HER ŞEYİN HAYIRLISI

Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm.
Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm.
Erdem Bayazıt

Ölüm deyince bu yıl içinde kaybettiğimiz şair Erdem Bayazıt ağabeyimizin yukarıdaki dizeleri mıh gibi çakılıyor hafsalama.

Son iki ayın içinde Gümüşhane Milli Eğitim camiasından birer birer yaprak dökülmekte. Gümüşhane Rehberlik ve Araştırma Merkezi Emekli Memuru Zekeriya Oruçoğlu, Milli Eğitim ailemizin değerli çalışanı Erengül Hanım’ın henüz hayatının baharında olan biricik yavrusu kızı Merve Yılmaz, yine Milli Eğitim ailesinin çalışkan ve girişken Basın Yayın Sorumlusu Mehmet Yücel Ergin’in hanımı Zeynep Ergin, yine ailemizin değerli personellerinden Mustafa Kömürcü kardeşimizin biricik evladı henüz 14 yaşında olan Hasan Taha Kömürcü peş peşe asıl hakiki alem yurduna göç ettiler melekler misali.  

Veren O, alan O. Biz sadece sabır iksirini içmiş “doğduk ölmek üzere” şuurundayız. Her şey O’ndan ve bizler fani olarak mutlaka bir gün ölümü tadacağız ve nihayetinde O’na döneceğiz.    

Beni çok etkileyen ve o günden bugüne bir türlü aklımdan çıkmayan aşağıdaki anekdotla sizleri baş başa bırakıyorum.  

Gümüşhane’de çok değer verdiğim bir öğretmen ağabeyimin nur yüzlü annesi bundan yıllar önce kendinden yaklaşık yirmi yaş küçük olan komşusuna;

            “Bacım sen var ya benden önce öleceksin” demiş.

            Kadıncağız bu söze morali bozulur ve haliyle içerlermiş ancak bir kelam dahi diyemezmiş. Nihayetinde bir gün canına tak edince çocuklarına bu durumu anlatmış.

Çocukları hiddetlenmiş ve;

“Anne eğer sana bunu bir daha derse ağzının payını ver” diye tembihlemişler.

Zaman geçmiş bir sonraki muhabbetlerinde teyzemiz aynı cümleyi tekrar söyleyince kadın hiddetlenmiş ve yüksek sesle;

“Ben niye ölüyorum. Sen benden evvel ölürsün inşallah” demiş.

Bu sözün karşısında teyzemizin göz pınarlarından kopan iki nur tanesi beyaz yanaklarından süzülmeye başlamış. Kadına dönmüş ve;

“Bacım ne olur sakın beni yanlış anlama. Ben ölmekten değil ÖLEMEMEKTEN korkuyorum” demiş.

Ve o teyzemiz bugün 95 yaşında ve yaklaşık beş senedir evin bir odasında makineye bağlı bir vaziyette Rabbi’ne kavuşacağı günü beklemektedir. Diğer teyzemiz ise yıllar önce Hakk’ın rahmetine kavuşmuş.

İşte bu nedenledir ki birisine “ömrün uzun olsun” diyeceğimize “Rabbim hayırlı ömür versin” dememiz daha doğru olacaktır.

Atalarımızın da dediği gibi “üç gün yatak dördüncü gün toprak.” Rabbim çoluk çocuğumuzun da, işimizin de, eşimizin de ve her şeyimizin de hayırlısını versin inşallah.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Beytullah GÜNDÜZ
Beytullah GÜNDÜZ - 5 yıl Önce

Artık olan oldu bize
Gelsen de bir gelmesen de
Gelemeyiz biz yüz yüze
Gelsen de bir gelmesen de

Hep kendini çektin naza
Yok bahara yahut yaza
Bıktım gayrı yaza yaza
Gelsen de bir gelmesen de

Bir candır bu bir andır bu
Giden gelmez bir handır bu
Dağ taş değil insandır bu
Gelsen de bir gelmesen de

Göreceğim bir boş kafes
Ceset kalmış çıkmış nefes
Nerde o can nerde o ses
Gelsen de bir gelmesen de

Osman Yüksel Serdengeçti

Fikret bozkır
Fikret bozkır - 4 yıl Önce

Evet çok güzel bizlere örnek olacak bir yazı yazmışsın İsmail hocam sağolasın