Ara
Gümüşhane
Kapalı
-2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28
PARTİLER KONUŞUYOR, SEÇMEN NE DİYOR?

PARTİLER KONUŞUYOR, SEÇMEN NE DİYOR?

YAYINLAMA:
Çoğu kez yerelde yazdığım yazılarımı bugün genelde başlayıp yerele indirgemek geldi içimden.

Gündeme oturan 7 Haziran 2015 Milletvekilleri seçiminde yürütülen kampanyaların seçmeni etkilemek için yapıldığı herkes tarafından biliniyor. Kampanyalar devam ediyor, siyasetçi konuşuyor ama seçmen ne diyor!

Siyasetçi söylemleri ne ölçüde seçim sonuçlarını etkileyecek? Dilerseniz ona bir bakalım.

Seçmeni yönetmek ve yönlendirmek zannedildiği kadar kolay bir iş değildir. Bunu gerçekleştirmek için seçimi etkileyecek argümanların (tez, iddia, sav) iyi seçilip uygulanması gerekiyor.

Her bir siyasi partinin Türkiye genelinde sürdürdüğü kampanyalarda kullanacağı argümanlar saptanmış olsa da bunların yerelde kullanıldığına pek de tanık olamıyoruz. Neler kullanılıyor? Esnaf ziyareti, araçların üzerine monta edilmiş ses düzeneklerinden yayınlanan şarkılar, türküler ve bazı söylemler. Allah aşkına söyler misiniz? Bu argümanlar seçmeni ne ölçüde olumlu yönde etkileyebilir. Şimdi diyeceksiniz ki siyasetçi ne derse desin seçmen bildiğini okuyacak.

Hayır! Öyle değil. Başarı ile yürütülen bir siyasal iletişim stratejisi ve iletişimin unsurlarını ustalıkla kullanan parti menejerleri kitleleri öyle bir etkiler ki konuya doğrudan taraf olmayan (yüzer-gezer) oy sahiplerini bir anda kendi lehine çevirebilir. Seçmenin sandık başında karar değiştirmesine de neden olabilir. Tıpkı Süleyman Demirel’in 1991 seçimlerinde ANAP’a, Recep Tayyip Erdoğan’ın 2002’de (DSP+MHP+ANAP) koalisyonu ve diğer partilere karşı yürüttükleri kampanyalarda elde ettikleri başarı gibi.

Seçmen, partiler tarafından o denli etkilenmeğe çalışılıyor ki vaatlerin biri bin para. Hepsi de havada uçuşuyor. Bir bakıma bu seçim sonuçları açısından değerlendirmeye tabi tutulduğunda sanki de vaatler seçimi olacak gibi.
Vatandaş oy verirken; “Onlar konuşur, AK Parti yapar” sloganı ile seçim kampanyasını gerçekleştiren iktidar partisine yada vaatleri ve koalisyon imajıyla yola çıkan diğer partilere oy verecek.

Tarihi bir seçim olacağı kesin. Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi deniyor. Muhalefet 7 Haziran 2015’de değişim olacak demiş olsa da seçmen sonucun değişmeyeceği inancında. Çünkü muhalefetin karşısında 9,5 milyon aktif üye kaydına sahip bir iktidar partisi AK Parti var. Üstelik muhalefetin başarısı iktidar partisinden alacağı oya bağlı. Bu mümkün mü? Bana göre hayır. Çünkü değerlendirmeler liderler üzerinden yapılıyor. Seçmen bu durumda tercihte bulunduğu siyasi güçten kopma yerine kilitlenmeği yeğliyor. Yani bir bakıma Erdoğan’ı görmek isteyenler AK Parti saflarında, görmek istemeyenlerde diğer partilerin saflarında yer alıyor ve de alacak.

Sonuç olarak; Seçmen istikrar istiyor. Boş vaatler yerine Türkiye kalkınmasını hangi tasarruflarla büyütüleceğini öğrenmek istiyor. Dört sene sonra gayri safi milli hasılanın 1,5 milyar dolara çıkması için neler yapacaksın, gelecekte nereye diye planın var mı? Onu soruyor. Koalisyona geçit vermeyiz diyor. Ve seçmen bana eksikliklerden, hedeflerinden yerel sorunların üstesinden nasıl geleceğinden söz et, daha önce oy verdiğim yerden bahsetme, hakaret de etme. Kimliğini açıklamadan benimle sohbet edersen benim ne demek istediğimi daha iyi anlarsın diyor, seçmen.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *