GURURUN ve ONURUN BÖYLESİ
YAYINLAMA:
Bu arada şunu da belirtelim bu işyerlerine sadece Türk olanlar gitmiyor. Oranın müdavimleri arasında çokça Çinli vatandaşlar da var.
Programda sadece Türk lokantalarına ve dükkânlarına girilmiyor. Birçok Çin lokantası ve dükkânına da gidiliyor ama bu kadirşinaslık, bu misafirperverlik bizim Türk kardeşlerimizin işyerlerinde oluyor.
Böyle bir gelenek böyle bir adet, böyle bir civanmertlik bizim medeniyet anlayışımızın bir ürünüdür.
Binlerce yıllık tarihe sahip olan Türkler’in; dünya insanlığına, tıp, matematik, simya, kimya, müzik, astronomi, coğrafya, mimari vb. alanda neler kazandırdığı çok açık. Toplumsal hayatın her alanında önder uygulamalarını tarih sayfalarında görmek mümkündür.
Devlet yönetme, dış siyaset, devlet halk birliğini sağlama anlayışı, din ve fen ilimlerinde çalışmalardan tutun saray, cami, mescit, imaret, han, hamam, dârüşşifa, medrese, türbe, künbet, şadırvan, çeşme, sebil, kale, sur gibi mimari eserler ile; kitabe, hat, tezhib, süsleme, minyatür, çini, halı, kilim dokuma gibi mükemmel sanat eserleri ile her alanda önder bir anlayışın, insanlığa dün olduğu gibi bu gün de kazandıracağı çok şey var.
Bu önder anlayışı, bu üstün meziyetlerle dolu medeniyet anlayışını insanlığa yeniden kazandırmamız, tarihte üstlendiğimiz bu rolü yeniden canlandırıp hayata geçirmemiz için kendi örf adet, gelenek görenek ve inanç sistemimize öz değerlerimize sahip çıkmamız, hayatımızda bunları içselleştirerek yeniden insanlığa sunmamız gerekir.
Türkler, tarihte her gittikleri yere adalet, fazilet ve medeniyet götürmüşlerdir. Çin’de yaşanan yukarıda anlattığımız olay bu faziletli medeniyet anlayışının insanlığa sunduğu bir nimettir. Bugün, medenî olduklarını söyleyen ülkeler, özellikle de batılı ülkeler medeniyeti Müslüman Türklerden öğrenmişlerdir.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *