Çamur Dağının Kızı (30)

Zeynep’te büyük bir heyecan vardı. Akşama Kendisini Cemal Öğretmen’e istemeye gelecekler. Çeşminaz ana, Muhtar İsmail’i evine davet etti. Kız vekili olarak onu tayin etti. Osman usta ise dedikodu çıkmadan oğlunu nişanlamak istiyordu. Madem ki birbirlerini seviyorlar söz kesmenin ardından nişan yapmaları gerektiğini söyledi eşi Aliye’ye.

Zeynep, zaten düzenli olan evine daha da çeki düzen verdi. Kahve fincanlarını çoktan hazırladı. Acaba Cemal’i de getirecekler miydi? Bizim töremizde kız istemeye damat adayı da getiriliyordu. Bakalım onlar getirecek mi?

Akşam olmuş, soğuk hava artıkça arttı. Damlardan, oluklardan asılan buzların uzunluğu bir metreyi geçiyordu. Gogoçların geveze köpeği akşam karanlığıyla birlikte havlamaya başladı. Gündüz tembelliğini gece sabaha kadar havlaması ile gideriyordu. 

-Haydi hanım vakit vakittir, dedi Osman Usta.

-Acelen ne akşam daha yeni oldu.

-Olsun, onlar şimdi bizi bekliyorlar.

-Geceler uzun, acele etme.

Cemal babasının gözlerinin içine bakıyordu. Babam beni de götürecek mi acaba? Götürmesi lazım ama babasına bir şey diyemiyordu. 

-Abi hazırlansana, dedi Çeşminaz.

-Bilmem, babam bir şey söylemedi.

-Bir şey söylememe gerek var mı oğul, öğretmen olmuşsun hala eski töreleri mi uygulayacağız?

-Belki beni götürmezsiniz diye hazırlanmadım.

-Hadi çabuk hazırlan.

Zeynep’in kulağı çalacak olan kapıdaydı. Muhtar İsmail, karısı ile çoktan gelmiş, baş köşede yerini almıştı. O, mabeyinde duruyor, yanlarına gitmiyordu. Görümcesi olacak olan Çeşminaz ile birlikte olacağından dolayı daha da mutluydu. Kapı çalındı. Biraz bekledi. Kapının ardında bekliyor, dedirtmek istemedi. Kısa bir süre sonra kapıyı açtı. Utanarak:

-Hoş geldiniz, diyebildi, odayı gösterdi. Osman usta içeri girince odadakiler ayağa kalkarak “hol geldiniz” dediler. Bir süre sessiz kaldılar. Sözü muhtar İsmail açtı:

-Bu yıl kış erken geldi Osman usta, havalar da çok soğuk gidiyor.

-Kar berekettir muhtar. Su bol olur.

-Su bol olur deyip de bizim havuzu yapmama gibi düşüncen yok değil mi?

-Yok muhtar, bir kere söz verdim yapacağım. Sizler yumurtaları hazırlayın.

-Köyde o kadar yumurta çıkmaz ama tedarik edeceğiz.

-Et muhtar, Horasan harcı ile yapılan havuzlar su kaçırmaz.

Yine sessizlik oldu. Zeynep, çaylarla Çeşminaz ile birlikte odaya girdi. Saygılı bir şekilde Aliye anadan başlamak üzere çayları verdi. Geri geri çıkarak kapının arkasında diklenmeye başladı. Diklenmesine dayanamayan Osman usta:

-Otur kızım, ayakta durma.

Zeynep, Çeşminaz’ın yanına tepsi kucağında oturdu. Hep önüne bakıyor, arasına kaşlarını kaldırarak çayı bitenleri kontrol ediyordu. Biten çayları hemen dolduruyordu. Bir süre sonra çay faslı bitti. Osman usta karısı Aliye’ye bakarak söze girdi:

-Muhtar, Kadrinur bacımız anlaşılan seni kız vekili tayin etti. Ziyaretimizin sebebi, Allah’ın emri Peygamber’imizin kavli ile kızımız Zeynep’i, oğlumuz Cemal’e istiyoruz.

Oda, bir anda sessizliğe büründü. Gözler, Zeynep ile Cemal öğretmen üzerinde gidip geliyordu. Her ikisi de önlerine bakıyor, odadakilerle göz göze gelmek istemiyorlardı.

-Cemal öğretmen gibi bir çocuk yetiştirdiğiniz için ne kadar mutlu olsanız hakkınızdır. Sadece ben değil bütün köylülerimiz öğretmenimizi kısa sürede çok iyi tanıdık. Gençler birbirlerini sevmişler Osman usta. Bize de bu gençlerimizi muradına erdirmektir. Ancak…

Bu kez Zeynep ile Cemal başlarını kaldırdılar. Muhtarın iki dudağı arasından ne çıkacak onu merak ediyorlardı.

-Ancak, köyümüzün bir töresi vardır. Ya üç yıl üç ay birbirleriyle hiç görüşmeden bekleyecekler ya da Çamur dağından gudu yaptığımız topraktan on torbayı istenilen kızın kapısına taşıyacak güvey adayımız.

-Bu törenizi biliyorum Muhtar. Üç yıl üç ay üç gün birbirini seven insanların birbirlerini görmeleri bizim de töremiz de yoktur. Benim oğlum güçlü ve kuvvetlidir. Çamur Dağından on torbayı taşıyacak güçtedir. Sen hele bir he de.

-Bu iki şartımızdan hangisini yerine getirirseniz Zeynep kızımızı Allah’ın emri ile verdik Osman usta. Allah mesut ve bahtiyar eylesin.

-Şimdi kıştır muhtar. Okullar tatil olsun, oğlum Cemal on torba toprağı Kadrinur bacımızın kapısına taşıyacaktır. Yazın ortasında da kararlaştıracağımız bir günde düğünü yaparız.

-Olur Osman usta, hele on torba taşınsın düğün günü kolay.

-Taşıyamaz mı demek istiyorsun?

-Öyle bir şey demedim ama çok genç başaramadı ya bıraktı gitti ya da başaracağım inadı yüzünden hayatından oldu.

-Merak etme benim oğlum başarır. Kahvelerimizi içip kalkalım. Ne dersin Zeynep kızım?

Zeynep ile Çeşminaz mabeyine geçtiler. Malzemeyi çoktan hazırlamıştı. 

Xxx

Günler geçiyor, öğrencilerin karne tatili yaklaşıyordu. Anne, baba ve çocukları karne heyecanı çoktan sarmıştı. Cemal öğretmen öğrencilerine karne tatilinde ne yapacaklarını söylüyordu. Karne dinlencesi demek hem öğretmen hem de öğrenciler için dinlenmek, dört ay süren derslerin stresini üzerlerinden atmaktı. Her yıl köydeki okula ilk yarıda gelen müfettiş bu yıl gelmemişti. Cemal öğretmen, okul tatil ettikten sonra yaptığı çalışmaları yeniden gözden geçirecek eksik bulursa tamamlayacaktı. 

Kısa süre içerisinde Zeynep’in Cemal öğretmene istendiği köye hızla yayıldı. Köyde konuşulan tek konu Cemal öğretmenle Zeynep’in aşkı oldu. Bir araya gelen köyün diğer kızları her iki gencin aşkını konuşurken Cemal öğretmenin Çamur Dağından on torba dolusu toprağı taşımayı kabul etmesi ise pek de yerinde bulunmuyordu.

-Feda edecekler oğlanı.

-Doğru dersin Şükriye, yazık değil mi oğlana.

-On torba toprak ne demek biz bile iki torbayı bir gün içinde getirmek anamızı ağlatıyordu.

-Güveniyorlar demek ki öğretmene.

-Ne güvenecekler, çocuğun ömrü bugüne kadar okullarda geçti.

-Doğru dersin, ne anlar toprak taşımaktan?

-Güçlü, kuvvetli diyorlarmış.

-Ne kadar güçlü olursa olsun, Çamur Dağından on torba toprak getirmek her babayiğidin harcı değil.

-Ne olursa olsun Zeynep kaptı oğlanı.

-Rahat edecek.

-Gudu da yapmayacak.

-Daha ne gudusu kız, oğlan maaşlı, gül gibi geçinip gidecekler.

-Kaptırdık oğlanı.

-Çok mu üzüldün?

-Üzüldüm tabi bana da öyle bir kısmet çıksa hemen kaparım.

-Bu öğretmen gittiğinde yeni gelene kancanı takarsın.

-İnşallah kız.

Xxx

Çamur Abbas’ın kahvehanesinde de Zeynep ile öğretmen konuşuluyordu. Her ikisinin birbirine çok yakışacaklarını söyleyen köylüler, Osman ustanın oğlunu bile bile ölüme attığını söylüyorlardı.

-İyi has çocuk, yazık olacak.

-Niye öyle diyorsun, taşır belki.

-Beş torbadan sonra dizlerinin bağı çözülür.

-Çözülmez çözülmez, oğlan güçlü görünüyor.

-Edireli de güçlüydü. Onuncu torbada hayatı sona erdi.

-Koca Çavuş Dedeye gitsek, köylüler toplansak bu töreyi kaldırsak mı?

-Vallahi iyi diyorsun. Onun sözünü herkes dinler.

-Kaldıralım bu töreyi.

-Kaldıralım.

-Seven seveni alsın.

-Sevenler birbirinden ayrılmasın.

-Ayrılmasın.

(Devamı var)

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hümeyra AYGÜN
Hümeyra AYGÜN - 2 yıl Önce

Hocam,
Merak içinde buraya gide gele günler geçiyor,
umarım bir aksilik yoktur.
Bekliyoruz, selamlar..

İbrahim Özdemir
İbrahim Özdemir - 2 yıl Önce

Hümeyra hanım: koranavirüse yakalandım onu için ara verdim sağlığım şu an çok iyi hikaye devam ede cek selam ve saygılarımla

EMRE
EMRE @İbrahim Özdemir - 2 yıl Önce

ÇOK GEÇMİŞ OLSUN HOCAM. RABBİM SAĞLIK SIHHAT VERSİN. BİZLERİ ÜZMEYESİNİZ HOCAM.
SAYGILARIMLA.

TALAT TOPRAK
TALAT TOPRAK - 2 yıl Önce

hoçam uzun süredir 31. hikayeyi bekliyorum hiç bukadar uzun süre bekletmezdin bir sorun yoktur inş selamlar

İbrahim Özdemir
İbrahim Özdemir @TALAT TOPRAK - 2 yıl Önce

Koranavirüs rahatsızlığım nedeni ile ara verdim. Biraz toparladıktan sonra kaldığımız yerden devam edeceğim. İlginize çok teşekkür ederim Talat Bey.