Ara
Gümüşhane
Parçalı bulutlu
-1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8057 %0.16
50,2458 %0.02
5.944,76 % -0,18
DİYANET- BARO POLEMİĞİ 

DİYANET- BARO POLEMİĞİ 

YAYINLAMA:

Yazıma başlamadan önce hafta sonu bir televizyon programında koronavirüs salgınında iki haftalık süreçte vaka görülmeyerek Türkiye’ye örnek olan Gümüşhaneli hemşerilerime bu vesile ile kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.

Devletimizin almış olduğu kararlara ve açıklanan kurallara harfiyen uyan altın kalpli hemşerilerimizle ne kadar öğünsek azdır. Hepsine sağlıklı günler diliyorum.

Evet…

Ramazan ayı içerisindeyiz…Her yıl bu mevsimde yapılan tartışmalar maalesef bitmiyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı ile Ankara Barosu arasında başlayıp yargıya taşınan polemik konusu.

Baştan söyleyeyim Diyanet İşleri Başkanlığının birçok kararını, fetvasını onaylamasam da en son Ankara Barosu ile yaşadığı tartışmada sonuna kadar destekliyorum.

Diyanet İşleri Başkanının ramazan ayı iklimine uygun olarak hazırladığı Cuma hutbesinde geçen Kuran’ı Kerimdeki bir ayet üzerine Ankara Barosunun yaptığı basın açıklaması asla kabul edilemez. 

Bir milletin inanmış olduğu değerleri aşağılamak kimsenin haddi de değil Ankara Barosunun görevi hiç değil.

Diyanet İşleri Başkanı hazırladığı hutbede, evrensel İslam inancının ilkeleri üzerine bir hutbe kaleme almıştır. Bundan daha doğal ne olabilir?

Keşke Diyanet İşleri Başkanlığı inancımıza ters olan “zinayı serbest bırakan kanun maddesi çıkarıldığında”, “domuz eti satılması yasal güvenceye kavuştuğunda”, iftar sofralarında papazlar dua ettiğinde…vb.” günlerde de açıklama yapıp evrensel dinimizin inanç esaslarını ortaya koysa idi. 

İçimde hala yaradır. Yeri geldiğinde çiçek, böcek Cuma hutbeleri yayınlayan Diyanet, Ülkemizin ve Diyanet İşleri Başkanlığının kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 10 Kasım’da, 23 Nisan’da 29 Ekim’de,30 Ağustos’ta Cuma hutbelerinde neden hatırlayıp hayırla/rahmetle yaad etmiyor?

Ancak Baroyla girdiği bu polemikte yanındayız. Ankara Barosu üzerine vazife olmayan bir konuda açıklama yaparak kendisine duyulan güveni zedelemiştir. Kamuoyundan özür dilemelidir.

Elbette İslami konular kamuoyunda konuşulmalı ve gerektiği ölçüde tartışılmalıdır. Ancak, inancımızın değişmez kurallarını Kuran ayetlerini tartışma konusu yapmak kime ne fayda sağlar!

Evet…Ramazan mevsimindeyiz. Ömür saati çalışıyor. Günler birbirine nazire yaparcasına geçip gidiyor. Koronavirüs her gün bir değerimizi koparıyor hayattan.
Bu satırları yazarken toplumun yakından tanıdığı İlahiyatçı-Program Yapımcısı Ömer Döngeloğlu’nun virüs nedeniyle hakka yürüdüğünü öğrendim. İyi bir insandı.

Her ramazan ayı geldiğinde Ömer Hoca yapmış olduğu televizyon programları ile kendine has tarzıyla Hz.Peygamberimizi, Mekkeyi,Medineyi, Ehl-i Beyti, Kerbela’yı, Ramazanı, Orucu, İftarı, Sahuru gözü yaşlı anlatırdı.

Allah rahmet eylesin.

Hepimiz bu dünyaya geçici bir süreliğine misafir olarak geldik ve Allah her birimize ‘ömür’ dediğimiz bir sermaye vermiş. Hepimiz bu ömür sermayesini tüketmeye, tüketirken de imtihan olmaya geliyoruz aslında.

Çünkü iman ediyoruz ki ebedi sonsuz bir hayat var. O sonsuz hayatı kazanmanın yeridir dünya…

Ancak, dünyada, hayatın akışı içerisinde bazen kendimizi ihmal ediyoruz, kalbimizi ihmal ediyoruz, kardeşimizi, dostumuzu ihmal ediyoruz. Dünya hayatını bir gayeye dönüştürüyoruz bazen. 

İşte Ramazan her sene bize dünya hayatının bu akışına teslim olmamayı öğretmeye geliyor. Bizi değiştirmeye geliyor. Bizim kalbimize, yüreğimize çöken kötülükleri ortadan kaldırmak için geliyor. 

İnsanoğlunun barışı inşa etmek için geldiği dünyayı nasıl yaşanmaz hale getirdiğini hep birlikte virüs sayesinde acı acı izliyoruz.

Bugünlerde umarım koronavirüs bizi biraz kendimize getirerek kaybettiğimiz değerlerimizi hatırlamamıza vesile olur. Meğer ne güzel geleneklerimiz, göreneklerimiz varmış diyebiliriz.

Özetle küresel siyasetin günahları dağ gibi önümüzde duruyor. Yarın neler olacak bilmiyoruz. Ama şunu çok iyi biliyoruz bu ramazan iklimi, gönül coğrafyamızda esaslı bir iç muhasebe yapmanın tam da zamanı. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *