Ara
Gümüşhane
Hafif kar yağışlı
-4°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,9259 %0.13
50,6303 %-0.18
6.250,52 % 1,29
MUSTAFA KEMAL ÜLKÜSÜ SADECE SÖZ DEĞİL

MUSTAFA KEMAL ÜLKÜSÜ SADECE SÖZ DEĞİL

YAYINLAMA:
Yazımızın başlığı, Halim Yağcıoğlu'nun, “ Atatürk’ten son mektup” adlı yedi kupleden oluşan şiirinin her kuplesi sonunda yer alan tümcesi.

Buna göre her yıl kasım ayının onunda Atatürk için yapılan anma programlarında, ozan Yaycıoğlu’nun Atatürk ün ağzından yazdığı bu şiirin yorumu yer almalıdır.

Şiirin bir kuplesinde, “ Mustafa kemal ülküsü sadece söz değil-beni seviyorsanız ve eğer anlıyorsanız-  laboratuvarlarda sabahlayın kahvelerde değil. –bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar- ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar.” Deniyor. Bence bu dizeler bir mercek altına alınıp incelendiğinde, yapmamız gereken görevlerin neler olduğu açık ve net olarak görülmektedir.

Atatürk ün hayata veda ettiği yıl dünyaya geldiğim için onu şahsen göremedim ama yukarıda söylediklerini özümleyerek yapmaya çalıştım ve hala çalışıyorum. Onun değimi ile kendisini göremeyenler için, “ beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi benin duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.” Demişti.

Evet, laboratuvarlarda sabahlamak yani bilim ve fenni rehber edinmek, uygarlık yarışında geri kalmamak, kitaplarla haşır neşir olmak, her alanda üretici olmak hasılı en önemlisi adam olmak onun gösterdiği yol ve ilkelerden bazıları ve en önemlileridir.

Atatürk ün felsefesini öteleyerek sadece siyasi hayatını, askerlik yönünü ele alarak düzenlenen anma programları sadece bir tören havasını yansıtır. Oysaki önemli olan içi dolu dolu bir programın icra edilmiş olmasıdır.

Geçen pazartesi(10/11/2014) günü anma törenleri; sınırlı da olsa kimi yurttaşların katılımıyla icra edilerek gerçekleştirilmiştir. Yani Atatürk anıldı anlatılmaya çalışıldı.

Bu satırların yazarı olarak yıllardır bu manadaki programlara konuşmacı ve de uygulayıcı olarak katılanlardan birisi olmanın gururunu taşımaktayım. Bu yılki salon törenlerini ne yazıkki izleyemedik. Gayretkeş (ibrikçi başı olma heveslisi) bir memurun gazabına uğradığımı üzülerek ifade etmek isterim.  Oysaki gazeteden sorumlu bir kişi olarak valimizin davetlerine daha doğrusu katıldığı tüm programlarına mutlaka icabet etmekte ve bunu görev saymanın yanı sıra nezaket kuralı olarak ta üst düzey bir anlayışla uygulayan birisiyim. Sayın Valimizin davetlisi olduğumuz nasıl göz ardı ediliyor ya da öteleniyor anlamak mümkün değil.

Sebep ne olursa olsun yurttaşlarımıza yapılmaması gereken bu engellemeler sorumlu yöneticiler için bir risk oluşturacağından bu tür eylemlere izin verilmemeli yapanlar şiddetle uyarılmalıdır. Eğer bu bir protokol sorumlusu ise; nezaket kurallarını maksimum düzeyde uygulaması hususu kendisine hatırlatılmalıdır.

Konumuz, Atatürk O’nu anlamak ise:

Daha zengin programlarla Atatürk haftasının değerlendirilmesi için tüm kurumlar harekete geçirilmeli, üniversite ve üniversite gençliğinin hafta etkinliklerine katkısı sağlanmalıdır. Bu duygularla; Devletimizin banisi büyük halaskar Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 76. Ölüm yıldönümünde özlemle ve saygıyla anıyor; bu vesileyle kendisine ve O’nun askerlerine Allah’tan Rahmet diliyorum.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *