VATAN SEVDAMIZ

“Vatan sevgisi imandandır”
Hadis-i Şerif

Kitabımız Kuran'ı Kerim’de ifade buyrulduğu üzere bir adı da iblis olan şeytan, ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem'den bu yana insan neslini Allah yolundan saptırmak için çaba harcayan ve kıyamete kadar da harcayacak olan her türlü hareketin, eylemin, kötülüğün ve bunları yapan tüm varlıkların genel adıdır. Tüm şeytanların atası ve en büyüğü de Hz. Adem'in yaratılmasıyla birlikte Rabbim’ize isyan eden İblis'tir.

Yine Kuran'dan öğrendiğimize göre Rabbimiz Hz. Adem'i yaratmış ve meleklerden ona secde etmelerini istemişti. Melekler Allah'ın emrini yerine getirirken, cinlerden olan İblis Hz. Adem'e secde etmedi. Kendisinin insandan daha üstün bir yaratık olduğunu öne sürdü. Bu itaatsizliği ve küstahlığı yüzünden Allah'ın huzurundan kovuldu.
Ve sonrasında onun soyundan gelen iblisler tarihin her devrinde hak ve hakikatin karşısında olmaya, mazlumları katletmeye, fitne fesat üretmeye, kötülük yapmaya, kardeşi kardeşe düşürmeye devam ediyorlar. Bu iblisler kâh Firavun hüviyetinde, kâh Nemrut’un içinde eylemlerini devam ettirdiler.

Sonrasında kirlendi her şey. Bilinçli yâda bilinçsiz olarak kirletildi maalesef. O şer kuvvetler içimize öylesine nifak tohumları ektiler ki bugün baş etmek mümkün değil. Bu aziz milletin çocuklarının arasına girerek adeta nifak tohumlarını ekerek önce komünist ve faşist diyerek böldüler bizi. Sonra sağcı ve solcu dediler. Daha sonra Alevi ve Sünni diyerek kapımızı çaldılar. Ve daha sonrasında en tehlikelisi bizleri Türk-Kürt, Laz, Çerkez diyerek bu birbirimize düşürdüler. Bugün birbirine düşürülenler azıcık akıllarını toplayabilseler ve bir asır öncesindeki Çanakkale gerçeğine bakabilseler yetmiş iki fırka olanların ırk, din ve mezhep farklılıklarını bir kenara bırakıp aynı ülkü ışığında birlikte bir arada yaşadıklarını ve küfre karşı omuz omuza can verdiklerini göreceklerdi. 

Evet, bizler maalesef çok yıllar sonrasında kulak verebildik üstad Cemil Meriç’in sözlerine. Ve işte o zaman asıl önemli olanın ve üstünlüğün ne sağcı ne de solcuda, ne Türk ve ne de Kürt’te değil asıl üstünlük ve erdemin takvada olduğunu anlayarak namuslu olmanın daha değerli olabildiğini idrak edebildik. Ne diyordu üstad;

"Evlat, bu ülkede sağcı-solcu; ilerici-gerici yoktur. Namuslular ve namussuzlar vardır. Siz namusluların safında olunuz. Görecekseniz çok kalabalık olacaksınız"

Hâlbuki bu aziz millet Orta Asya’dan beri aynı kardeşlik duygularıyla omuz omuza her türlü zulmün, şerefsizliğin karşısında, aynı erdem ve İslam paydasında birleşerek zaman zaman yıkılsalar dahi yeniden küllerinden doğarak, devletler kurarak dünyaya hükmettiler. En zayıf dönemimizde dahi bir sözümüz Avrupa’nın ayaklarını titretirdi. Yok, efendim diyen tarihten bihaber olanlar şerefli tarihimize bakabilirler.

Bu şerefli tarih ki Süleyman Şah ile temelleri atılan, Ertuğrul Gazi ile devam eden, Osman Gazi ile devlet olan, Fatih’le çağ kapatıp çağ açan, Cennetmekân Abdulhamit’le ufukları görebilen ve nihayetinde tarih boyunca adalet, insanlık ve güzel ahlakla 700 yıl yaşamayı, yaşatmayı bilen bir ceddin şanlı ve şerefli hikâyesidir.

Ve bu aziz millet her daim ayakta durmuş, hasta olduğu en zayıf döneminde bile ihtişamı ile örnek olabilmiş, düştüğü her yerden daha da güçlenerek ayağa kalkabilmiş bir millettir. Bu aziz millet “Hubbul vatan minel iman-Vatan sevgisi imandandır” şuurunu bütün genlerinde yaşamış ve yaşatmıştır.
YORUM EKLE