ZÜLFİ YÂRE DOKUNDUM AMA GÜMÜŞHANE KAZANDI!
23 Haziran 2025 tarihinde kaleme aldığım “Taşköprü Yaylası parselleniyor mu?” başlıklı haber, sadece bir iddianın peşine düşülmesi değil, Gümüşhane’nin geleceğine dair bir vicdan çağrısıydı. Yaylalarımızın sessiz sedasız parsellenmesine karşı, kalemimizi kalkan ettik. Gördüklerimizi, duyduklarımızı ve kamuoyuna düşen sorumluluğu yazıya döktük.
O günden bugüne geçen sürede birçok süreç yaşandı. Yapılan denetimler, hazırlanan raporlar, hukuki değerlendirmeler... Ve sonunda beklenen karar alındı, uygulama başladı.
Karar uygulamada, kaçak yapılar artık yok
Gümüşhane İl Encümeni tarafından 1 Temmuz 2025 tarihinde alınan kararla, Merkez ilçeye bağlı Çorak Köyü sınırları içindeki Yeni Yayla, Karabina Yaylası ve Kayabaşı Köyü Kavras Mevkii’nde yapılan kontroller sonucunda usulsüzlüğü tespit edilen 38 yapının yıkılması kararı alındı.
Bu yapılar şunlardı:
18 konteyner
16 betonarme ve yığma yapı
3 bungalov
1 baraka
Toplamda 38 kaçak yapı… Doğanın bağrına saplanmış 38 hançer!
Ve nihayet, bu hançerler birer birer sökülmeye başlandı.
İş makineleri girdi, hukuk devreye alındı
İlgili vatandaşlara yasal tebligatlar yapıldıktan sonra İl Özel İdaresi ekipleri, Jandarma'nın güvenlik önlemleri eşliğinde sahaya indi. Sabah saatlerinde başlayan yıkım süreci, devletin kararlılığını ve doğaya olan sorumluluğunu ortaya koyan örnek bir müdahale oldu.
Bu süreç tamamlandığında, yalnızca yapılar değil, aynı zamanda bu yapılarla birlikte Gümüşhane’nin sessizliğini kullanarak haksızlığa alışmış bir zihniyet de yıkılacak.
Yıkımların ardından 3091 sayılı Kanun ve 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında idari ve adli yaptırımlar da yolda.
“Burası sahipsiz” diyenlere en güzel cevap
Yıllardır özellikle yayla alanlarında süregelen kaçak yapılaşma, ne yazık ki çoğu zaman görmezden gelindi.
Bazı kişiler yaylaları “babalarının çiftliği” gibi görmeye başladı.
Parası olan konteynerini getirdi, villamsı yapısını dikti, doğanın kalbine asfaltı döktü.
Ama artık bir şey değişti.
Çünkü Gümüşhane artık susmuyor. Gümüşhane artık itiraz ediyor.
Bu nedenle bu yıkım sadece fiziki bir işlem değil, aynı zamanda “Gümüşhane sahipsiz değil” diyenlerin haklı zaferidir.
Sözümüzü susturmak istediler
Bu sürecin kolay ilerlemediğini itiraf etmeliyim. “Taşköprü Yaylası parselleniyor mu?” haberinin ardından, özellikle “siyaseten aktif” bazı çevrelerden üstü kapalı mesajlar, tehditkâr ifadeler kulağıma ulaşmaya başladı.
Ama korkmadım.
Çünkü biliyordum ki doğruyu yazmak cesaret ister; ama susmak, ihanettir.
Ve haberin ardından köşe yazımın sonunda şöyle demiştim:
“Zülfi yâre dokundum, özür dilerim.
Ama kusura bakılmasın...
Mesele Gümüşhane olunca, o yâre dokunmaya devam edeceğiz.”
Bugün o sözlerin altını daha kalın çizerek bir kez daha tekrar ediyorum:
Evet, dokunacağız! Çünkü mesele memleket meselesi.
Teşekkür edilmesi gereken bir kararlılık var
Bu noktaya gelirken süreci yöneten ve irade gösteren kişi ve kurumlar var. Onlara kamuoyunun önünde teşekkür etmek boynumun borcu:
- Sayın Gümüşhane Valimiz Aydın Baruş’a,
- İl Encümeni Üyelerine ve il Özel İdaresine,
- Sahada görev yapan tüm jandarma ve güvenlik güçlerine,
- Kararı uygulayan ve süreci şeffaf şekilde yöneten Gümüşhane İl İdare Kurulu’na...
Bu şehir adına şükranlarımı sunuyorum.
Gümüşhane’yi sevmek, yalnızca türküyle olmaz
Ben bu şehri seviyorum.
Ama bu sevgi sadece Kelkit’in türküsüyle, Zigana’nın sisli yamaçlarıyla, Taşköprü’nün yeşilliğiyle değil...
Aynı zamanda doğruları haykırmakla, haksızlığa itiraz etmekle, yarına tertemiz bir şehir bırakmakla mümkündür.
Yaylalarımızda doğayı katleden her bir yapı, bu şehrin alnındaki lekeye dönüşür.
Ve biz o lekeyi silmekle mükellefiz.
Bugün yapılan yıkımlar, sadece beton yığınlarının değil; aynı zamanda susturulmuş vicdanların zincirini kırdı.
Yarın için bugün susmayacağız
Evet…
Bugün yıkılan sadece konteynerler, bungalovlar, yığma yapılar değil.
Bugün yıkılan; bu şehrin sırtına yük olmuş, “nasıl olsa kimse görmez” diyen kibirli bakışlardır.
Ben Ebuzer Yapar olarak,
bugün susturulmak istenen bir kalemsem; yarın daha çok yazacağım.
Bugün göz ardı edilen bir sessem; yarın daha yüksek sesle konuşacağım.
Çünkü mesele Gümüşhane olunca…
O yâre dokunmaya devam edeceğiz!