MEYDANLARDAYIZ

"Cumhurbaşkanını Harp Okulu değil, Halk Okulu seçer"
İsmail HAYAL
 
15 Temmuz'un geç saatinde eve vardığımda ilk iş televizyonu açmam oldu. Cumhur Reisimiz cep telefonundan halkı meydanlara çağırıyordu. TRT'ye bakayım dedim. Yüzü kireç renginde bayan spiker darbe bülteni okuyor. O sırada İstanbul Ümraniye Ak POarti İlçe Başkan Yardımcılarından Birol Hayal aradı. "Hocam ihtilal oluyor. Hemen meydanlara koşun. Belediye Başkanı Ercan Çimen'e ulaş ve herkese mesaj atarak halkı alanlara çağırsın dedi. Ben bir yandan "Aman Allah'ım" diyerek Ercan Çimen'e mesajımı attım. Sağlık Müdürlüğünden Uzman Halil İbrahim Ateş'i aradım. O evi hemen çarşıda olduğu için varmıştı. Bende durumun vahametini anlayarak hemen oğlum Ahmet'i yatağından kaldırarak;

"Yürü oğlum ben bu sahneleri 12 Eylül 1980'den hatırlıyorum. Şimdi devletimize ve milletimize sahip çıkma vaktidir" deyip aşağıya indik. Hastane Durağından yeğenim Olcay Özdamar ile hemen Gümüşhane Ak Parti önüne vardık.

Vatan ve millet sevdalısı bütün Gümüşhaneliler hangi partiden olursa olsun hep bir ve beraber olarak tekbirlerle, dualarla ve sloganlarla gecenin kör karanlığını adeta yırtarcasına tüm darbelere, zalimlere ve zulümlere isyan ediyordu. Sebep olan FETÖ ve diğer şer güçler için beddualar ardı ardına sıralanıyordu.

Oraya ilk vardığımda İl Özel İdare'den Mahir, Sanayi esnafından Hasan Kullukçu, Eyüp Demirel, Halil İbrahim Ateş, Eğitim Uygulama Okulu Müdürü Gürsoy Çavuşoğlu, öğretmen Sani Varan, İmam Hatip Okulu Müdür Yardımcısı Yasin Bağ, Habib Tanış ve adlarını buraya sığdıramayacağım yüzlerce Gümüşhaneli vatan evladı alana nöbete gelmişti.

Parti İlçe Başkanı Odasına girdim. Sayın Vekilimiz Cihan Pektaş, Eski Memur Sen Başkanı Sebahattin Nas, Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail AKÇAY ile el sıkıştım.     

Daha sonra parti içinde televizyondan olayları izleyerek ve parti anons sisteminden halkı galeyana getirecek marş ve ezgilerle sabahı ettik. Belediye Başkanımız Ercan Çimen, Kent Konseyi Başkanı Hasan Pir, Memur Sen Başkanı Musa Uncu ve sonradan Gümüşhane Valisi Okay Memiş halka seslendiler. Maçka'da yoldan gelmekte olan Ak Parti İl Başkanımız Celalettin Köse geldikten sonra o da halka seslendi.

Parti içinde, dışında ve belediye binasına kadar olan yol kenarlarında yaşlı teyze ve amcalar, kadınlar ve gençler ellerinde Kuranı Kerim, cevşenlerle kuran okuyor ve dua ediyorlar. Yanlarından geçerken "Rabbim sizlerden ebeden razı olsun. Sizin bu dualarınız tüm zalimleri yerle yeksan edecektir" dedim.    

O yana bu yana ne yaparız telaşesi içindeyken Merkez Kemaliye Camiinden ardı ardına sala verilmeye başlandı. Ve daha sonra iki üç hocamızın peş peşe ve tekraren okuduğu ezan-ı Muhammedi ile Gümüşhane uykularından tamamen kalkarak saf tuttular Rabbimin huzuruna. Oğlumla sabah namazını kılarak evimize döndük ve ertesi gün meydanlardaki demokrasi ve huzur nöbetimize başladık. 

Evet. 11 yaşında olsa da bir darbe (12 Eylül) gören biri olarak darbelere, ekmek ve gaz kuyruklarına, her alanda geri gitmeye nefret ederim.

O yüzden bu durumu bilen halkımız dualar ederek, tekbirler getirerek ve seccadeleri gözyaşları ile ıslatarak dua makamında tüm darbelere karşı durdular. Beddualar sıralandı müminlerin yaralı yüreklerinden İsrail'e, Amerika'ya ve onlara uşaklık eden FETÖ'ye.   

Ve o günden sonra Gümüşhane Belediyesi önünde devam etti demokrasi nöbetimiz. Ta ki siz bu satırları okuduğunuz şu ana ve gerekirse bir iki ay boyunca her gün ve her saatte.

Evet, meydanlardayız çünkü ilk daveti duyan kardeşlerimizin şehit olması karşısında onlara vefa ve minnet görevimizi yerine getirerek dualar etmek için.

Meydanlardayız çünkü tankların paletleri altına upuzun uzanan kardeşimizin iman ve ihlasına ortak olabilmek için.

Gümüşhaneli Şerife Boz bacımızın/anamızın kocasının kamyonunu alarak üstüne doldurduğu genç, yaşlı ve çocuk bir yığın kahraman yürekle "bugün Nene hatun olarak şahadete yürüme vaktidir" niyazına amin diyebilmek için.

Evet bizler meydanlardayız. Olmaya da devam edeceğiz. Geçmişte bu darbeye/kalkışıma sebep olan sözüm ona bu cemaate (!) sempati duysun duymasın bugün hak ve hakikat perdesini gerçekten aralayanların gerçeği nihayet görmelerine şahit olmak için.

Meydanlardayız çünkü Rabbim bizi adeta uçurumun kenar çizgisinden rahmeti ve merhametiyle alması karşısında şükür gözyaşlarımızı akıtabilmek için.

Geçmişte bu cemaate sempati duyan duymayan hemen herkes gerçeği anladığı ve artık düşmanı gördüğü kanaatindeyiz. Bu düşman ki bu aziz millete her zaman kin ve nefret besleyen yandaşlarla birlikte hareket ediyorsa en vahimi bu olsa gerek.

Son ve kati olarak meydanlardayız. Meydanlarda da olmaya devam edeceğiz. Gün birlik günü. Gün beraberlik günü. Gün mazlum milletlerin gönül coğrafyalarına merhamet üfleyen Cumhur Reisimiz Recep Tayyip Erdoğan'a destek günüdür. Ta ki toplumumuzu, evimizin içini ve her yerimizi istila eden bu uru temizleyene kadar.

Silahsız ve çaresiz kendi mazlum halkına kurşun sıkan benim askerim ve benim Mehmetçiğim olamaz. Rabbim bu aziz milleti kurtardı ve kurtarmaya da devam edecektir.
YORUM EKLE