ELEŞTİRİ BİR KÜLTÜRDÜR

"İftiralara en iyi cevap, sessiz kalarak verilir"

-Ben Johnson-

Eğer bir toplumda eleştiri kültürü yerine oturmamışsa orada ilerlemenin mümkünatı kesinlikle yoktur, olamaz da. Zira eleştirmeden gelişmek olası değildir.

Zamanın bir bahrinde arkadaşımla Karakol Köprüsü’nden eski hastane kavşağına doğru yürüyüş yapıyorduk. Hastane kavşağına kadar ve şehrin içinde gördüğüm beş altı olumsuz durumu fotoğrafladım ve sosyal medyaya attım. Kimseyi, kurumu ya da başka bir oluşumu kast etmeden resmen kendime, kendi nefsime diyerekten paylaştım.

Bu paylaşımlar da şunlardan ibaretti. Dükkânlarımızın kaldırımları işgali, yayaların geçtiği kaldırımlarda ileri geri küfürlü çay sohbetleri, ana yolda kaldırıma park eden araçlar, az aşağıda parkta gençlerin doğum günü kutlaması sonrası çöplüğe çevirdiği o güzelim yeşillik, Harşit Çayı kenarında ışıklandırma lambalarının kırılması.

Vay efendim sen misin bunları paylaşan. Bunu fırsat bilen ve besbelli bu kanaldan beslenen bir klavye silahşoru bizi anında Gümüşhane Belediye Başkanı Sayın Ercan Çimen’e ispiyonladı.

Bir zaman sonra çıkardığım bir eseri (kitap) Belediye Başkanımıza takdim ederken bana dönerek;

“Hocam geçenlerde birisi seni bana şikâyet etti. Şikâyet ettiği konuya bakınca aslında çok sevindiğimi söyleyeyim. Zira bu tür eksiklikleri bizlerden kaynaklanmasa da halkımızın bir yolla dile getirmesi, eleştirmesi bizim önümüzü açacaktır. O yüzden ben sana teşekkür ediyorum” dedi.

Ben de gayrı ihtiyari;

“Kim olabilir ki acaba” deyince o zatın ismini öğrendim. Telefonu bende yoktu başkandan alarak hemen orada onu aradım. Anlamış olacak ki hemen özür dilemeye başladı.

İşte bu yüzden bu şehrin meşhur sloganı var ya hani “Altın kalpli insanların şehri” diye. Sizi bilmem ama ben bu slogana kahkahayla gülüyorum. Zira altın kalpli olmak sloganla değil yaşam tarzıyla, edeple, ahlakla, maneviyatla, değerler eğitimi ile ve ancak insanlıkla olunur. Yoksa hiçbir vasfı olmayan evladını iyalini belediyeye ve benzer kadrolara yerleştirmekle, yetim hakkı yemekle, dedikodu yapmakla, fahiş fiyatla müşteri kazıklamakla, komşunun hakkına tecavüz etmekle, adam kayırmakla, torpille, zulümle ve ahlaksızlıkla altın kalpli olmanın asla mümkünatı yoktur.

Biz yine biliriz ki;

“Aciz insan şikâyet eder, asil insan idare eder, basit insan iftira eder, sabırlı insan azim eder, şükürsüz insan beddua eder.”

Elinden hiçbir şey gelmeyen insanlar (!) hiç değilse gölge etmeyin bab’ından hareket edin ki hiç değilse çözüm yolunda problem olmayın. 

Bu şehirde biliyorum bir avuç sevenim varsa belki bin katı sevmeyenim de var. Zira eğer beni herkes seviyorsa ortada muhakkak bir yanlış durum vardır. Tam tersi beni hiç kimse sevmiyorsa da bir yanlışlıktan söz edebiliriz. Sözün özü şudur ki;

Birbirimizi kırmadan, incitmeden, çalışanın şevkini kesmeden ve alanında uzman ise yapıcı eleştiri ile birbirimizin haklarına saygılı olalım ve bu hakları koruyalım. Olur mu…?  

YORUM EKLE
YORUMLAR
Gökhan
Gökhan - 1 yıl Önce

Kaleminize sağlık.. kesinlikle haklısınız sözün özeti dizinde dediğiniz gibi Aciz insan şikâyet eder, asil insan idare eder, basit insan iftira eder, sabırlı insan azim eder, şükürsüz insan beddua eder.”

Fikret bozkır
Fikret bozkır - 1 yıl Önce

Kıymetli İsmail hocam senin gibi şehrinizin dertleriyle ilgilenen birkaç kişi daha olsa ne güzel olurdu belediye başkanımızın seni onore etmeside memnuniyet verici oldu yaptığın bu haberlerin devlet kurumlarında karşılığı olduğu zaman daha değerli oluyor… selamlar saygılar