KILIK- KIYAFET

Türkiye dünyanın en stabil olmayan en değişken ve akşamdan sabaha pek çok değişikliği yaşayabilen ender ülkelerden. Her gün yeni bir gündemle uyanıyorsunuz. Bugün çok önemli olan  bir konu bakıyorsunuz yarın önemini yitirmiş; al sana taze başka bir konu… Tartışmaların ardı arkası kesilmiyor. Bu kadar dinamizm iyimidir kötümüdür cevabı ancak gelecek kuşakların bileceği bir konu.

Okullarda  gelecek yıldan itibaren uygulanacak olan kılık kıyafet yönetmeliği tartışması eğitim camiasının dışına taştı.Bütün esnaf, bürokrat, veli, vekil herkesin gündeminde;
- Şimdi zengin fakir ayrımı ortaya çıkacak,
- Çocuklar daha fazla kıyafet isteyecekler,
- Zengin çocuklara özenip eziklik yaşayacaklar,
- Okul idareleri  yönetmenlikte sınırlanan bazı hususları(Vücut hatları belli olmayacak, kolsuz olmayacak, şeffaf ve yırtmaçlı olmayacak) nasıl denetleyecekler.
- Sokaktaki öğrenci diğer sokak çocuklarından nasıl ayırt edilecek,

Şeklinde bir sürü eleştiri gelirken, Bunlara karşı olarak:
- Serbest kıyafetin çocukların öz güvenini artıracağı,
- Tek tip kıyafet giymenin tek tip insan yetiştirilmek istenen totaliter rejimlerin ürünü olduğu,
- Özgür giyinen öğrencilerin özgür düşünce becerileri geliştireceği,
- Öğretmenlerin çocukların saçıyla başıyla uğraşmak yerine eğitime ağırlık vereceklerini,
- Saç kontrollerinde olmasa olmaz olan uzun saçlı öğrencilerin kafasına “tren yolu” açılmasının tarihe karışacağı,

Gibi karşı tezler çokça konuşuldu.Bizlerde ortalığın biraz yatışmasını bekleyip dinlediklerimiz yaşadıklarımız ve öngörülerimiz ışığında demek isteriz ki;

Her iki tarafında haklı olduğu alanlar var ama en çok kim haklıya gelmeden evvel: tek tip elbisenin takım oyunun bir parçası olduğunu,kalabalıkları disipline etmede aynı yöne sevk etmede önemli bir enstrüman olduğunu belirtmekte yarar var.Folklor oynayan bir ekipteki kıyafet benzerliği,kıyafet uyumu aslında oyunun bir parçasıdır.Okullarda da böyledir.Aynı elbiseler benzer okul kültürünün ve okul kimliğinin oluşmasına yardımcı olur. Elbiselerin yetmediği bu alanlara okul armaları ve okul rozetleri de takviye edilerek  bu durum güçlendirilir.Demek ki; takım olmada önemli bir unsurdur tek tip elbise veya benzer elbise…

Serbest kıyafetin ise;  aynı düşünen insanlar topluluğu olma tehlikesine karşılık olarak bireysel düşünen ve farklılıkları ortaya çıkaran, böylece özgür düşüncenin önünü açma görevini üstlenebileceğini belirtmekte yarar vardır.Bit salgınından dolayı toplu alanlarda saçları kazıtan,sıfıra vurduran yada alabuluz yaptıran tedbirlere günümüzde gerek var mıdır? Yoktur elbette.

Kafa karışıklığını gidermek adına batı toplumlarındaki serbest kıyafetle okula gitmenin onlara çok katkı yaptığını kabul ettiğimi ancak doğu toplumlarında ters etki yapabileceğini vurgulamak isterim. Batı toplumlarının kıyafete biçtiği anlam bizden çok farklıdır.Tarih öncesi çağlardan kalma antik kentlerin çoğunu gezdim. En çok dikkatimi çeken şey Batı Roma ve Bizans uygarlığında heykellerin yarı çıplak veya üryan çıplak olduğudur.Yani onlarda elbise sadece soğuktan korunma ve sosyal statü aracı iken , doğu toplumlarında elbise insanın edep yerlerini örten, günaha karşı zırh görevi gören bir olgudur.Böyle olunca bizler de elbiseye kendi kültürümüz istikametinde  bir anlam yükleyerek bir serbestiyetin içerisinde olmalıyız.Aslında genelge ile belirtilen tedbirler alınmış gibi gözükmesine rağmen, “serbestlik” ifadesi su istimale açık belirgin bir tehlike olarak  beklemektedir.

Hülasa; renklerde serbestlik ama giyilecek kıyafette birlik olması, saç kontrollerinin biraz esnetilmesi daha doğru olandır kanaatindeyim.Kanaat kullanma özgürlüğüme sebep olan eğitim ve yönetim sistemlerine binlerce teşekkür.