10 Kasım: Zamanın Durduğu An
Kasım ayının hüzünle harmanlandığı bir sabahta, takvimler yine onunu gösteriyor.
Saat dokuzu beş geçe, şehirlerin kalabalığı susuyor, rüzgâr bile nefesini tutuyor.
Bir millet, kalbinde derin bir sızıyla Atasına dönüyor.
Çünkü bu sessizlik, yalnızca bir anma değil; bir özlemin yankısıdır.
Atatürk…
Bir milletin küllerinden doğduğu, aklın ve bilimin ışığında yeniden var olduğu bir dönemin adıdır o.
O’nun adı, bir imzadan, bir unvandan çok daha fazlasını anlatır;
bir inancı, bir umudu, bir dirilişi…
Yüzyıllar geçse de anlamı eksilmeyen bir aydınlıktır.
10 Kasım, bir veda günü değildir.
O gün, yokluğun hüznüyle birlikte varlığın değerini daha çok anladığımız gündür.
Çünkü Atatürk’ü anmak, yalnızca geçmişe dönüp bakmak değildir;
geleceğe, O’nun gösterdiği yoldan yürüyebilmektir.
Cumhuriyet’i bir emanet değil, bir inanç olarak gören her yürek,
Atatürk’ün nefesini taşır içinde.
O, toprakta değil, düşüncede yaşamayı seçmiş bir önderdir;
ve biz, O’nun fikirleriyle her sabah yeniden doğan bir milletiz.
Bugün, saat dokuzu beş geçe durduğumuzda, aslında zamanı değil, minneti dondururuz.
Çünkü biliriz ki,
Atatürk ölmedi; O, bu ülkenin düşüncesinde, sesinde, nefesinde yaşamaya devam ediyor.
Yazar-Şair
ÜLKER SADIK