 yıldır uygulanan “küstüm, oynamıyorum” mantığına dayalı etkisiz politikaların sonucunda herhangi bir kazanım elde edilemediğini dile getiren iktidar yanlısı gazeteci güruhun yaklaşımını DEVA Partisi lideri ve dönemin Ekonomi Bakanı Ali Babacan’ın, Irak’a yönelik “İlk bomba düşsün 8,5 milyar dolar hesaba geçecek” söylemiyle paralel olduğuna dikkat çeken Özgün, “Hadsizlik, çapsızlık diz boyu. Yanlış ekonomik politikaların bizleri getirdiği uçurumdan bir süre daha uzak durmaya yönelik bu tür hamleler, AK Parti ve MHP’den oluşan Cumhur ittifakı yetkililerinin dillerinden düşürmediği “beka” kavramına yönelik en büyük tehdit durumundadır” ifadelerini kullandı.


Öte yandan mecburi olarak bir araya gelen muhalefet ve onun destekçisi durumundaki medya mensuplarının sessizliğine de dikkat çeken Özgün, “CHP, HDP, İYİ Parti, SAADET Partisi ve yancılarından oluşan Millet İttifakı ve onların cevval savunucuları da dut yemiş bülbül durumundadır. Tıpkı toplumsal değerlerimizi perişan eden İstanbul Sözleşmesinde olduğu gibi. Tıpkı tüm ülkelerin tarımına, hayvancılığına, gıda üretimine, su kaynaklarına, sanayisine, küresel güçler tarafından doğrudan müdahale edilebilmesi amacını taşıyan Paris İklim Sözleşmesinde olduğu gibi.  Tıpkı bilimsel anlamda aşı olarak tanımlanması için birkaç seneye daha ihtiyacı olan kimyasal sıvıların mecburi uygulamasında olduğu gibi. Sorulması gereken soru; Neden hiçbir konuda anlaşamayan iktidar ve muhalefet bu konularda yek vücut hareket ediyor sorusudur. Ülkemizin, devletimizin, ümmetimizin, iyiliği için mi? Zannetmiyorum. Esasında bu konunun da cevabı nettir. Diğer konularda olduğu üzere Türkiye-İsrail yakınlaşma politikası da küresel güç odaklarının talimatıdır ve bu odakların kontrolü altındaki politikacılarda, gazetecilerde görevlerini yerine getirmektedir” diye konuştu. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *