AK Parti Gümüşhane Milletvekili ve Ar- Ge Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Kemalettin Aydın, IMF’ye ödenen son taksit ile yeni bir döneme girildiğini ifade ederek süreç hakkında açıklamalarda bulundu.
Aydın Türkiye’nin 11 Mart 1947'de üye olduğu IMF ile bugüne kadar 19 stand-by anlaşması yaptığını 1 Ocak 1961’de İMF ile ilk stand-by anlaşmasının imzalandığını, o tarihten bugüne 38 hükümetin görev yaptığını ancak bu borcu bitirmek, mali ve siyasi istikrarı esas alan AK Parti hükümetlerinin bütçe disiplininin sağladığı güç sayesinde tek taraflı olarak bitirildiğini söyledi.
Aydın, “Uzunca bir dönem para almak için kapısında beklediğimiz, masa şeflerini 'krallar' gibi karşıladığımız, ev ödevlerine harfi harfiyen uymak için hükümet krizleri çıkmasına göz yumduğumuz IMF'ye bugün AK Parti iktidarlarından önceki borçların 421 milyon dolarlık son borç dilimini ödeyerek veda ediyoruz. Türkiye fonla borç ilişkisine girerken halk da acı reçetelerle tanıştırıldı. Kemerlerde sıkılacak delik kalmamıştı. Fon heyeti memur maaşlarından, sosyal güvenlik reformlarına, elektrik zammından, özelleştirmeye ve bankacılık düzenlemelerine kadar birçok konuda Türkiye’ye ev ödevi veriyordu. Türkiye’de Yarım Asırlık bir borçlanma döneminin bugün itibari ile ödenen son taksit sonucunda son buldu borcun bitmesinden de öte Türkiye artık İMF’ye borç verir duruma gelmiştir, Ülkemizin borç vermesi için müzakereler devam etmektedir.” dedi.
İlk borcun 1961 yılında Cemal Gürsoy döneminde alındığını 2002 yılında ise AK Parti iktidarının göreve geldiğinde 23,5 Milyar dolar borcumuz olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kemalettin Aydın, borcun sonlandığını ifade ederek, “Milliyetçilik nara atmakla olmaz. Milliyetçilik milletinden aldığı güçle milletin gösterdiği istikamette milletine hizmet etmek, refahını yükseltmek ile olur” dedi.
Aydın, şunları söyledş: “1961’den bu yana doğuştan borçlu olan milletimizin evlatlarından ilk defa bugün doğanlar İMF’ye borçsuz bir hayata merhaba diyor, Ülkemiz bir kamburdan daha kurtuluyor. İMF Komiserleri ülkemizi terk ediyor. Artık kendi kararını kendisi veren bir ülke var. Bu borcun nasıl ödendiğini, bugüne nasıl gelindiğini kavramak aslında çok da zor değil. Hortumlanan bankaların, çetelerin mafyaların karanlık güçlerin büyük bir istikrar ve irade ile üstüne gidilerek yok edilmesi ve çeşmenin başına milletin geçmesi ile sağlanmıştır. Suni krizler ile Anadolu sermayesine göz dikilmiş milletin, hazinenin kasasını boşaltmıştı. AK Parti İktidarları ise milletin kasası hızla doldurmaya devam ediyor. Merkez Bankası kasasını 27,5 Milyar Dolar ile devir almıştık. Bugün bu rakam 135 Milyar doları aşmış durumdadır. Bir ülkenin merkez bankası rezervindeki rakamın büyüklüğü o ülkedeki istikrarın güvenin, yabancı ve yerli yatırımcının ülkeye gelmesinin ticaret yapmasının ön koşullarındandır. Hamd olsun ki bu iklim kararlılıkla sürdürülmektedir. 2002 yılında yüzde 65'lerde olan enflasyon, AK Parti döneminde tek haneye kadar geriledi ve yüzde 6 seviyelerine kadar düşürüldü. Borsa ard arda tüm zamanların rekorunu kırmaya devam ederken 2002’de yılında 36 milyar dolar olan ihracat 2012 yılında 150 milyar doları aşmış ve 2023’de 500 milyar dolara çıkarma hedeflerine koşar adım ilerlenmektedir. Görev zararı adı altında milyarlarca zarar eden kamu bankalarını arpalık olmaktan kurtarılmış. Ziraat Bankası, Halk Bank ve Vakıf Bank hem hizmet ettikleri kesimlerin yüzünü güldürür hem de kar edip kamuya kaynak aktarır noktaya taşınmıştır. Devletin, Türk Lirası cinsinden borçlanma faiz oranı 2002'de yüzde 62,7 iken bugün yüzde 6-6,5 oranlarına gerilemiştir. 2002 yılında devletin topladığı her yüz liranın 86 lirası faiz borçlarını ödemek için kullanılırken, Bugün artık her yüz liranın sadece 16 lirası devlet borçlarını ödemek için kullanılır hale getirilmiş aradaki fark milletin hizmetine sunulmuş IMF’ye borçlarda bu prensipli kararlı çalışmalar sonucu sıfırlanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda da kişi başına düşen milli gelir 2002 yılında 3 bin 492 dolar iken bu rakam 3 katından fazla artırılmış ve 11 bin 300 dolar seviyelerine yükseltilmiştir” dedi.
Aydın Türkiye’nin 11 Mart 1947'de üye olduğu IMF ile bugüne kadar 19 stand-by anlaşması yaptığını 1 Ocak 1961’de İMF ile ilk stand-by anlaşmasının imzalandığını, o tarihten bugüne 38 hükümetin görev yaptığını ancak bu borcu bitirmek, mali ve siyasi istikrarı esas alan AK Parti hükümetlerinin bütçe disiplininin sağladığı güç sayesinde tek taraflı olarak bitirildiğini söyledi.
Aydın, “Uzunca bir dönem para almak için kapısında beklediğimiz, masa şeflerini 'krallar' gibi karşıladığımız, ev ödevlerine harfi harfiyen uymak için hükümet krizleri çıkmasına göz yumduğumuz IMF'ye bugün AK Parti iktidarlarından önceki borçların 421 milyon dolarlık son borç dilimini ödeyerek veda ediyoruz. Türkiye fonla borç ilişkisine girerken halk da acı reçetelerle tanıştırıldı. Kemerlerde sıkılacak delik kalmamıştı. Fon heyeti memur maaşlarından, sosyal güvenlik reformlarına, elektrik zammından, özelleştirmeye ve bankacılık düzenlemelerine kadar birçok konuda Türkiye’ye ev ödevi veriyordu. Türkiye’de Yarım Asırlık bir borçlanma döneminin bugün itibari ile ödenen son taksit sonucunda son buldu borcun bitmesinden de öte Türkiye artık İMF’ye borç verir duruma gelmiştir, Ülkemizin borç vermesi için müzakereler devam etmektedir.” dedi.
İlk borcun 1961 yılında Cemal Gürsoy döneminde alındığını 2002 yılında ise AK Parti iktidarının göreve geldiğinde 23,5 Milyar dolar borcumuz olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kemalettin Aydın, borcun sonlandığını ifade ederek, “Milliyetçilik nara atmakla olmaz. Milliyetçilik milletinden aldığı güçle milletin gösterdiği istikamette milletine hizmet etmek, refahını yükseltmek ile olur” dedi.
Aydın, şunları söyledş: “1961’den bu yana doğuştan borçlu olan milletimizin evlatlarından ilk defa bugün doğanlar İMF’ye borçsuz bir hayata merhaba diyor, Ülkemiz bir kamburdan daha kurtuluyor. İMF Komiserleri ülkemizi terk ediyor. Artık kendi kararını kendisi veren bir ülke var. Bu borcun nasıl ödendiğini, bugüne nasıl gelindiğini kavramak aslında çok da zor değil. Hortumlanan bankaların, çetelerin mafyaların karanlık güçlerin büyük bir istikrar ve irade ile üstüne gidilerek yok edilmesi ve çeşmenin başına milletin geçmesi ile sağlanmıştır. Suni krizler ile Anadolu sermayesine göz dikilmiş milletin, hazinenin kasasını boşaltmıştı. AK Parti İktidarları ise milletin kasası hızla doldurmaya devam ediyor. Merkez Bankası kasasını 27,5 Milyar Dolar ile devir almıştık. Bugün bu rakam 135 Milyar doları aşmış durumdadır. Bir ülkenin merkez bankası rezervindeki rakamın büyüklüğü o ülkedeki istikrarın güvenin, yabancı ve yerli yatırımcının ülkeye gelmesinin ticaret yapmasının ön koşullarındandır. Hamd olsun ki bu iklim kararlılıkla sürdürülmektedir. 2002 yılında yüzde 65'lerde olan enflasyon, AK Parti döneminde tek haneye kadar geriledi ve yüzde 6 seviyelerine kadar düşürüldü. Borsa ard arda tüm zamanların rekorunu kırmaya devam ederken 2002’de yılında 36 milyar dolar olan ihracat 2012 yılında 150 milyar doları aşmış ve 2023’de 500 milyar dolara çıkarma hedeflerine koşar adım ilerlenmektedir. Görev zararı adı altında milyarlarca zarar eden kamu bankalarını arpalık olmaktan kurtarılmış. Ziraat Bankası, Halk Bank ve Vakıf Bank hem hizmet ettikleri kesimlerin yüzünü güldürür hem de kar edip kamuya kaynak aktarır noktaya taşınmıştır. Devletin, Türk Lirası cinsinden borçlanma faiz oranı 2002'de yüzde 62,7 iken bugün yüzde 6-6,5 oranlarına gerilemiştir. 2002 yılında devletin topladığı her yüz liranın 86 lirası faiz borçlarını ödemek için kullanılırken, Bugün artık her yüz liranın sadece 16 lirası devlet borçlarını ödemek için kullanılır hale getirilmiş aradaki fark milletin hizmetine sunulmuş IMF’ye borçlarda bu prensipli kararlı çalışmalar sonucu sıfırlanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda da kişi başına düşen milli gelir 2002 yılında 3 bin 492 dolar iken bu rakam 3 katından fazla artırılmış ve 11 bin 300 dolar seviyelerine yükseltilmiştir” dedi.
