Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Yarı Olimpik Kapalı Yüzme Havuzunda onlarca çocuk skolyoz (omurga eğriliği) ve kifoz (kamburluk) hastalığı nedeniyle Bedensel Engelliler Yüzme Havuzu antrenörleri eşliğinde yaptıkları antrenmanlarla ameliyattan, birçoğu da sırtlarında adeta ağır bir yük olan korseden kurtuldu.
2016 yılında hizmete açılan ve bugüne kadar binlerce kişinin yüzme öğrendiği hem de şifa bulduğu havuz Covid-19 tedbirleri nedeniyle faaliyetlere ara vermesinin ardından yeniden hem vatandaşlara hem de skolyoz ve kifoz hastası çocuklara hizmet vermeye başladı.
Havuzda 6 yıldır Bedensel Engelliler Yüzme Havuzu antrenörü olarak görev yapan Serkan Alp yönetiminde 16 skolyoz ve kifoz hastası çocuk antrenmanlara haftada 3 gün devam ediyor.
Hastalarından yalnızca birisinde gerileme olduğunu, diğer hastalarının yüzme havuzundaki antrenmanlar sayesinde cerrahi operasyondan kurtulduğunu anlatan Alp, “Bu çocuklar yüzme havuzuyla tanıştıkları zaman bir çoğuna cerrahi müdahale gerekiyordu. Çocukların bir çoğu da geldiği zaman yüzmeyi bilmiyordular. Onlara önce temel yüzme eğitimi verdik. Daha sonra sırt kaslarını geliştirici özel antrenmanlar yaptık. Bu antrenmanlarımız hem suda hem karada oluyor. Çocuklarımızla yaptığımız antrenmanlar sonucunda bir tanesi hariç hepsini ameliyat seviyesinden kurtardık.
Şuanda pandemiden sonra çalışmalarımız tekrar başladı. Çocuklarımız havuza düzenli bir şekilde geliyor ve çalışmalarını devam ettiriyoruz” dedi.
Öğrencilerinden Metin Balki’yi örnek veren Alp, “Metinle ilk tanıştığımızda 9 yaşlarındaydı ve aile umutsuzdu. Çünkü ameliyat için günü dahi alınmıştı. Yaklaşık bir ay sonra Metin cerrahi bir müdahale yapılacaktı. Kifoz derecesi 77’di. Azda olsa skolyozda vardı. Metin’le bir ay çalıştıktan sonra aile doktora götürdü. Doktor aileye gerek olmadığını, derecesinin düştüğünü, yaptığı spora, yüzmeye devam etmesini söyledi. O gün aile beni Trabzon’dan aramıştı. Hocam Metin’in ameliyatına gerek kalmadı dediği zaman aile ağlıyordu. O gün aile gerçekten çok mutluydu. Onların mutluluğu beni de mutlu etmişti. O günü unutamam. Birçok ailemiz çocuklarını kontrole götürdükten sonra doktorun yanından çıktıktan sonra ilk işleri bana telefon açmak oluyor. O anki seslerindeki mutluluğu, heyecanı hissedebiliyorum. Bu da benim için bir mutluluk oldu. Hatta benim biraz daha bu işi yapmama, bu işe daha fazla asılmama da vesile oldu. Ailelerin mutluluğu bir anlamda beni de kamçıladı” diye konuştu.
Bu hastalıkların son zamanlarda arttığını gözlemlediğini ifade eden Alp, “Bunun en önemli sebeplerinden birisi hareketsiz yaşam. Çocuklar şu an bilişim çağında olduğu için dışarıda oyun oynamak yerine bilgisayarda oyun oynamayı tercih ediyorlar ve duruş bozukluğu da çocuklarda başlıyor. Çocukların sırt kaslarında zayıflama oluyor. Omurgaya yük bindiği zaman eğrilme söz konusu oluyor. Dikkat edilmesi gereken ciddi bir rahatsızlık” şeklinde konuştu.
Kendisini şehir dışından arayanların da olduğunu dile getiren Alp, ailelerden çocuklarını spora yönlendirmeleri tavsiyesinde bulundu.
9 yaşından beri yüzme havuzunda antrenman yapan Metin Balki ise “Skolyozum var o yüzden korse takıyorum. Pandemi dolayısıyla gelemedik. O yüzden yine değerim düştü ve yüzmeye başladık. Ameliyat olacaktım ama sonra korse taktım. Yüzmeye gelince rahatlıyorum. Arkadaşlarımla gelip burada yüzüyoruz. Korse ilk başlarda rahatsız ediyordu ama sonra alıştım” dedi.
Kent merkezinde özel bir terapi merkezi işleten Fizyoterapist Okan Taşkın ise “Bu hastalıklarla ilgili çok sayıda vaka aldım. Bir ay veya bir yıl boyunca düzenli periyotlarla yüzme sporuyla ilgilenen çocuklarda ciddi toparlanma olduğu, korse tedavisine başlayıp korseyi bırakan birçok çocuğumuz oldu. Su içi egzersizlerinde çocuğun özgüveni geliyor, kasları daha gevşek oluyor, kaslar simetrik çalışıyor, suyun verdiği rahatlıkla kaslar gevşiyor. Dışarda yaptığımız tedavisi suda daha rahat yapabiliyoruz” ifadelerini kullandı.
