Gümüşhane Haberleri
2014-02-23 21:30:28

ADALETSİZLERİN DÜZENİ

Cevat Nas

23 Şubat 2014, 21:30

Başbakan bağırıyor, paralel yapı herkesi dinlemiş, biz buna engel olacağız diyor. Şimdi soruyoruz: 11 yıldır bu yapıyı siz yedirip, içirip, her yere yerleştirmediniz mi? Bu paralel yapı dediğiniz cemaatin etkinliklerinde koro halinde ağlamadınız mı? Ne istemişlerse vermediniz mi? Şimdi millete doğruluk, dürüstlük pozu verip, yine mazlumları oynamanın hiç gereği yok.

Bu millet ALO FATİH sesini duymuştur. Bu Fatih nasıl baskı altında olduğunu da anlattı. Türkiye'de demokrasi var mı? Bu baskıcı ortamda demokrasiden ne derece söz edebiliriz? Devlet Bahçeli'nin konuşması ile ilgili bir cümleyi altyazı olarak yayımlayan Habertürk TV'ye, Başbakan’ın bizzat telefonla müdahale ederek yayımdan kaldırttığını açıkça görüntü ve ses kayıtları ile şahit olduk. Başbakan'ın, Bahçeli'nin TV'lerde bırakın konuşmasına, altyazı ile bir cümlesinin verilmesine bile tahammülünün olmadığı açıkça ortada.

Seçim anketi yapan firmaların yüzde 80'inin AKP'lilerin olduğunu herkes biliyor. Ama diğer anket şirketlerinin ve bunları yayımlayan medyanın da bizzat Başbakan tarafından yapılan müdahalelerle manipüle edildiğini iyice anlamış olduk. Başbakan Konda şirketinin bir anketini yayınlaması ve hemen ardından da bu şirketin yetkilisinin ''biz bu seçimlerle ilgili herhangi bir anket yayınlamadık ''diyerek beyanat vermesi, açıkça yalan ve dolanın havalarda uçuştuğunu bize ispatlıyor. Halkı kandırmak için her yolun mübah olduğunu koca koca adamlar yalan söyleyerek ispatlamış oluyorlar. Habertürk'ün, Konsensus firmasına yaptırdığı seçim anketinin sonuçlarını gördük ve işittik. Başbakan Erdoğan'ın bilgisi ve talimatıyla manipüle ettiği yani MHP oylarını düşürerek, BDP ve AKP oylarını artırarak verdiği ses ve görüntü kayıtlarıyla açığa çıktı ve tüm Türkiye bu durumu açıkça izledi. Bu şartlarda Türkiye'de adaletli bir seçim yapılacağına inanmak oldukça zor!

Yeni bir ses kaydından da, 14.07.2013 de MHP lideri Bahçeli'nin basın toplantısını veren Habertürk TV'nin yöneticisi Fatih Saraç'ı bizzat Başbakan Erdoğan'ın telefonla aradığı ve yayını kestirdiğini ses ve görüntü kayıtlarından resmen gördük ve işittik. "Gücü özgürlüğünde" denilen medyanın birilerinin kuklası olduğunu, tarafsız ve bağımsız zannettiğimiz Fatih Altaylı, Fatih Saraç gibi medya yönetici ve yazarlarının Tayyip Erdoğan'ın sesi olduğunu, ses kayıtlarından işiterek öğrendik. Bu şartlarda iktidara bağlı 600 küsur belediyenin yolsuzluklarla mahkemelik olduğunu bu millet nereden öğrenecek? Bu bilgiyi bizler sayın MHP sözcüsü Oktay Vural Bey ve sayın Kamalak Bey'in konuşmalarından dinleyip öğrendiğimizi ifade edelim.

Bu şartlarda "etkili muhalefet" yapamadığı için Devlet Bahçeli'yi haksız yere suçladığımız anlaşılıyor. Bu hususta sık sık eleştiri yaptığımız Devlet Bahçeli belli güçlerce dar bir alana sıkıştırılmasına rağmen, ülkücüleri sokağa dökmemek için elinden gelen çabayı sarf etmiş ve Türkiye'de yapılan bunca haksızlıklar, hırsızlıklar, yolsuzluklar ve bölünmeler karşısında çok zor şartlarda siyaset yaptığı açıkça anlaşılmaktadır. Görünen o ki Türkiye sinsi yalanların ve tuzakların ilerideki kaoslarına gebedir. Bu hususta siyasetin ve demokratik parlamenter sistemin, siyasiler tarafından ahlak kurallarına uyularak, yalanlardan uzak tutularak korunması lazımdır. Aksi taktirde taraflı medya ve bu adaletsiz tutumlarla, Türkiye bu kutuplaşma ortamında nasıl huzurlu olabilir ve nereye gidebilir? Açıkça Türkiye'de medya bağımsız değil, Türkiye’de demokrasi yok. Bunu iyice artık görüyoruz...

Saygılarımla.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.