'Harşit Çayını HES’lerle yok etmeye yönelik tüm çalışmaların durdurulmasını istiyoruz'

Gümüşhane’nin gerdanlığı olan ve geçtiği vadi boyunca çevresine hayat veren Harşit Çayı üzerinde yapımına başlanan Hidro Elektrik Santrali (HES) için vatandaşların mahkemeye vermesi sonucu bilirkişi heyeti bölgede incelemelerde bulundu.

'Harşit Çayını HES’lerle yok etmeye yönelik tüm çalışmaların durdurulmasını istiyoruz'

Gümüşhane’nin gerdanlığı olan ve geçtiği vadi boyunca çevresine hayat veren Harşit Çayı üzerinde yapımına başlanan Hidro Elektrik Santrali (HES) için vatandaşların mahkemeye vermesi sonucu bilirkişi heyeti bölgede incelemelerde bulundu.

Harşit vadisi üzerindeki Övündü, Harmancık ve Altınpınar köyleri ile Torul ilçesine bağlı Kaledibi mahallesini etkileyen HES için geçtiğimiz aylarda Torul’da eylem yapılmış, vatandaşların itirazlarına rağmen firma çalışmalarına başlamıştı.

Övündü köyünden 6 kilometrelik tünel vasıtası ile santrale ulaştırılacak olan, 8 kilometrelik dere yatağı boyunca sağ-sol sahillerinde yaklaşık 700 dönüm tarım arazisi, yerleşim yerleri ve derede yaşayan canlıları tehdit eden HES’in ÇED olumlu kararına itiraz eden yöre sakinleri Erzincan Bölge İdare Mahkemesinde dava açmıştı. Mahkeme ve bilirkişi heyeti de dün bölgeye gelerek incelemelerde bulundu.

Bilirkişi heyetinin incelemelerine katılan yöre sakinleri durumu yetkililere aktardıktan sonra yaptıkları basın açıklamasıyla HES yapıldığında meydana gelebilecek durumları ortaya koydu.

“Tarım arazilerimiz susuzluğa mahkum edilecek ve tünel inşaatları sırasında kırılacak olan yeraltı su fayları yaşam kaynağımız olan kaynak sularımızı elimizden alacaktır”

Grup adına açıklama yapan emekli Ziraat Mühendisi İsmail Aydın, Harşit Çayı üzerine yapılacak HES ile yaşam alanlarının ellerinden alındığını belirterek, “Maalesef Torul’da Harşit Çayı üzerinde bir HES yapımına başlandı. Harşit Çayının suyu İkisu mevkiinden alınarak Harşit Çayının güney yamacından bir tünel vasıtası ile Çit deresinin Harşit Çayına Kavuştuğu yerde kurulacak santrale akıtılacak. Bu durumda İkisu’dan Torul’a kadar evi, bahçesi, tarlası, işyeri, su kuyusu vs. olan herkes menfi yönde etkilenecektir. Ayrıca tünel güzergahı boyunca doğaya, yeraltı su kaynaklarına, Harşit çayındaki canlı popülasyonuna, orman varlığına birçok yönden zararlar verecektir. Torul ilçesi, Harşit Vadisi üzerindeki Övündü, Harmancık ve Altınpınar köyleri ile Kaledibi Mahallesi olası bir çevre felaketi ile karşı karşıyadır. Tünellere hapsedilecek olan Harşit Çayı üzerindeki tarım arazilerimiz susuzluğa mahkum edilecek ve tünel inşaatları sırasında kırılacak olan yeraltı su fayları yaşam kaynağımız olan kaynak sularımızı elimizden alacaktır” dedi.

“Dereye bırakılacak can suyu asla yeterli olmayacak aksine ölüm suyu olacaktır”

Yaşam alanları, tarım arazileri, sulama ve kaynak sularını korumak istediklerini, bu vadide biriktirdikleri anılarını muhafaza etmek istediklerini, çocuklarının geleceğini teminat altına almak istediklerini belirten Aydın, “Harşit Çayını HES’lerle yok etmeye yönelik tüm çalışmaların durdurulmasını istiyoruz. Bu bölgenin insanı her türlü zorluklara ve imkansızlıklara rağmen burada yaşama tercih ve iradesini ortaya koyarak bu toprakları imar etmiştir. Suyumuz elimizden alınarak sağlıklı ve huzurlu yaşama hakkımız yok edilecektir. Bu bölge üzerindeki her türlü tasarruf bu bölgenin gerçek sahiplerine yani bizlere aittir. Zaten zor koşullarda adeta dişini tırnağına takarak ayakta kalma mücadelesi veren yöre halkının tercih ve iradeleri yok sayılarak bir oldu bitti ile kadim su haklarımız gasp edilmek istenmektedir. Türlü yalanlarla bölge halkı yanıltılmaktadır. Yurdumuzun birçok yöresinde örneklerini gördüğümüz üzere dereye bırakılacak can suyu asla yeterli olmayacak aksine ölüm suyu olacaktır. Zaten doğal halinde bile özellikle yaz aylarında kuruma noktasına gelen Harşit çayı bir de HES ile muhatap edilince bölge insanımızın tarımsal ve yaşamsal bütün kazanımları yok olacaktır” diye konuştu.

“700 dönüm tarım arazisi susuz kalacak”

Yapılacak regülatör ile alınacak suyun 6 kilometrelik tünel vasıtası ile santrale ulaştırılacağını ve böylece 8 kilometrelik dere yatağı boyunca sağ-sol sahillerinde yaklaşık 700 dönüm tarım arazisi, yerleşim yerleri, derede yaşayan canlıların susuz kalacağını dile getiren Aydın, “Dere yatağına bırakılacak can suyunun yöre halkınca kullanılması esnasında, dağıtımı ve paylaşımı çok adil bir şekilde yapılsa ve öngörülen sulama sırasına uyulsa bile her bir kişiye yeterli sulama sırası haftalar sonra ancak gelebilecek, bu durum çok iyi biliyoruz ki komşuluk ilişkilerimizi yok edecektir. Ayrıca yapılacak tünellerden boşaltılacak binlerce metreküp hafriyatın yöremize dökülmesi halinde ortaya büyük ve geri dönüşü olmayacak bir kirlilik getirecektir” ifadelerini kullandı.

“Bölge insanının katılımı ve oluru alınmaksızın, nerde, ne zaman ve kimlerle yapıldığı bilinmeyen toplantıların ardından verilen ÇED olumlu kararını şiddetle reddediyoruz”

“Bu HES yapılmaz ise Torul kaybeder” ifadesinin de koca bir yalan olduğunu kaydeden Aydın, “Sermaye grupları burada ürettiği enerjiyi devletimize satacak, susuzluğun ceremelerini de yöre halkı çekecektir. Bu projeden ilgili holdingin dışında hiç kimsenin hiçbir kazancı olmayacaktır. Bizler enerji karşıtı değiliz. Anayasa ve yasalara sadakatle bağlıyız. Lakin bölge insanının katılımı ve oluru alınmaksızın, nerde, ne zaman ve kimlerle yapıldığı bilinmeyen toplantıların ardından verilen ÇED olumlu kararını şiddetle reddediyoruz. Bunun için Erzincan Bölge İdare Mahkemesine müracaat ederek hukuki süreci başlatmıştık. Mahkeme müracaatımızı dikkate almış ve hukuki sürecin ilk aşaması olan bilirkişiler marifeti 02.12.2019 Pazartesi günü saat 13.00’te keşif yapmıştır. Bilirkişilerin yapacağı tespitler ve mevcut yasalar ışığında karar verecek mahkemenin yöre halkı olarak bizlerin yaşam mücadelemizi, haklı isteklerimizi de dikkate alarak bu yörede geçmişten beri yoksul ama mutlu yaşamamızı çocuklarımıza miras bırakma isteklerimizi tarafımıza teslim edeceğine inanıyoruz. Bu bağlamda en azından başlattığımız hukuki süreç tamamlanıncaya kadar HES çalışmalarının derhal durdurulması, iş makinalarının ve tüm ekipmanların bölgeden çekilmesi herkes için doğru bir karar olacaktır. Bundan sonraki hareket tarzımızı da bu hukuki sürecin nasıl sonuçlanacağı belirleyecektir. Buradan tüm kamuoyuna, İl ve İlçemizin tüm yöneticilerine, sivil toplum kuruluşlarına, siyasi parti temsilcilerine bu konuya hassasiyet göstermelerini ve bizlere destek olmalarını istiyor ve bekliyoruz” dedi.

Güncelleme Tarihi: 03 Aralık 2019, 13:44

ilgili haber/ler:

YORUM EKLE
YORUMLAR
altan bayrak
altan bayrak - 4 yıl Önce

Bölge halkı hes istememesine rağmen ısrarla hes yapmak istiyorlar anlamış değiliz yaw doğayı mahvediyorsunuz şu derelerden elinizi çekin artık....

Stk susmasin
Stk susmasin - 4 yıl Önce

Bu konu artık canımıza tak etti yine suyumuz

GENÇAĞA ARAZ
GENÇAĞA ARAZ - 4 yıl Önce

PARTİCİLİK OYUNU BIRAKIN NEREYE GIDIYOR TURKIYEM GÖNLÜMÜN EFENDİSİ GELIN BIRLIK OLALIM MÜSLÜMANLIĞI YAŞAMA YOLUNDA ESKILERI YAT EDELİM HERKES ALIM TERINI KAZANIYORSA MESELE MUSLUMAN OLABİLMEKTE HERKES BİRLİK OLSA HERSEY YOLUNA GİRER

SIRADAKİ HABER