Ara
Gümüşhane
Kapalı
18°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,2300 %0.13
46,7486 %-0.32
4.303,47 % -0,36
NEDEN BÖYLE OLDUK?

NEDEN BÖYLE OLDUK?

YAYINLAMA:

"Süte su karıştı, sonra söze yalan, mideye haram. İşte orada bozuldu insan." 
Neşet Ertaş.

Her ne kadar “biz sizlerin yaşınızda iken” diye başlayan muhabbetleri sevmesem de öyle bir ahir zamanda yaşıyoruz ki gerçekten “evet biz sizlerin yaşınızda iken” diye söze başlayan büyüklerime hak verir hale geldik. Gerçi ellinin üstünde artık yaşlılık sürecinin ilk ayaklarında olan bizler de artık bu cümle ile başlayan muhabbetleri yapar hale geldik. 

Evet, gelelim asıl muhabbetimize. Konumuz başlıkta yazan soru cümlesi “neden böyle olduk?”

Yazımıza başlamadan önce gönül yaramıza ses olan büyük üstad bilge insan Neşet Ertaş’ın dediği söze kulak verelim isterseniz. 

"Süte su karıştı, sonra söze yalan, mideye haram. İşte orada bozuldu insan." 

Öğretmen olmamız hasebiyle Gümüşhane’de parkta, çay ocağında, camide, okulda ve hemen her yerde toplumdaki çarpıklıkları görenler yolumuz çeviriyor ve yüzde doksan dokuzu aynı cümleyi yöneltiyor bizlere;

“Hocam, bu gençlerin tek sebebi sizlersiniz…!”

Hiç usanmadan her birini alıyorum karşıma ve onlara özetle diyorum ki;

Bak değerli kardeşim. Eğitim dediğin kavram üç ayaklı sacayağıdır. Bu sac ayağının ilk ayağı ailedir. İkincisi çevredir. Üçüncüsü okul yani biz öğretmenlerdir. Daha annenin karnında iken eğitimin başladığını biliyorsak annenin aldığı her gıda, içtiği her ne varsa, helali, haramı, dinlediği müzik, seyrettiği film, duygu ve psikolojik durumu çocuğun eğitiminin ilk ayak izleridir. Ondan sonra gözlerini dünyaya açan çocuk büyümeye başladığı o aile içindeki atmosferin her türlü etkisini beynine adeta bilgisayara veri yükler gibi yüklüyor. Oradan ilk adımını attığı çevre de eğer sakat ise varın o çocuğun durumunu sizler tahayyül edin. Tüm bu donanımla okulun basamaklarından içeri giren çocuğa kusura bakmayın ama en kral öğretmen, idareci etki edemez.

 

Dilerseniz bunu bir örnekle açıklayayım. Sene 1993. Gazi Üniversitesi son sınıfta Yenimahalle’de bir lisede staja gittik. Aman Allah’ım. Sınıf demeye bin şahit lazım. Zavallı öğretmen sesini çıkaramıyor, öğrenciler neredeyse öğretmene parmak atacak. Sıraların üstünde patırtı, kütürtü. Şimdi bu öğretmen bu çocuklara neyi ve nasıl verecek?

 

Belki bu şimdi yazacağımı okumaktan bıktınız ama bu şehirde anadan üryan gezen çocuklar bizlerin çocukları. Köprü altlarında tiner çeken, birbirini bıçaklayan, iddada haramı kovalayan, anaya babaya isyan eden, sigarayı yüzümüze üfleyen, sokakta uluorta kafayı çeken, sigara dumanını yüzümüze üfleyen, eşini döven, çocukları öldüren bizlerin çocukları.

 

Peki, onlar bu hale nasıl geldi?

İşin kolayını bulduk ya ne güzel. Siz öğretmen ve imamlar suçlusunuz. Bu nesli siz mahvettiniz. Onları iyi eğitemediniz, okutamadınız vs vs. 

Başta dediğim gibi sen anne ve baba olarak çocuğu kazanırken, yetiştirirken helal ve haramı önce iyi tartacaksın. Onlara her yönden mükemmel bir rolmodel olacaksın. İnsanı sevmeyi, paylaşmayı, kardeşliği, barışı, doğruluğu, helal, haramı, insanlığı, cömertliği, memleket, bayrak sevdasını, milli ve manevi duyguları gergefe nakış işler gibi çocuklarınızın dimağlarına bir bir işleyeceksin. Ondan sonra öğretmen hazır bulunuşluğuna göre senin temellerini attığın esere bir nevi kat çıkacak. Onların mükemmel bir insan olmaları için onlara el verecek.     

Ve bugün doktor, hâkim, savcı, öğretmen olmalarından ziyade çok iyi birer insan diyerek onlarla gurur duyacağız. Ne dersiniz. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *