Gümüşhane’nin Şiran ilçesine bağlı ve dağdan çıkan 40 ayrı kaynağın dökülmesi sonucu oluşan ender şelalelerden, efsaneleriyle ünlü Tomara Şelalesi Tabiat Parkı, 6,5 milyon TL’lik yatırımla yeni bir çehreye büründü.
Cam seyir terasının yapılması, yolunun parke ve asfaltla kaplanıp işletmesinin de profesyonel firma tarafından yapılmaya başlanmasının ardından Tomara Şelalesi yerli ve yabancı turistlerin gözde mekanlarından birisi oldu.
Şiran ilçesine bağlı Seydibaba köyü sınırları içerisinde bulunan ve bir dağın eteğinden çıkan 40 ayrı kaynaktan beslenen ve 25 metreden dökülen köpüklü sularla görenleri büyüleyen, metrelerce uzaktan duyulan sesiyle Tomara Şelalesine şimdi de gece aydınlatması yapılacak.
Şiran ilçe merkezine 23, Gümüşhane il merkezine de 114 kilometre uzaklıkta bulunan şelalenin etrafındaki 70 hektarlık alan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından tabiat parkı olarak ilan edilmişti.
Gelişme planı kapsamında, 16 kamelya, 2 adet çelik konstrüksiyonlu ağaç köprü, 1 adet giriş kontrol binası, 1 adet yağmur barınağı, 3 adet çeşme, 4 adet bulaşık yıkama ünitesi, 1 adet manzara seyir terası, otopark, yürüyüş yolunun yapılmasının ardından geçtiğimiz yıl 30 bin kişinin ziyaret ettiği şelaleyi bu yıl 1 ay içerisinde 3 bin kişi ziyaret etti.
“Cam seyir terası ayrı bir güzellik kattı”
Cam seyir terasının ayrı bir güzellik kattığı ve bir diğer adı “Kırk Gözeler” olan Tomara Şelalesinin tarihçesi de bilinmiyor. Suyu daha yüksekten akarken 1939 yılında meydana gelen depremde seviyesinin biraz daha düştüğü şelalenin bugüne kadar suyunun kuruduğu bilinmiyor.
Beraberinde yetkililerle Tomara Şelalesi Tabiat Parkında incelemelerde bulunan ve buz gibi suya ayaklarını sokan Gümüşhane Valisi Okay Memiş, Tomara şelalesinin yeni bir çehre ve yeni bir vizyon kazandığını söyledi.
“6,5 milyon liralık yatırım yaptık”
Geçtiğimiz yıl göreve başladığında çok etkilendiğini fakat işletmedeki amatörlük ve eksikliklerin büyük bir hayal kırıklığına uğrattığını kaydeden Vali Memiş, “Hemen o konuya el attık. Ve mutlaka buranın özelleştirilmesi gerektiği düşüncesiyle ihale ettik. Ayrıca neredeyse 6,5 milyon liralık bir yatırımla buradaki cam seyir terası ve yürüyüş güzergahlarını düzenledik. Artık Tomara Şelalesi turizme eskisinden çok daha fazla hazır diyebilirim. Yolunu da bu sezon sıcak asfalt yaparak bitireceğiz. Yani Tomara Şalelasine ulaşımı kolaylaştıracağız. Burayı insanların kullanımına açacağız” dedi.
“Altyapıyı çok önemsiyor ve hızlandırıyoruz”
Gümüşhane’de turizm noktasında altyapıya yönelik eksikliklerin çok fazla olduğunu tespit ettiğini dile getiren Vali Memiş, “Turizm çok riskli bir sektör. Eğer altyapıyı tamamlamazsanız bir defa gelen bir daha gelmez. Eğer toprak yoldan adrenalin tutkunu haricindeki insanları getirirseniz bir daha gelmez turistler. Onun için biz altyapıyı çok önemsiyor ve hızlandırıyoruz” diye konuştu.
“Tomara Şelalesinin bir dünya harikası”
Gümüşhane’nin turizm alanında çok bakir olduğunu ifade eden Vali Memiş, Tomara Şelalesinin bir dünya harikası olduğuna değinerek, “Ülkenin bile sınırlarını aşacak güzellikte bir yer. Benim hayalim burada konaklama da yaptırmak. Mutlaka bungalov evler yaptırmalıyız. Onun için girişimlerde bulunduk. Bakanlıktan gerekli izinleri alıp burada konaklamayı da düşünüyoruz inşallah” ifadelerini kullandı.
Bu güzelliklerin Türkiye’ye ve dünyaya duyurulmasını istediklerini belirten Vali Memiş, “Bizi bu yatırımla buluşturan Orman ve Su İşleri Bakanımız Prof.Dr. Veysel Eroğlu’na, Milletvekillerimiz Cihan Pektaş ve Osman Akgül’e, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürümüz Nurettin Taş’a, İl Müdürlüğümüze, işletmeci Abdulbaki Kara ve yolunu yapan İl Özel İdaresi’ne çok teşekkür ediyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Tomara Şelalesinin efsanesi:
Tomara şelalesiyle ilgili yörede anlatılan efsane şöyle: “Seydibaba Köyü çobanı, kendi kendine sürüyü otlatıyormuş. Öğlen saatlerinde sürüyü götürüp ıssız yerde yatırıp, abdestini alır, namazını kılarmış. Köylü, sürüyü susuz bırakıyor diye çobanı, dava etmiş. Bir gün, çobanı gizlice takip etmişler. Tam öğle zamanı çoban yine sürüyü aynı ıssız yere indirmiş. Elindeki değneğini toprağa vurmuş. Çıkan sudan kendisi abdest alıp namazını kılmış, sürü de suyunu içmiş. Çoban namazını kıldıktan sonra bakmış ki köylü kendini seyrediyor. Buna çok kızan çoban kavalını bir tarafa, bıçağının kılıfını bir tarafa savurmuş. Biri düşmüş Tomara Şelalesi’ne, diğeri de Çamoluk ilçesinin Mindaval köyüne. Kaval ile bıçağın kınının düştüğü yerden sular fışkırmış. Kırk ayrı yerden su çıkan Tomara Şelalesi’nin diğer bir adı da ‘Kırk Gözeler’ olarak günümüze kadar gelmiş.”
