Ara
Gümüşhane
Kapalı
-1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28

KAYBOLAN HOŞGÖRÜ KÜLTÜRÜMÜZ

YAYINLAMA:
Toplum hayatımızda en çok kaybettiğimiz değerlerden biride hoşgörü kültürüdür .Bir çok bireyimizde sertlik, kavga, kutuplaşma, kin ve intikam, tahammülsüzlük, başkalarına saygı göstermeme, “yalnız ve hep ben” duyguları egemen olmuş durumdadır. Hoşgörüsüzlük, politikacısından bilim adamına, iş adamına, esnafına, gencine, ihtiyarına varıncaya kadar neredeyse bütün topluma bulaşan bir hastalık olmuştur.

Asırlarca, “iman etmedikçe cennete giremeyen, birbirini sevmedikçe iman etmiş olmayan”, “yaratılmışı yaratandan ötürü seven” ve bunun için insanlık tarihinde seçkin bir yer edinen bu toplum, Hz. Peygamber’in, Mevlana’nın, Yunus Emre’nin yolundan yürümüşken şimdi ne halde? Nerelerde? Bizi biz yapan, bu milleti yüce kılan inanç ve kültür değerleri nerede?

Acaba geçmişte de bugünkü gibi tahammülsüzlük, hoşgörüsüzlük, sertlik ve kavga var mıydı? Tarihçilerin yazdıklarına göre zaman zaman elbette oldu. Yeniçerilerin kazan kaldırdığı, kendi vezirlerinin, sadrazamlarının, padişahlarının kellelerini aldığı dönemler oldu. Ama aynı yeniçerinin savaş sırasında, siperde beklerken gül yetiştirdiği, aynı toplumun sevgide, saygıda, hoşgörüde, incelik ve zarafette zirvede olduğu da bilinen gerçeklerdi. Peki ya şimdi? Anlayışlı, hoşgörülü  insanı seven bireylere ne oldu?  Hakikaten, futbol maçlarından başlayın, demokrasi kültürüne doğru devam edin, değişik milletlere, ırklara, dinlere karşı yaklaşımımıza bakın, maalesef çok yüksek hoşgörü düzeyinde olmadığımızı göreceksiniz.

Göreceksiniz ki, birimizin diğerine tahammülü kalmadı artık. Çabuk sıkılıyoruz, çabuk tüketiyoruz. Heyecanımızda sevgimizde hemen bitiveriyor. Herkesi eleştiriyoruz. Çok sevdiğimize  bile tahammül edemiyoruz.

 Sonradan mı böyle olduk, böyle miydik bilinmez ama biraz değişik olan, bizim gibi düşünmeyen, yaşamayandan ve bizden olmayandan  hoşlanmaz olduk. Bu hoşnutsuzluk ve sevgisizliği Türkiye  değerler araştırmasında da görebiliyoruz. Araştırmaya  göre insanlar, kendisiyle benzer olmayan insanlarla komşu olmak bile istemiyor. Yine ülkemizde insanların %68’i nikahsız yaşayan çiftlerle, %54’ü şeriat yanlılarıyla, %48’i Hıristiyanlarla, %39’u başka dinlerden olanlarla, %39’u göçmenler ve yabancı işçilerle, %20’si oruç tutmayanlarla, %17’si de sevmediği partiye oy veren insanlarla komşu olmak istemiyor. Dahası hoşlanmadığı ve rahatsızlık duyduğu durumlarla ilgilide ,küpe takmış erkeklerden rahatsız olanlar %63, barlara diskoteğe gidenlerden rahatsız olanlar %56, flört eden gençlerden rahatsız olanlar %44,  boşanmış kadınlardan rahatsız olanlar %17 oranını gösteriyor. 

Görülüyorki; toplum olarak hoşgörü kültürünü iyice yitirmişiz ve  yeniden , yaşamak, yaşatmak için bilgi, sevgi ve çabaya ihtiyaç var. Bunun içinde , okullardan ve medyadan başlayarak, siyasilerin ve kamu yetkililerinin söylemlerine varıncaya kadar her alanda, farklı fikirlere ve yaşam tarzlarına olduğu gibi, farklı etnik kimliklere ve dinsel inanışlara saygılı olmanın yalnızca demokrasinin değil, uygarlığın da bir gereği olduğu anlayışını yerleştirecek ciddi çalışmalar ivedilikle başlatılmalıdır. Selam ve sevgiler.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *