Ara
Gümüşhane
Kapalı
-1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28
Gümüşhane Haberleri Gümüşhane ‘Düşünme şeklimiz değişmeli’

‘Düşünme şeklimiz değişmeli’

ABD'nin Valparaiso Üniversitesi’nden Prof. Dr. Musa Pınar, ‘Markaların Ülkeler İçin Önemi; Amerika ve Türkiye Örneği’ başlıklı ortak oturumunda ‘Yöremizin insanları, ülkemizin tarihi eserlerinin marka olmasının onlara sağlayacağı faydanın bilincinde değil’ diyerek önce düşünme şeklimizin değişmesi gerektiğini vurguladı.

743
Gösterim
4 Dakika
Okunma Süresi
KAYNAK: Olay Gazetesi

ABD'nin Valparaiso Üniversitesi’nden Prof. Dr. Musa Pınar, ‘Markaların Ülkeler İçin Önemi; Amerika ve Türkiye Örneği’ başlıklı ortak oturumunda ‘Yöremizin insanları, ülkemizin tarihi eserlerinin marka olmasının onlara sağlayacağı faydanın bilincinde değil’ diyerek önce düşünme şeklimizin değişmesi gerektiğini vurguladı.

Gümüşhane Üniversitesinde Türkiye’de marka ile marka kent kavramlarını birleştiren az sayıdaki kongrelerden birisi olan ‘Uluslararası Marka ve Marka Kent Kongresi’ ikinci gününde tüm hızıyla devam etti.

Kongrenin ikinci gününde ABD'nin Valparaiso Üniversitesi’nden Prof. Dr. Musa Pınar, “Markaların Ülkeler İçin Önemi; Amerika ve Türkiye Örneği” başlıklı ortak oturumda katılımcılarla buluştu.

Uzun yıllardan beri marka konusunda ABD’de bilimsel çalışmalar yapan Prof. Dr. Musa Pınar, Türkiye’de değerli markaların olduğunu ve en güçlü markaların ise bankaların olduğunu söyledi.

Dünya markalarında en değerli 10 marka arasında 8 markanın ABD’ye ait olduğunu ve bu markaların teknoloji ağırlıklı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Pınar,  Amerika’da neredeyse her şehrin bir markasının olduğuna dikkat çekerek, ‘Bizim 7 bölgemiz var, bizim neyimiz var?’ sorusunu yöneltti. 

Ar-Ge yatırımlarının önemine vurgu yapan Pınar, Ar-Ge’ye yapılan yatırımların Türkiye’de az olduğunu ve inovasyon olmadan markanın olmayacağını ifade etti.

Marka, Verilen Sözün Tutulmasıdır

Bir markanın vaat ettiği şeyi mutlaka yerine getirmesi gerektiğine değinen Pınar, “Marka verilen sözün tutulması demektir. Eğer bir marka olacaksanız verdiğiniz her sözü tutmak zorundasınız. Markanın gerçek sahibi ise müşterilerdir. Çünkü müşteriler ürünü almadığı an marka biter. Kent markalaşmasında da durum aynı. Bir kent bir şey vaat ediyor ve bunu yerine getirmesi gerekiyor” diye konuştu.

 Taklitçilik En Büyük Sorun

İnovasyonun çok önemli olduğunu fakat en önemli sorunun taklitçilik olduğunu kaydeden Pınar, “Türkiye’nin en önemli sorunu taklitçilik. Taklitçilik ile marka olunmuyor.” Sahil bölgelerinde bakıyorsunuz birçok yerde taklit markalar yer alıyor. Türkiye’de kendi markamızı yaratanları korumalıyız ve kendi markalarımızı satmalıyız” ifadelerini kullandı.

Düşünce Tarzımızı Değiştirmeliyiz

Türkiye’de öne çıkması gereken unsurlar ile ilgili konuşan Pınar, düşüncelerini şu sözlerle paylaştı: “Türkiye’nin öne çıkması gereken alanlar bana göre başlangıç noktası tarihi eserlerimizdir. Türkiye açık hava müzesi gibi. Yörenin insanları, ülkemizin tarihi eserlerinin marka olmasının onlara sağlayacağı faydanın bilincinde değil ve biz ülke olarak insanlarımızı eğitmiyoruz. Sahil turizmimiz var ve alternatif olarak yayla turizmimiz var. Biz neden fındığı marka yapamıyoruz? Eğe’nin pamuğu, Karadeniz çayı birer marka olabilir. Tüm bunların marka olabilmesi için önce belki bizim düşünce tarzımızı değiştirmemiz gerekiyor. Biz bunu demezsek bizi zorla oraya götüremezler.”

Değerlerimize Sahip Çıkmalıyız      

Değerlerimize sahip çıkmamız gerektiğini, değerlerimiz ile farklılaştığımızı anlatan Pınar, “Türkiye’nin çok güzel yemekleri var. Eğer biz kendimizi tanıtmaz ve konumlandırmazsak başkaları bizi istediği gibi tanıtır ve konumlandırırlar. Bu çok basit bir kuraldır. Türkiye’ye 20-30 milyon turist geliyor ve bunlar neden Türk yemeği yemeden gidiyorlar. Çünkü yemek yiyecekleri yer yok ve bizler bunu yapmak zorundayız” şeklinde konuştu. 

Öğrencilere Altın Değerinde Tavsiyeler

Öğrencilere Türkiye’de gelecek sizin diyen Pınar, öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu: “Hepimiz bir markayız. Bazılarımız iyi marka, bazılarımızsa kötü marka. Kötü markayı almıyorlar, iyi markayı ise seçiyorlar. Bir şey zorsa marka için en önemli fırsattır. Zor olanı birçok kişi yapmaz, yapanlar ise marka olur. Zorluk, rekabeti de ortadan kaldıran bir faktördür. Kendinizi yetiştirin ve hayal kurun. Neyi yapabileceğinizi önce öğrenin. En iyi olun, en iyi olunca marka olunuyor. Zorlanacaksınız, zorlanacaksınız ki gücünüzü keşfedeceksiniz. Hayal kurun, en iyisi olabilmek için her şeye imkanınız var ve zekisiniz.  Liseyi bitirip üniversiteye giren herkesin zeka gücü vardır. Sıra istek ve arzuya kalıyor. Bu olduğu zaman her şeyi başarırsınız. Başarısızlıktan da korkmayın. Başarısızlık olmadan da neyi yapamayacağınızı öğrenemiyorsunuz.”   


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *