Ara
Gümüşhane
Hafif kar yağışlı
-4°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,9259 %0.13
50,6303 %-0.18
6.250,52 % 1,29

TÜRK’ÜN ATEŞLE İMTİHANI

YAYINLAMA:
Çanakkale yokluk ve çileye sürüklenen bir milletin dünyaya baş kaldırışıdır. Boğazına dolanan ipin, parça parça edilip yok edilmesidir. Çanakkale tek dişi kalmış canavara karşı yokluk içindeki bir milletin hürriyet mücadelesidir. Çanakkale, hüzün, ayrılık, ölüm kusan top mermilerinin adım adım Türk milletini yok oluşa sürüklemesidir. Aslında Çanakkale, tek dişi kalmış canavara ve teknolojiye karşı asil bir mücadeledir.

Anadolu’nun her karışı işgal edilmişken son darbeyi indirmek için hazırlanan medeniyet sarhoşlarının iyiden iyiye gözü dönmüştür. Türk’e çok görülen yaşama hakkı pervasızca elinden alınmak isteniyordu. Bunun adı işgaldi; ancak onlara göre medeniyet getirmekti. İzmir’de bu gerçeği dile getireceklerdi onlar için medeniyet işgal miydi? Kimi Hindu kimi yamyam kimi bilmem ne bela olan bu işgalcilerin ortak adıydı ölüm.

Büyük devlet adamı, Mustafa Kemal Atatürk, işgal altındaki başkent İstanbul’dan işgalcilerin gemilerine bakarak: “Geldikleri gibi gidecekler”. Derken bizim için var olmakla yok olmak arasındaki Çanakkale cennetini; onlar için ise Çanakkale cehennemini işaret ediyordu. O günlerde büyük liderin ne demek istediğini anlamakta zorlananlar vardı. Hayal bile edemeyecekleri bir gelecekten bahsediyordu çünkü. O Türk milletinin kahramanlığını ve bağımsızlık aşkı en iyi bilenlerdendi. Tarihi yarım adanın kaderi aslında bütün vatanın kaderiydi. O varsa Anadolu da var; o yoksa Anadolu yerle bir olacaktı. Bunu anlamamak olsa olsa Türk milletini tanımamaktır. Anadolu’nun her bölgesinde vatan aşkıyla tutuşan genç, yaşlı kim varsa hepsi cepheye koşuyordu. Kimi annesini kimi babasını kimi eşini kimi nişanlısını kimide sevdiğini geride bırakıp yola çıkıyordu. Gerçek sevgiliye kavuşmaktı amaçları.

Osmanlı devletinin çekindiği yurtlardan akın akın Türk yiğitleri geliyordu Anadolu’ya ana yurt yok edilmesin diye son vatanı savunmaktan başka amaçları yoktu. Onlar doğru olanı yaptılar. Atayurdu Çanakkale’yi korumaktı amaçları düşmandan kimi dağ oldu sinesini gerdi düşmana kimi sanki kanatlandı uçtu sarp yamaçlardan hiç biri korkmadı. Hiç biri geri adım atmayı düşünmedi bir saniye sonra öleceğini bile bile koşar adım gittiler ölüme… Anafartalar Conkbayırı, Arıburnu destan oldu. İsimsiz kahramanlar bir bir şehit olurken bir yıldız parladı; adı Mustafa Kemal’di bu yıldızın. Yarınlara güneş gibi doğacak Mehmetçikler ve büyük komutan Mustafa Kemal’ler gelmişti dünyaya. Gencecik oğullar, anaları tarafından “Vatana kurban olsun.” Diye kınalandı ve cepheye uğurlandı. Dillerde hep aynı dizeler kaldı:

“ Haydi, yavrum ben seni bugün için doğurdum:
   Hamurunu yiğitlik duygusuyla yoğurdum.
  Türk evladı odur ki, yurdu olan toprağı
  Ana ırzı bilerek yâd ayağı bastırtmaz.”

Yok edilmek istenilen bir millet, azim ve inancıyla var olma mücadelesi verdi. Şanlı bir geçmişin bir o kadar dağa şanlı olan Mehmetçikleri, destan yazmasını bildi bizlere bu cennet vatanını bıraktılar. Bize düşen bu cennet vatanı korumak ve geliştirmektir. Cumhuriyetin bizlere emanet edildiğini bilen gençler olarak Atatürk’e verdiğimiz sözü sonuna kadar tutmaya kararlıyız. Tarih Türk milletinin kahramanlıklarıyla doludur. Bu kahramanlıklar bize yalnız övünç vermez yolumuzu da aydınlatır. Yeter ki tarihimizi okuyalım ve bilelim. Unutmayalım ki bir millet, ne kadar geçmişe bakarsa o kadar ileriyi görür.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *