Ara
Gümüşhane
Kapalı
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7078 %0.01
50,2018 %0.06
5.909,06 % 0,12

ACI KAYBIMIZ

YAYINLAMA:
Ülke gündemi yine hayli yoğun.  Benim gündemim de öyle. Ama bir vefat değiştirdi sıralamalarımı. Ülke adına mühim bir kayıp verdik. Bilinen adıyla Türk Einstein, Oktay Sinanoğlu’nu kaybettik.

Muhterem, öyle sağda solda pek adını duyamayacağımız kişilerdendi. Survivor’dan sıra gelmiyor tabii haber izlemeye. İzlesek de zaten Hülya Avşar’ın saçı ya da Çağla Şikel’in bacağı kadar yer kaplayamadı haber bültenlerinde. Hâlbuki son dönemin bir tane mucidimiz yok, bilim dünyasına bir kazancımız yok, hep başkaları bulmuş, biz bilim adamı yetiştiremiyoruz serzenişlerini topyekûn ortadan kaldırabilecek kişilerindendi.

Ben bildim bileli kendi yetiştirdiğimiz âlimlere Newton’a Galile’ye ya da Sokrates’e olduğu kadar sahip çıkamadık. Sorsak herkes az çok sayar kim neyi bulmuş diye. Telefonu Graham Bell’in icat ettiğini bilmeyenimiz yoktur mesela. Herkes bilir Kristof Kolomb’u. Ama kaç kişi tanıyor Vecihi Hürkuş’u? Hezarfen Ahmet Çelebi kimdir? Ali Kuşçu, Razi, Musa kardeşler var mı tanıyan bilen?

Bir milletin diline ve kültürüne sahip çıkmasının önemini her konuşmasında vurgulamıştır Oktay hocamız. Vurgu dediysem öyle sözde söyleyip geçmek değil bahsettiğim. İleri seviyede İngilizce bilmesine karşın katıldığı bütün konferanslarda sunumunu Türkçe yapmıştır. Yetinmemiş üzerine bir de bu konuda kitap yazmıştır.

Dahidir. Dünyada en genç yaşta profesör unvanını alan kişidir. Ben 20 yıldır okuyorum. Daha yüksek lisansımı bitiremedim. Kendisi 28 yaşında profesör olmuştur.  DNA sarmalının açıklamasını yapmakla kalmamış, 60 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını da çözerek, adını matematik tarihine altın harflerle yazdırmıştır. Dünya çapında tanınırlığı, birçok üniversitede kürsüsü,  sayısız ödülü ve unvanı olmasına karşın Türklüğünden taviz vermemiş, ancak yazık ki ülkemizde hak ettiği tanınırlığa erişememiştir.
O, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin Danışman Profesörü, Yale Üniversitesi’nin iki kürsüsü olan hocası, Almanya'nın en yüksek "Aleksander von Humboldt Bilim Ödülü’nü ilk kazananı, Japonya'nın Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülü’nün sahibi, ülkemizin ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanını kazanan kişisi, Amerikan Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesi. Meksika hükümeti tarafından yüksek Bilim Ödülü Elena Moshinsky ile ödüllendirdiği kişi..

Bilim dünyasına başka ufuklar açamayacak, yeni kitaplar yazıp Türklüğümüzü savunamayacak ama bu güne kadar tuttuğu ışık ve yaşattığı gurur bir ömür yetecek bize. Sayfalar dolusu yazıp anlatamadım belki ama ülkece Michael Jackson’ın ölümünü bile günlerce konuşmuşken, bu kadar değerli bir âlimi es geçmeyi de yakıştıramazdım kendime.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *