Karaca Mağarasında Sezonun İlk Turist Kafilesi Çiçek Ve Tatlıyla Karşılandı

Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sınırlarında bulunan dünyaca ünlü damlataşı Karaca Mağarasında turizm sezonu bugün başladı. Yeni sezonun ilk turist kafilesi de çiçek ve tatlılarla karşılandı.

Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sınırlarında bulunan dünyaca ünlü damlataşı Karaca Mağarasında turizm sezonu bugün başladı. Yeni sezonun ilk turist kafilesi de çiçek ve tatlılarla karşılandı.

İl Özel İdaresi tarafından işletilen ve bugüne kadar 800 binden fazla insanın ziyaret ettiği Karaca Mağarası, 15 Kasım’da turizme kapatılmış ve bu zaman zarfında mağara içerisindeki yürüyüş parkurlarında, elektrik ve elektronik tertibat ile Gümüşhane-Trabzon karayolundan Mağaraya kadar olan bölümdeki yolun bakımı yapılmıştı.

SSC Tur ile sezonun açıldığı ilk gün Karaca Mağarasına gelen 35 kişilik kafile İl Özel İdaresi personeli tarafından çiçek ve Gümüşhane’nin yöresel tadı olan pestil ve köme ikramı ile karşılandı.

“BİRÇOK MAĞARA GÖRDÜM AMA KARACA GİBİ GÜZELİNİ GÖRMEDİM”

Mağarada milyonlarca yıl süren damlataşı oluşumları ile sarkıt ve dikitleri hayranlıkla izleyen turist kafilesinde bulunan Antalyalı Şahap Bolaç, Karaca Mağarasına ilk defa geldiğini, bu zamana kadar birçok mağara görmesine karşın bu kadar güzel ve yoğun oluşumlu bir mağara görmediğini söyledi.

“GÜMÜŞHANE NEDEN BİR ANTALYA OLMASIN”

Gümüşhane’nin bu mağarayı Türkiye’ye ve dünyaya daha iyi tanıtmasını arzu ettiğini kaydeden Bolaç, “Burası Gümüşhane ve Gümüşhaneliler için çok güzel bir yer. Bu mağaranın dünya literatüründe yer almasını istiyoruz. Beni en çok etkileyen sarkıt ve dikitler ile bunların pozisyonu oldu. Mağara insanı değişik bir hazza götürüyor. O figürler hayal gücünüze göre farklı tasvirler kurmanıza neden oluyor. Siz neyi istiyorsanız o tasvirleri görebiliyorsunuz. Türkiye’nin her tarafı turizme aç. O nedenle Gümüşhane neden bir Antalya olmasın.” dedi.

“KARACA MAĞARASINI MUTLAKA GÖRÜN”

SSC Tur Yönetim Kurulu Başkanı Salih Coşkun ise Doğu Karadeniz’e bu sezon düzenledikleri ilk turla birlikte Gümüşhane’ye geldiklerini belirterek, diğer firmalardan da özellikle programlarında Gümüşhane’ye yer vermeleri konusunda çağrıda bulundu.

“HEM DOĞASIYLA HEM TARİHİYLE GÜMÜŞHANE GÖRÜLMEDEN DÖNÜLMEMELİ”

Tur kafilesinin Karaca Mağarasından inanılmaz derecede mutlu bir şekilde geri döndüklerini kaydeden Coşkun, “İstanbul, Ankara, İzmir’den getirdiğimiz bütün misafirler özellikle Karaca Mağarasını, Zigana’yı, Süleymaniye’yi görmekten dolayı oldukça memnun kaldılar. Bu bizim için iyi bir başlangıç oldu. Doğu Karadeniz turlarında Gümüşhane’ye kesinlikle yer verilmesi gerekiyor. Hem doğasıyla, hem tarihiyle Gümüşhane’den görülmeden gidilmemesi gerekiyor.” dedi.

“KARADENİZ TURİZMİN PARLAYAN YILDIZI OLACAK”

Karadeniz turlarına normalde 15 Mayıs tarihinde başlamalarına karşın, 11 Nisan itibariyle başladıkları erken rezervasyonda 2014 yılına göre yüzde 200’lük artış olduğunu kaydeden Coşkun, “Karadeniz programları artık İstanbul ve Ankara’da ki misafirlerin yoğun bir ilgisinin olduğunu görüyoruz. Biz bundan eminiz 2015 yılında İstanbul ve Ankara’dan gelmeyecek insan kalmayacak gibi görünüyor. Akdeniz’de ki tatil kültürünü değiştirip artık Karadeniz’e dönüyoruz.”

Coşkun, Karadeniz’e insanları çeken en önemli etkenle ilgili soruyu da “Mavi ve yeşili bir arada görmeleri. İnsanların doğallığı ve şehir hayatından çıkıp buradaki doğal hayatı görmeleri” olarak cevaplandırdı.

KARACA MAĞARASI

İlin 17 kilometre kuzeybatısında, Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sınırları içindedir. Denizden 1550 metre yükseklikte bulunan mağaranın damlataşı şekilleri, sarkıtları, dikitleri, sütunları, bayrak şekilleri, org desenli duvarları, mağara çiçekleri, incileri ve traverten basamakları eşine az rastlanır güzelliklerdendir.

Yaklaşık 105 metre uzunluğunda, 18 metre tavan yüksekliğine sahip mağaranın toplam iç alanının bin 500 metrekaredir. Yatay olarak gelişme göstermiş ve yaklaşık elipse benzeyen dört ayrı salonun birbiri ile birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu salonlardan, ikisi çatlak sistemlerden sızan suların oluşturduğu duvar damlataşları ile ikiye bölünmüş ve böylece salon sayısı altıya çıkmıştır. Damlataşları oluşumları bakımından hem çok zengin renk ve şekilleri arz eder. Mağara içerisinde sarkıtlar, dikitler, sütunlar, bayrak şekilleri, org desenli duvarlar, mağara çiçekleri, mağara incileri, traverten havuzları ve traverten basamakları görmek mümkündür.
Güncelleme Tarihi: 15 Nisan 2015, 13:47
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER