Ara
Gümüşhane
Açık
1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7298 %0.06
50,2147 %0.02
5.949,43 % 0,67

SÖZÜN GÜZELLİĞİ

YAYINLAMA:

“Sözün güzelliği kısalığındadır. ”der arifler. Eskilerin tabiri ile israf-ı kelamda bulunmamak anlamı taşımaktadır. Yani her şeyde olması gerektiği gibi, insan kelam ve söz söyleme konusunda da ifrat ve tefrite gitmemelidir. Gerektiğinde konuşmamak tefrit olduğu gibi, gerektiğinden fazla ve lüzumsuz bir şekilde konuşmak da ifrat oluyor.

Bir iki cümle ile özetleyebileceğimiz bir konuyu, bir iki sayfa hatta bir iki kitap kadar açmak israf-ı kelamdır. Her konuda olduğu gibi söz söyleme konusunda da vasat bir yol takip etmeli, ifadelerimizi açık, düzgün, sanatlı, kısa ve etkili söylemeliyiz.

Gündelik hayatımızda o kadar boş ve gereksiz sözler ile meşgul oluyoruz ki, âdeta beliğ (açık, düzgün, sanatlı) söz günümüze tam bir ilaçtır. Özellikle gençlik o kadar boş ve gereksiz şeyler ile uğraşıyor ki bazen, bir arabanın lastik ve kaportası hakkında ya da futbol maçı hakkında saatlerce boş kelam edebiliyor. Bunların örneklerini etrafımız da çoklukla görebiliriz.

Söz sahibinin aynasıdır. Kalbinin içindekilerinin dışa yansımasıdır. Mevlana’nın Denizde ne varsa kıyıya o vurur sözü ne kadar da anlamlı bir söz anlayanlar için.  Söz ağızdan çıktı mı geri alınması zor,  hatta imkânsızdır. Yaydan çıkan okun geri dönememesi gibi. Söz ağızdan çıkana kadar sahibinin esiridir. Söz ağızdan çıkınca sözü söyleyen o sözün esiri olur. Sözün esiri olunca o söz seni bitirir yerin dibine geçirir.

Bazen susmak konuşmaktan çok daha faziletlidir. Susmasını beceren insan sayısı toplumda çok az bulunmaktadır. Çok konuşanlar az bilenlerdir. Atalarımız: ”Başakların boş olanıdır ki sürekli başını dik tutar. ”demişler. Gerçekten çok önemli konuyu bu söz ile özetlemişler. Hiçbir konuya vakıf olmayanlar en çok konuşanlardır. Bunlar konuştukça batarlar da farkına bile varmazlar. “Çok biliyorsan konuş ibret alsınlar bilmiyorsan sus da adam sansınlar. ”derken ne zaman konuşacağımız ne zaman susacağımızı bilmemiz gerektiği sözün ustaları tarafından çok güzel ifade edilmiş.

Sözümüz karşıdaki insanları kırar mı, üzer mi, yoksa sevindirir mi, mutlu mu eder diye iyice hesap etmeli sırrına vakıf olup öyle söylemeli ya da sükût etmeli. “Söz gümüş ise, sükût altındır” der atalarımız. Bu cümle, ardında büyük bir birikimin sırrını taşır.

İnsan ağzından çıkan sözden neticeleri itibariyle sorumludur. Dünyada, bir söz, başkalarını zarara uğratmışsa, incitmişse, ağlatmışsa hesaba çekilir, mutlu etmişse aynı surette taltif görür. Yeryüzünde yapılan işlerin ve söylenen sözlerin mahsulâtı, öbür dünyadaki mahzenlere doğru akar ve orada birikir. Dünyada peşin karşılıkları görülen iş ve sözlerin işi bitmiş, dosyaları kapanmış değildir. Bunlar ahirette de karşımıza çıkacaktır, çünkü hep kayıt altına alınıyor, uygun mahzenlerde biriktiriliyor.

Ağızdan çıkan ve hava dalgaları aracılığı ile dolaşıma giren her bir güzel veya çirkin sözün nasıl meyveler verdiğini, ahiret mahzenlerinde nasıl biriktirildiğini arifler çok güzel izah ediyor:

"Havâî bir Elhamdülillâh kelimem nasıl mücessem bir meyve-i Cennet olur?"

“Çünkü, sen gündüz uyanık iken güzel bir söz söylersin; bazen rüyada güzel bir elma şeklinde yersin. Gündüz çirkin bir sözün, gecede acı bir şey suretinde yutarsın. Bir gıybet etsen, murdar bir et suretinde sana yedirirler. Öyle ise, şu dünya uykusunda söylediğin güzel sözlerin ve çirkin sözlerin, meyveler suretinde uyanık âlemi olan âlem-i ahirette yersin ve yemesini istibat (akıldan uzak) etmemelisin.”

Siyasi, dini ve sosyal hayatın bulandırıldığı şu günlerde ne kadar çok hatalar, kızgınlıklar, kırgınlıklar, haksızlık yapılıyor ve çirkin sözler söyleniyor. Onun için sözü hesaplı söylemeliyiz. Bin düşünüp bir söylemesini bilmeliyiz.

Temsil sıfatı olanların sözleri çok daha hassastır. Söylenen yanlış bir söz, tarihin ve siyasetin seyrini değiştirebilir, çok ağır hukuki sonuçlar doğurabilir, cinayetlerin veballerini üzerlerine alabilirler.

Sözün de güzeli makbuldür. Güzel söz, sadakadır, neşedir, sevinçtir, manevi değeri büyük bir güzelliktir, bir manada çirkin şeyleri temizlemektir.

Şaşkın çocuklar gibi olmaya, çatlaklara, ayrılıklara sebep olmaya, büyük büyük veballer almaya gerek var mı? Şimdi kırgınlıkları tamir etme, ittifak ve muhabbet zamanı. Sözün güzelini söyleme, gönülleri birleştirme ve dillerimize gerçek değerini kazandırma zamanı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *