Ara
Gümüşhane
Parçalı az bulutlu
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5660 %0.07
49,5033 %-0.13
5.729,69 % -0,29

SANKİ YEDİM CAMİİ’Nİ DUYDUNUZ MU?

YAYINLAMA:
İstanbul’un Fatih ilçesi Sinanağa mahallesinde,Osmanlılar döneminden kalma “Sanki Yedim Camii”adında bir cami bulunmaktadır.

İsmiyle meşhur olan bu caminin yapılış hikâyesi şöyledir:

18. yüzyılda yaşamış olan Keçeci Hayrettin Efendi, tasarrufu seven, nefsinin istediği her şeyi yapmayıp, vara yoğa para harcamayan bir kişidir.

Keçeci Hayrettin Efendi; çarşı pazara çıktığında zaruri ihtiyaçları haricinde para harcamaz. Bir şey yeme isteği olunca da  “
sanki yedim” deyip, o anda harcaması gereken parayı kesesinden çıkarıp bir kenarda biriktirip, tasarruf eder. Bir ömür boyu yaşadığı bu sanki yedimlerin sonunda biriktirdiği paralarla da adı geçen camiyi yaptırır.

Örnek alınacak güzel bir davranış.

Aslında hayatın gerçekleri küçük ayrıntılarda yatıyor. Önemli görmediğimiz küçük liralarla devasa eserler yapıldığı gibi, önemli görmediğimiz küçük zaman dilimlerinde ise belki yıllara sığacak önemli işler yapılabiliyor.

İnsan zenginliklerinin en büyük düşmanı ise israf… Akıl zenginliğinin de, para zenginliğinin de, zaman zenginliğinin de birinci düşmanı israf…

İsraf kültürünün gereği olan “ben kazandım, ben harcarım”mantığı ile yapılan ölçüsüz harcamalar, zamanla aile hayatının da sosyal hayatın da dengesini bozmaktadır.

İnsanların birbirini etkilenmesiyle gelişen israfçı harcama kültürünün, iradenin hâkim olduğu tasarruf kültürüyle engellenmesi sonucu,  fakirliğin önlenmesi noktasında çok önemli bir adım atılmış olacaktır. Atalarımızın da dediği gibi, “İşten artmaz dişten artar.”  Herhalde, para biriktirme ve tasarruf yapmanın en sihirli formülü de bu olsa gerektir.

Yıllar önce bir münevver insanın küçük bir ayrıntıyı değerlendirmesiyle ortaya çıkan örnek davranışı iyi düşünüp, iyi yorumlayıp gereken dersi almamız gerekir.

Mutluluklar çoğu kez küçük ayrıntılarda saklıdır. Bilene ve bulana ne mutlu
.

(Hasan Pir’in  “Oraya Gidip De Gelen Var” kitabından alınmıştır.)





Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *