ÖZLEM YOKUŞLARI
YAYINLAMA:
Bir özlem vardır içimizde, derinde… Bir özlem vardır içimizde, yakan kavuran… Bir özlem vardır içimizde derin bir iç çektiren, ah ettiren… Herkesin ama herkesin bir özlemi vardır içinde yüreğinde, bir köşede…
Gurbettekiler için bir memleket özlemi vardır içlerinde hem de öyle bir özlemdir ki büyük şehrin koşuşturması içinde başakların kokusu sarar bir anda içini, tarlaların içinde dolaşırken elleriyle sever başak başlarını bir bebek yüzünü okşar gibi. Pınar başlarında düşünür kendini kana kana o buz gibi suların serinliğinde hisseder kendini… Özlenen o başak mıdır o çağlayan pınar mı yoksa geçmişin o ferahlığı ve dinginliği mi? Yoksa hepsimi? Aslında her özlemde bir arayış vardır, huzur vardır… Özlenen, özlenenin vermiş olduğu iç huzur ve mutluluk hissinden başka bir şey değildir.
Temmuz sıcaklığında Oruca dayanılabiliniyor da, gurbette sevdiklerinden uzak zor be gülüm… Hasretin hararetidir aslında bu satırlar… Anne, baba arkadaş eş dost… Özlemlerimize hasret kaldık buradan…
Özlemler hep yokuşlarda karşılamıştır bizleri… Özlemlerine ulaşmak istiyorsan o yokuşu tırmanacaksın, emek vereceksin, yorulacaksın, sonra o yokuşun zirvesine geldiğinde şöyle bir oturup bakacaksın ve bakacaksın ki bütün yorgunluğun uçu vermiş.
Yukarıda anlatmaya çalıştığımız üzere haleti Ruhiyatımızda bir duygusallık söz konusudur. Memlekete ve sevdiklerimize karşı hararet seviyesinde bir özlem oluşmuştur. Kısmetse Bayramda niyetimiz Kutsal Topraklarda olmaktır. Allah’tan bir mani gelmez ise Bayramı memlekette geçireceğiz. Yazın sıcağı bir yana püfür püfür esen yaylalar içinde bir çocuk gibi koşma arzusu var içimde. Gerçi bu arzu sadece bende değil. Değerli kardeşim Hasan TOK’ta bizimle aynı fikirde. O da bayramda Memlekete gidip yaylaları gezip, otların arasında dolaşıp, pınarlardan kana kana su içmek istiyor. Belki bu istek sadece ikimizle sınırlı değildir. Bizim gibi nice düşüneni eminiz ki memlekette karşımızda göreceğiz.
Daha bayrama çok var daha Ramazanı yarılamadık bile diyebilirsiniz ama olsun biz özlemlerimizi, hayallerimizi hep canlı tutmaya çalışıyoruz, o mutluluğa ulaşma adına sevdiklerimizle birlikte sevdiğimiz topraklarda olma bahtiyarlığına erişeceğiz kısmetse. Nasıl ki insan Ramazanda bazı değerlerin daha iyi farkına varıyorsa bizlerde gurbet hayatta memleket değerlerinin farkına daha iyi varıyoruz.
Son söz Ahmet Hamdi Tanpınar’dan
“Ayrılık kurşun kadar ağır
Bir adın kalmalı geriye
Birde o kahreden gurbet…”
Hoşça kal Kuzeyin Gülü
Saygılarımla.
Gurbettekiler için bir memleket özlemi vardır içlerinde hem de öyle bir özlemdir ki büyük şehrin koşuşturması içinde başakların kokusu sarar bir anda içini, tarlaların içinde dolaşırken elleriyle sever başak başlarını bir bebek yüzünü okşar gibi. Pınar başlarında düşünür kendini kana kana o buz gibi suların serinliğinde hisseder kendini… Özlenen o başak mıdır o çağlayan pınar mı yoksa geçmişin o ferahlığı ve dinginliği mi? Yoksa hepsimi? Aslında her özlemde bir arayış vardır, huzur vardır… Özlenen, özlenenin vermiş olduğu iç huzur ve mutluluk hissinden başka bir şey değildir.
Temmuz sıcaklığında Oruca dayanılabiliniyor da, gurbette sevdiklerinden uzak zor be gülüm… Hasretin hararetidir aslında bu satırlar… Anne, baba arkadaş eş dost… Özlemlerimize hasret kaldık buradan…
Özlemler hep yokuşlarda karşılamıştır bizleri… Özlemlerine ulaşmak istiyorsan o yokuşu tırmanacaksın, emek vereceksin, yorulacaksın, sonra o yokuşun zirvesine geldiğinde şöyle bir oturup bakacaksın ve bakacaksın ki bütün yorgunluğun uçu vermiş.
Yukarıda anlatmaya çalıştığımız üzere haleti Ruhiyatımızda bir duygusallık söz konusudur. Memlekete ve sevdiklerimize karşı hararet seviyesinde bir özlem oluşmuştur. Kısmetse Bayramda niyetimiz Kutsal Topraklarda olmaktır. Allah’tan bir mani gelmez ise Bayramı memlekette geçireceğiz. Yazın sıcağı bir yana püfür püfür esen yaylalar içinde bir çocuk gibi koşma arzusu var içimde. Gerçi bu arzu sadece bende değil. Değerli kardeşim Hasan TOK’ta bizimle aynı fikirde. O da bayramda Memlekete gidip yaylaları gezip, otların arasında dolaşıp, pınarlardan kana kana su içmek istiyor. Belki bu istek sadece ikimizle sınırlı değildir. Bizim gibi nice düşüneni eminiz ki memlekette karşımızda göreceğiz.
Daha bayrama çok var daha Ramazanı yarılamadık bile diyebilirsiniz ama olsun biz özlemlerimizi, hayallerimizi hep canlı tutmaya çalışıyoruz, o mutluluğa ulaşma adına sevdiklerimizle birlikte sevdiğimiz topraklarda olma bahtiyarlığına erişeceğiz kısmetse. Nasıl ki insan Ramazanda bazı değerlerin daha iyi farkına varıyorsa bizlerde gurbet hayatta memleket değerlerinin farkına daha iyi varıyoruz.
Son söz Ahmet Hamdi Tanpınar’dan
“Ayrılık kurşun kadar ağır
Bir adın kalmalı geriye
Birde o kahreden gurbet…”
Hoşça kal Kuzeyin Gülü
Saygılarımla.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *