Gündüz kuşağı diye bir gerçeklik var ve uzun yıllardan beri bazı büyüklerimizi de gençlerimizi de etkisi altına almıştır. Bu programlarda bazı konular günlerce konuşulup, günlerce evimizi ve bulunduğumuz sosyal ortamları işgal etmiştir. Bazen de istemediğimiz halde biz de de takip etme arzusu doğurmuştur.
Ülkemizi günlerce meşgul eden bu olaylar acaba bizi ve ülkemizi ne kadar yansıtıyor? Evet bu olaylar çoğu ülkede yaşanıyor, programlarda bütün ülkenin gündemine oturtuluyor, ama bizi ne kadar yansıttığı düşünülmelidir. Hatta bazen reyting için kurgulandığını düşündüğümüz, şaşırtıcı olaylar, kanıtlarıyla ekranda boy gösterince doğru olduğuna inanırız. Bu yayınların bazıları insanlarda yıkıcı, yıpratıcı etkiler yaratmaktadır. Evet habercilik alanında basın özgürlüğü var bu yadsınamaz bir gerçeklik ama insanlar üzerinde çok yıkıcı, zedeleyici etkileri de olmaktadır.
Bu programlardaki bazı konular, toplumsal gerçekliğimizi yansıtmayan, gizli kalması gereken, akıl tutulması yaşatan, ahlaki değerlerimizi zedeleyen konulardır. Sırf reyting için ahlaki normların hiçe sayılması bu programların çerçevesini oluşturmaktadır.
Bu yayınlarda ele alınan bazı olaylar, ahlaki olmayan, etik olmayan olaylar olduğu için de insanlarda merak duygusu uyandırıp ilgilerini çekmektedir. Bazen de kişiler, kendilerinin ne kadar normal ne kadar doğru ve temiz olduğunu düşünmek için bu programları izleyip belli bir doyum noktasına ulaşmaktadır. Halbuki gündüz kuşağında ele alınan olayların içinde cinayet var, çocuk istismarı, ensest ilişkiler, evden kaçmalar var. Tabi ki bunlar yadsınamaz gerçekliklerdir, tabi ki yaşanılan olaylardır. Bu olaylar toplumun küçük bir kesimini kapsarken bu olayları normalleştirip günlerce tartışıp, reyting malzemesi yapıp evlerimize sokmak ne kadar doğrudur.
Ekranlarda sürekli bu tür haberlerin gündeme gelmesi sanki ülkemizde ve etrafımızda sürekli bu tür olayların yaşandığı hissiyatı uyandırmaktadır. Bu programlara maruz kalınca, çok izleyince ve çevremizden duyunca bu tür olaylara karşı duyarsızlaşmamıza sebep olmaktadır. Sürekli gündemde kaldıkça, sosyal medyada karşımıza çıktıkça duyarsızlaşıp normalleştirmeye başlıyoruz. Normalleştirip olağan bir durummuş gibi kabul etmemize sebep olmaktadır.
Bazı gündüz programları hızla ahlaki ve sosyal çöküşe hizmet etmektedir. Bu olayların ucu bizim değerlerimizi sarsmaya varmaktadır, bu sarsıcı etki de sosyal çöküntüye yol açmaktadır.
Hemfikir olduğum konuları ele alan saygın insan Türk toplumunu ve geçliyi sürükleyen sarsan ve herkesi ilgilendiren ciddi konuya pencere açtığın için çok teşekkür ediyorum. Kendi adıma Gülden hanm bu içeriyi gerçekliği bilinmeyen konular toplumda bazı konulara aşinalık getirirken bazı konularda suizan,ve gıybet boyutunda ciddi ahlakta sarsıntılar olduğu kadar dinde maneviyattada eksiklikler zayıflık oluşturdu. Sonra hani musluman ahlaksız olmazdı hani guvenilirdi hani zararzısdı diye eleştiriyoruz.Birbirimizi imanın amelin zayıflatıldığı bir süreçte kimi nehakla kim yargılanabilir bir an önce insanlık uyanışa geçip ciddi farkındalık kazanmalı düşünsenize emeğinize sağlık Gülden hanm