TEMA’dan taş ocağı tepkisi

TEMA Vakfı Gümüşhane Temsilcisi Yusuf Oral, Tamzı, Keçikaya, Sargınkaya ve Nazlıçayır mevkiinde bulunan ve çimento fabrikasına ait olan taş ocağı faaliyetlerinin bölgeye büyük zarar verdiğini iddia ederek, ‘dağ keçileri+kartal yuvaları+sit alanı+kültür mirası = 1 taş ocağı’ dedi.

TEMA’dan taş ocağı tepkisi
TEMA Vakfı Gümüşhane Temsilcisi Yusuf Oral, Tamzı, Keçikaya, Sargınkaya ve Nazlıçayır mevkiinde bulunan ve çimento fabrikasına ait olan taş ocağı faaliyetlerinin bölgeye büyük zarar verdiğini iddia ederek, ‘dağ keçileri+kartal yuvaları+sit alanı+kültür mirası = 1 taş ocağı’ dedi.

Yaptığı açıklamada taş ocağı faaliyetinin etkisinden dolayı en fazla zarar görenin bölgedeki yaban hayatı olduğunu kaydeden Oral, Keçikaya köyüne adını veren ve yaban keçilerinin yaşam olanı olan kayalık bölgede taş ocağı işletmenin mantığı olmadığını savundu. Bölgede yapılan patlatmaların kontrolsüz ve denetimsiz olduğunu öne süren Oral, yaban keçilerinin Gümüşhane-Bayburt Karayolu kenarına inecek kadar rahatsız edildiğini söyledi.

Bölgeye Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü tarafından bırakılan yaban keçilerinin kamu malı niteliğinde olduğunu, yaban keçilerini üretimi, bakımı ve takibi için devlet kaynaklarının kullanılmasına karşın bir başka devlet kurumunun bunu gözardı etmesinin büyük bir yanılgı ve kamu malına karşı işlenen bir suç olduğunu ifade eden Oral, “İncelemelerimiz sonucu yapılan patlatmaların 100 metre yakınında kartal yuvalarının bulunduğu görülmüştür. İzahı olmayan bu kıyımın getirdikleri ve götürdükleri arasındaki dengenin iyi kurulması gerektiği düşüncesindeyiz. Bir canlının yuvasını, yavrusunu ve yaşam alanını yok etmenin para ve mal ile ölçülür bir yanı yoktur. Bölge vadi olarak darmadağın edilmiş haldedir. Farklı amaçlarla 5 farklı noktada yapılan taş ocağı faaliyetleri sonucu hem yaban hayatının hem de insanların yaşantılarını idame etmekte zorluk çektiği açıkça görülmektedir. Vadide bulunan Doyduk mağarası, 1990 ' li yıllara kadar  yapılan hıdrellez şenliklerinde 36 köyün buluşma noktası olmuştur. Köylerde yaşayan ileri yaştaki insanların anlattıklarına göre 1980 yılına kadar  duvar takvimlerinde bile '' doyduk şenlikleri '' olarak yer bulan bu kültürel miras ne yazık ki geçmişten bu güne şehrimizi yönetenlerin ve Kültür Turizm Müdürlüğü yetkililerinin yeterli araştırma yapmamalarından dolayı kaybolma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Doyduk Osmanlı arşivlerinde kültürel değer olarak yer almaktadır. Doyduk Mağarası (Doyduk Kalesi) yapılan taş ocağı faaliyet sahasına yaklaşık 500 metre mesafede olup çalışmalar mağaraya doğru devam etmektedir. Bölge biyolojik çeşitlilik bakımından çok zengin durumdadır. Bölgede Kırcaova Sit Alanı ve Kuş Gözlemciliği alanı bulunmakta olup hem Gümüşhane - Bayburt Karayolu üzerindeki tabelalar ile hem de Gümüşhane Kültür Turizm İl Müdürlüğü '' ilimiz tarihi ve doğal güzellikleri'' haritasında gösterilmektedir.  Bahar aylarında bölgede yaşayan kuş türleri dışında göçmen kuş türlerinin'de kırca ovaya geldiği köylüler tarafından söylenmektedir. Keçikaya Köyü üzerinde 23.03.2004 tarih ve 4967 tescil numaralı 1.derece arkeolojik sit alanı bulunmaktadır. Tarihi değeri ön plana çıkaran nitelikteki tescil edilmiş birinci derece arkeolojik sit alanında bu ve benzer çalışmaların yapılması kültürel mirasımızın yok olması anlamına gelmektedir. Bölgede bulunan peri bacaları çok özel jeolojik oluşumlar olup korunması gerektiği düşüncesindeyiz. Bir çok şehrimizde ve bir çok ülkede miras sayılan oluşumlar ne yazık ki yok edilmektedir. Daha kestirme yol yapmak ve daha fazla para kazanmak uğruna bu tip oluşumlara taş gözü ile bakmak Gümüşhanemizin doğal güzelliklerine karşı yapılan yanlışlardan bir tanesidir. Yine vadide 20 kök kalan ve vadi halkı tarafından endemik tür olduğu söylenen '' akrap '' meyvesinin kazıların ortasında kalması anlaşılır türden değildir. Bu türün ilgililer tarafından bir an önce koruma altına alınması gerekmektedir. Sonuç olarak bölge gerek yaban hayatı, gerek biyolojik çeşitliliği, gerekse de tarihi ve kültürel değerleri bakımından bu kadar zengin durumda  iken bu ve benzeri çalışmaların yapılması uygun değildir. Bu güne kadar bu değerlerin gün yüzüne çıkarılması şehri yönetenlerin ve ilgili kurum yetkililerinin yetersiz kalmasından ibarettir. Hala şehrimizdeki biyolojik çeşitlilikle ilgili literatürün olmayışı şehrin bu güne kadar insan odaklı ve doğal güzellikleri gün yüzüne çıkarır nitelikte değil tamamen sermaye odaklı yönetildiğinin bir göstergesidir.  Vadideki köy muhtarlarının ve halkın kurumlar ile defalarca yazışma yapmaları ve yardım çağırısında bulunmalarına rağmen  sonuç elde edememiş olmaları     kurumlarımızın Gümüşhane'ye karşı duydukları hassasiyetin bir başka  göstergesidir. Bir canlı türünün yuvasını yok etmenin ekonomik bir karşılığı olamaz. Şirketler kazancına kazanç katma yolunda doğal yaşamı düşünmez iken sorumluluk tamamen yeterli araştırma ve denetim yapmayan  ilgili kamu kurumlarındadır.

Bu noktada yaban keçilerinin mevzuatı gereği korunması için  gerekli çalışmaları yapmak üzere Gümüşhane Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünü hassas davranmaya ve bu vadide yapılan bütün madencilik faaliyetlerinin durdurulması için gerekli çalışmaların başlatılmasına davet ediyoruz. 

Kurumlarımızdaki vurdumduymazlığa karşı, geldiği günden berri Gümüşhane'nin doğa ve kültür turizmine kazandırılması için çaba gösteren Sayın Valimizin gerekeni yapmasını arzuluyoruz. Aksi durumda Çevre ve Şehircilik müdürlüğü yapılan patlatmalardan bihaberken, Kültür Turizm Müdürlüğü haritasına işlediği sit alanının yerini bilmez iken, Doğa koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü koruma altındaki türlerin korunması için gerekli çalışmaları yapmaz iken biz doğa turizmi rüyalarını görmeye devam edeceğiz. Kamu kurumlarımızın çevre hassasiyetini diğer illerle kıyasladığımızda bariz fark görmekte ve ilimizdeki çevre hassasiyetinin en alt seviyede olduğunu görmekteyiz. Yolda gördüğü Kültür Bakanlığına ait kahverengi tabelayı takip ederek fotoğrafını çekeceği kuş türlerinin yuvalarının bozguna uğratıldığını gören turiste nasıl bir açıklama yapacağız. 

Kamuoyunda şehrimizin madencilikten başka seçeneği yokmuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Şehrimiz doğal güzellikleri ve  kültürel değerleri ile nadir özelliklere sahiptir. Yıllarca başarılmak istenilen Gümüşhane'nin bir avuç taştan ibaret olduğu algısının oluşturulmasına karşı dikkatli olunması gerektiği düşüncesindeyiz. Özellikle köylerini boşaltıp başka şehirlere göç eden Gümüşhaneli vatandaşlarımızın köylerine sahip çıkmalarını aksi durumda yakın bir zamanda terse dönecek olan göç yolunda yaşam alanı bulmakta zorluk çekeceklerini belirtmek isteriz.” dedi.
Güncelleme Tarihi: 12 Temmuz 2015, 02:10
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER