'Durmayacağız, çalışacağız'

İşçi emeklisi Naci Kılıç, İnkılap köyünde devletin de desteği ile kurduğu seralardan yılda 25 bin lira kazandığını söyledi.

'Durmayacağız, çalışacağız'
İşçi emeklisi Naci Kılıç, İnkılap köyünde devletin de desteği ile kurduğu seralardan yılda 25 bin lira kazandığını söyledi.

Kılıç, gazetemize yaptığı açıklamada, çalışmanın yaşı olmadığını, sağlıklı ve gücü yeten her insanın mutlaka üretmesi gerektiğini belirterek, “Durduğumuz yerde durmayacağız, araştıracağız. Babadan, dededen kalma çalışma sistemleri terk edilmeli” dedi.

Kılıç, kendisinin makine teknisyeni olarak hayata atıldığını vurgulayarak, “Trabzon Teknik Lisesi’nden 1974 yılında mezun oldum. Uzun bir süre inşaatçılık yaptım. 1982 yılında Ege Soma Linyit İşletmesi’nde görev aldım. Tam 20 yıl çalıştım ve 2001 yılında emekli oldum. Çocuklarım Ankara’da olduğu için Ankara’ya yerleştim. Fakat Ankara’da yapamadım. Bütün isteğim baba toprağına yerleşmekti. 2004 yılında evimin temelini attım, 3 yıl sonra içerisine girdim ve 5 yıl sonra da sera işine başladım.”

“İKİ GECE UYUMADIM”

“Önce kendi çabamla ahşap bir sera yaptım. Bitirdiğim zaman iki gece sabaha kadar ‘seram oldu’ diye uyumadım. Dönemin Valisi Yusuf Mayda’yı davet ettim, kırmadı, geldiler, kurduğum serada incelemede bulundu. Seracılığı önemsediğim için bana yeni seralar kurdurttu.  Ahşap seramı da kurduğumuz modern sera şekline çevirmemi ve yenilememi istedi. Geçen sene ağaç seramı da yeniledim.”

“KÖYÜMÜZ PİLOT BÖLGE”

“Kurduğum seraları gören komşularımla birlikte İnkılap köyümüzde toplamda 13 sera oluyor. 13 sera fena değil ama niye bu sayı artmasın, niye 25 olmasın? Gümüşhane’de bizim köyümüz sera açısından pilot bölge. Kurduğumuz seraların her birinin yüzde 90’ını devlet, yüzde 10’unu ise biz verdik. Seralarımızın her biri 13 bin 500 liraya kuruldu. Biz ise bin 300 lira katkı koyduk. Kurulan seralar 180 metrekare. Benim kendi seram 210 metrekare. Bu nedenle 15 bin liraya ihale edildi, ben, bin 500 lira katkı koydum, diğerini devlet karşıladı.”

“SATIŞLARIMIZ TRABZON’A”

“Serası olan diğer arkadaşlar tek ürün üretiyorlar. Ben ise soğan, ıspanak, domates, salatalık, biberin her çeşidinden üretiyorum. Ürettiğimiz ürünleri ise Trabzon’a satıyoruz. Kalkınma Mahallesi’nde bir marketle anlaştık. Ben ve diğer arkadaşlarımın ürettiği ürünleri bu markete satıyoruz. Şimdilik ben götürüyorum. Sera sayımız fazla olsa ve ürettiğimiz ürün de fazla olsa kendileri gelip alacaklar.”

“SERALAR PARA KAZANDIRMIYOR DİYENLER YALAN SÖYLÜYOR”

“Bizim bu bölgede amacımız, seracılığı profesyonel olarak yapmak istiyoruz. Ben her seramın birinden yılda 5 bin lira para kazanıyorum. Seralar para kazandırmıyor diyenler yalan söylüyor. Durduğumuz yerde durmayacağız, araştıracağız. Babadan, dededen kalma çalışma sistemleri terk edilmeli. Bugün teknoloji neyi gerektiriyorsa yapmak zorundayız. Yanmış gübremi onu kullanacağız, sulama damlama sistemimi olacak, onu yapacağız. Devlet de bir şey veriyorsa ona da teşekkür edeceğiz. Kısmen veriyor. İki yıldır devlet gereken yardımı yaptı. Vatandaşlarımız da yapması gerekeni yapsa problemler karşılıklı olarak çözülecek. Devlet bize iki adım geldiğinde biz bir adım geri gitmemeliyiz. Sıkıntı buradan doğuyor. Köye ziraat mühendisi geliyor, budamayı göstermek istiyor, kahvehaneden kimseyi kaldıramıyor. Yılda seralardan 20-25 bin lira kazanan bir aile Gümüşhane şartlarında yaşam standartlarının üzerine çıkar. “

İbrahim Özdemir-Figen Tok

Haberin Kaynağı: Olay Gazetesi

Güncelleme Tarihi: 30 Haziran 2015, 09:45
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER